Güncelleme Tarihi:
Reyting kralı oyunucunun Beylerbeyi’ndeki evinin yolunu tuttuk, hayatla bu kavgasının sebebini sorduk. Bu röportajda ilk kez son beş senesinin hatta hayatının muhabesini yaptı
Babanız polisti. Kuralcı bir ailede mi yetiştiniz?
- Annem Karadeniz, babam Egeli. Altı sene Aydın’da yaşadım. İki deniz insanın çocuğuyum. Herhalde samimiyet ve sıcaklığımda oradan geliyor. Babam beni sevgiyle yetiştirdi. Bürokrat olmamı isterdi ama ben okuldan kaçtım (Gülüyor).
Asilik o zamanlar başladı o halde...
- Durgun bir çocuktum. Ama üniversiteyle birlikte insan daha özgür düşünmeye başlıyor. Ben de kendime kafa yormaya başladım. Meselemi çözdüm. Yeditepe Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyordum. İstemedim. Bursla Fransa’ya gösteri sanatları eğitimi almaya gittim. Bir-iki sene babamla hiç konuşmadık ama hayallerim gerçek oldu.
Durgun bir çocukken sonra bu kadar sivri oldunuz?
- Fransa yıllarında... Benim için hem iyi hem de kötü oldu. Çok uçlarda yaşayan bir adam gibi göründüm. Sözlerim yanlış anlaşıldı. Aslında kimseden fazla yaşamıyorum. Türkiye’de başarı cezalandırılıyor.
Geceleri sürekli gezip, sarhoş görünüyorsunuz. Yaptığınız şarkıların sözlerindeyse duygusal biri var. Gerçek hangisi?
- Aslında hepsi gerçek. Doğru zamanda beste yapabilen, doğru zamanda da herkes gibi içip dağıtan bir adamım. Aynı dizide 175 bölüm rol aldığıma göre de, işimle diğer şeyleri birbirinden ayırabiliyorum demektir.
Har gece dışarı çıkıyor musunuz?
- Hayır canım, ama magazinde sürekli gösterince yedi gece gibi algılanıyor. İnsanlar “Ooo bu adam yaşıyor” diyor.
Gece dışarı çıkan bir sürü ünlü var. Ama bence sizin kameralara söyledikleriniz insanlara biraz sivri geliyor...
- Karşımdaki bir insan, hayvan değil. “Seninle muhatap değilim bebeğim” demiyorum! Tabii ki ona sorduğu sorunun yanıtını veriyorum.
Bazen sarhoşken kameralar karşısında ağlıyorsunuz. Bunu neden yapıyorsunuz?
- Hüzünlü bir anım oluyor. Konuşuyorum, ağlıyorum. Sonuçta ben birçok konuda eleştirildim, alkışlandım, ağladım, güldüm... Bence bunlar gerçek yanım ve insani boyutum.
Bir de hırçın bir adam imajı var. Sizden çekinen de var mı?
- Vallahi asi ve adaletçiyim ama korkulacak, agresif bir adam değilim!
HİÇ ESTETİK YAPTIRMADIM
Dizideki kötü adam karakteriniz yüzünden bazı mekanlara alınmadığınız doğru mu?
- Öyle tatsızlıklar yaşandı. Ama ben işimi bırakmadım. Ne yapayım?
Sizde de malzeme bitmiyor… Bir arabayla ters yola girme ve taksiye çarpma hikayesi var...
- Magazinin kirli bir tarafı da var. İş yaratmak adına tezgahlar kurulurdu. Örneğin bir gün biri arabamın aynasını kırdı. Sonra araştırdım adama bunun için para verilmiş. Yine öyle bir tezgahtan kurtulmaya çalışıyordum...
Neden peki bu tezgahlara düşen hep sizsiniz? Başkalarına neden yapılmıyor?
- Bilmem belki benim açık olmam onların işine geliyor. Ben kamera görünce susup kaçanlardan değilim çünkü. O tarafıma yüklendiler. Ama bunlardan pişmanlık duyan biri değilim.
Ardından uçakta dayak yediniz, yerlerde sürüklendiniz, biz de görüntülerini seyrettik...
- Bir adam bana laf attı. Ben de ona laf söyledim. Meğer adam 20 kişiymiş!
Görüntüleri izlerken aileniz ve siz ne yaşadınız?
- Büyük bir skandaldı. Yine ben günah keçisi oldum. Tolga kazana atıldı.
Yani bütün bu olaylarda aslında sizin hiç kabahatiniz yok...
- Var ama o kadar da değil abi! Bir gazetede, travesti arkadaşlarımla bardan kovulduğum haberi çıktı. Bu olay gerçekten yaşansa ben sana dürüstçe anlatırım. Sonra bir bar çıkışı bana bu soruyu sordular. Böyle bir olay yaşanmadı ki...
“Travesti olacağım” açıklaması böyle geldi o zaman?
- Dizi bittiği zaman estetik yaptıracağımı söylediler. Ben de bu iki haberi birleştirip, “Evet, olacağım, hatta kestirip travesti arkadaşlarımın yanına gidiyorum” dedim. Orada bir espri var. Aslında “Daha ne yazabilirsiniz? Siz benimle alay ediyorsunuz ya ben de sizinle ediyorum” diyorum. Ama bunları yazmıyorlar. Ben umursamıyorum ki, eğleniyorum.
Tolga Karel, Ajda Pekkan’dan daha çok estetik oldu da dendi...
- 32 yaşındayım ve hiç estetik yaptırmadım. Yaşlılılık belirtilerimi seviyorum. 10 sene önceki kliplerimde kendimi süt gibi görüyorum. Sadece gözaltlarıma kalıcı sürme çektirdim.
Sizin gay olduğunuz da söyleniyor…
- Gerçekten bana yapılan büyük haksızlıklar var. Ayrıca biseksüel, eşcinsel veya bilmem ne cinsel de olabilirim, bu sadece beni ilgilendirir, kimseyi ilgilendirmez. Hesap verecek değilim ya! Yaşanan bu kadar olaydan sonra insanlar gelip benden özür de diledi. Ben Allah’ın adaletine inanıyorum. Bir de olaylara benim açımdan bak. Benim hakkımda onca şey söylenmiş, sen de soruyorsun işte. Ama ben bu beş senede kimi üzüp zarar vermişim?
BİR İNSANI 10 KİŞİ GİBİ YAŞARIM
Aşıkken de böyle içiniz dışınız bir mi?
- Tam aşk adamıyım. Yakaladığım zaman o kişiyi yaşar ve yaşatırım. Aşk benim için maddiyattan daha önemli. O kişi için her şeyimi satabilirim.
Bir röportajınızda “Çok şehvetliyim” demişsiniz. O şehveti nasıl yaşatırsınız?
- Acı, nefret, şiddet, mutluluk ve tutkuyla... Karşımdaki uçar. (Gülüyor)
Çapkın mısınız?
- Herkes öyle sanıyor. Ama dört sene biri, diğeri altı ay süren ilişkilerim oldu. 10 tane insanı yaşamaktansa bir tane insanı 10 kişi gibi yaşarım.
Dizideki kadın karakterlerin çoğuyla rol icabı birlikte oldunuz. Beğenilme özel hayatınızda da devam ediyor mu?
- Herkes dizide bana kızıyor, beni eleştiriyor ama demek ki rolümün kadınlar konusunda müthiş bir cazibesi var. Bu sadece benim çok yakışıklı olmamdan da kaynaklanmıyor. Şeytan tüyüm var sanırım.
Olay iyi öpüşmekten ve sevişmekten mi geçiyor?
- Hepsinde iyiyim. Yoksa kadının benimle ne işi olur?
Evlilik var mı diye soracağım ama “Evlenirsem balayına, evlenmezsem alayınıza giderim” açıklamanız bana da gelir diye ürküyorum…
- Sizin yüzünüzden evde kalacağım demek istedim (Gülüyor). Evlenip mutsuz olan çok insan var. Korkuyorum.
İYİ BİR MODA FOTOĞRAFÇISI OLACAĞIM
‘Yaprak Dökümü’nde beş sene boyunca elimden geldiğince kötü olmaya çalıştım. Çünkü ben ne kadar kötü olursam karşı tarafın iyi yanı o kadar anlaşılacaktı. Rolümün hakkını vermeye çalıştım. Şimdi dizi bitiyor. Önümde altı yeni proje var. Ama yeni sezona kadar iyi bir senaryo gelmezse bekleyebilirim. Bu arada moda ve reklam fotoğrafları çekeceğim. İyi bir moda fotoğrafçısı olmak istiyorum. Genelde Maslak’ta olan stüdyolara karşı ben tuttum Cihangir Çukurcuma’da çok güzel bir yer aldım. Üst kat büyük bir greenbox ve fotoğraf platosu oluyor. Alt katta dublaj ve montaj stüdyoları olacak. Diziler ve belgeseller için de kullanılacak. Mekanın içine araba bile giriyor. İyi bir ekibim var. Onlarla çalışacağız.