Savaş ÖZBEY
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2006 00:00
Türkiye Golf Federasyonu’nun televizyonlarda bir kampanyası dönüyor. Kampanya çerçevesinde yapılacak 100 golf sahasıyla İspanya ve Portekiz gibi yıllık 2.5 milyar dolar ek turizm geliri hedefleniyor. Sahaların yapımına başlandı bile. 3’ü İstanbul, 8’i Antalya’da olmak üzere şu anda 11 sahası bulunan Türkiye’de dört yıl sonra 100 noktada golf oynanacak.
Ancak Türkiye’deki herkes yeni golf sahaları konusunda federasyon kadar heyecanlı değil. Çevreci örgütler sahalar yüzünden ayağa kalkmış durumda. İnşaatlara karşı olduklarını bildiren 49 örgüt, Antalya’da 72 gün boyunca eylem
yaptı. Platformlar kuruldu, davalar açıldı. Toplanan imza sayısı 35 bini aştı. Hatta iki sahayı durdurmayı bile başardılar. Yeni sahalarla mücadele sertleşerek sürecek gibi görünüyor. Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu ile TEMA ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği temsilcilerine sahalar konusundaki görüşlerini sorduk. Her iki tarafın da kulak verilmesi gereken uyarıları var. Kim ne diyor, buyrun okuyun, Türkiye’de golfe taraf mısınız, karşı mı siz karar verin.
Türkiye’nin iklimi uygun mu?
Dubai’de nasıl oluyor
Golfün sadece yağışlı ülkelerde yaygınlaştığı yanlış bir kanı. Bugün çöl ülkesi olan Dubai bir golf cennetine dönüşüyor. Sanki bunları ormanlık arazide mi inşa ediyor? Golf sahası dediğiniz şeyi isterseniz çöle yaparsınız, isterseniz bataklığa da.
Yağışlı ülkelerin sporu
Golfün İskoçya, İngiltere, Kuzey Amerika, Japonya gibi ülkelerde yaygınlaşmasının sebebi düzenli ve bol yağışlar. Ama Antalya, yılın 8 ayı yağış almayan bir bölge. Oralarda çevre dostu olan bu spor, başka yerlerde doğal kaynaklar için tehdide dönüşüyor.
Yeterli suyumuz var mı?
18 çukura 3 bin ton
18 çukurlu bir golf sahasının su ihtiyacı 3 bin ton. Belek’te bataklığa bile kurulan golf sahası var. Yarım metre kazsanız su çıkıyor. Drenaj sistemi ile gereken suyun yüzde 60’ı yeraltından suni göllere aktarabiliyorsunuz. Sulanacak toplam alan 350 bin metrekare. Mesela İstanbul Belediyesi’nin suladığı yeşil alan miktarı 19 milyon metrekare.
Türkiye su zengini değil
BM verilerine göre golf sahalarının sulanmasında günde 9.25 milyar litre su kullanılıyor. Bu miktar 4.7 milyar kişinin yaşaması için gereken suya eşit. Türkiye su zengini değil. Kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı 1500 metreküp. Nüfus 100 milyon olunca bu rakam 1000 metreküpe düşecek. Bu sahalar yaşama atmosferini yok etmeye dönük bir tehdit.
Tarım ilacına mı bulanacağız?
Tarımı da yasaklayalım
Kimsenin bilmediği konuda konuşma mecburiyeti yok. Golf sahalarında kullanılan tarım ilaçları, bugün tarım için kullanılanın yüzde 70’i civarında. Seralarda kullanılan suni gübre ve pamukta kullanılan hermisit yüzde 30 daha fazla. Ne yapalım yani, ilaç kullanılıyor diye tarımı mı yasaklayalım?
Çimen için ilaç gerek
Golf demek çimen demek. Kaliteli çimen ise su, tarım ilacı ve gübre olmadan yetişmiyor. Bir dönüm golf sahasında yılda 14.5 kg tarım ilacı kullanılırken, tarım alanlarında bu miktar 2.1 kg. Bu kimyasallar doğayı zehirliyor, sular yoluyla taşınarak denizlere bile zarar veriyor.
Ağaç kesimi problemi?
Yerine fidan dikiliyor
Kesilen ağaç sayısı konusunda kendileriyle çelişiyorlar. Bir golf sahasından 200 bin ağaç kesiliyor, diyorlar. Eğer sahanın tamamı ormana kurulursa, tamam. Ama sahaların önemli kısmı açık arazide. Manavgat çöplüğü de golf sahası olacak mesela. Kesilen ağaçların yüzde 80’i ticari ömrünü tamamlamış. Bugüne kadar 75 bin civarında ağaç kesildi. Ama yerlerine 80 binin üzerinde vasıflı fidan dikildi.
500 bin ağaç gidecek
Golf tesisi kurmak için 500-1000 dönümlük büyük araziler gerekiyor. Devletin elinde böyle araziler sadece ormanlık alanlarda var. Devletin hantallığından yararlanıp ormanlık araziler ucuza kapatılıyor. İnşaatlar yüzünden sadece Belek’te 500 bin yetişkin ağaç heba olacak. Akdeniz kumlarının ilerlememesi için devletin 1920’lerde Sorgun ve 1950’lerde Belek’te oluşturduğu kumul ormanları bile kesiliyor.
Doğal yaşam ne olacak?
Geliriyle temizlenir
Turizmde gelişmiş olup, bu gelirinin yüzde 10’unu golften sağlamayan bir tek ülke yok. Yerüstü değerlerimizi hiçbir şeye feda etmemeliyiz ama bir de şunu düşünün: Her şey dahil günlük 20 Euro’ya gelen turistten kazandığınızla, onun yarattığı deterjan-sabun-şampuan kirliliğini bile temizleyemezsiniz. Golf deyince günde 1380 dolar bırakan turistten bahsediyoruz.
Özel türler yok oluyor
Kesimlerin yapıldığı Belek’teki özel çevre koruma bölgesinde 574 bitki türü yaşıyor, bunların 28’i endemik. Yapılan sahalar aynı zamanda kuşların göç yolları üzerinde. Caretta caretta’ların yumurtlama alanlarına bile hafriyat dökülüyor. Zenginliklerimizi yok etmekle kalmıyor, bir yandan da uluslararası yükümlülüklerimizi çiğniyoruz aslında.
Yapılanlar kime yarayacak?
25 bin kişiye istihdam
Her golf sahasında 30’u uzman olmak üzere, yaklaşık 250 kişi çalışıyor. Türkiye genelinde yapılması planlanan 100 saha bittiğinde, 25 bin kişiye yeni iş alanı açılacak. Başka ülkelerde yaşanan deneyimler gösteriyor ki, golf sahaları, kuruldukları bölgelerin ekonomisini çarpan etkisi yaparak kalkındırıyor.
Müşterileri kullanacak
Anayasa’ya göre ormanlar sadece kamu yararı için tahsis edilebilir. Peki bu sahalar kamu yararı için mi yapılıyor, zenginler için mi? Sonra her şey turizm açısından değerlendirilemez ki! Sade vatandaşın hiç mi orman görme hakkı, doğal bir çevrede yaşama hakkı yok?