Güncelleme Tarihi:
Uzun bir aradan sonra sahnelere dönmeye hazırlanan Nez, gözlerden uzak olduğu dönemde birçok badire atlattığını, yine de yolundan şaşmadığını söyledi.Nez, “Başarının en büyük sırrı, ne yaşarsan yaşa kendini bırakmamak. Yıllar sonra 'keşke' demek istemiyorum. Son 1,5 yılım rengarenk geçti. Her türlü rengi yaşadım, her türlü şeyi yaşadım. Herkes iner, çıkar, önemli olan saygı duyulan kadın olmak. Ben bunu başardım" dedi.
Nezihe Kalkan nam-ı diğer Nez, doğu ile batının sentezlediği DJ Kaan ve Turkish Delight ile hazırladıkları sahne performansıyla Cihangir Stüdyo 54’te hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Bir buçuk sene sahnelerden ayrı kalan güzel şarkıcı “Bu dönem hayatımda beyaz, pembe, kırmızı ve hatta siyah da oldu. Ama insan yoluna devam etmeyi bilmeli” diyor.
Yeniden sahnede yer alacaksınız. Nasıl oluştu bu fikir?
- Yıllar önce Çırağan Q Jazz Bar’da çıkarken çok sevdiğim arkadaşım DJ Kaan Gökman ile çalışıyordum. Bir anlamda beni piyasaya kazandıran arkadaşımdı. Yıllarca çalıştığımız için birbirimizi çok iyi anlıyorduk. 2000 yılında onunla çalışmaya başladık. Sonra Harem daha ardından da Turkish Delight ile çalıştım. Sonra Erol Köse’den bir
albüm çıkarttım. Sonra da Seyhan müzikten ayrı bir albüm yaptım, o tarzı bıraktım. Altı ay önce Facebook sayesinde Kaan ile tekrar bir araya geldik. “O sahneyi tekrar yapmamız gerekiyor” dedi, çalışmaya başladık. Altı aylık bir çalışma düzeninden sonra kimsenin duymadığı sıfır şarkılar yaptık. Cover bir parça da hazırladık. İbrahim Tatlıses’in “Ben İnsan Değil Miyim” parçasını “Am I not Human” diye değiştirip yepyeni bir parça haline getirdik.
Müziğe bir buçuk sene ara verdiniz değil mi...
- Kulüp ya da konserlerde yer almıyordum. Bunu yapmak için farklı bir şeyler yapmak istiyordum. Asla başkasının parçalarını alıp ticari bakmadım. Bu da benim lüksümdü. Aslında bu dönem içerisinde gördüm ki izleyici seni kabul etmişse, yetenek olduğunu düşünüyorlarsa senden vazgeçmiyor. Bu güne kadar sürekli bir yerde çıksaydım bu kadar özlem olmazdı. Sen kendine ve müziğine zaman ayırırsan her şey güzelleşir. Bazen kendini özletmen de gerekir.
Rumeli Hisarı’nda daha albümünüz yokken üç gün üst üste konser verdiniz. O dönem albümsüzdünüz ama oldukça popülerdiniz. O zamanki enerji ile şimdiki arasında fark olacak mı?
- Bunu pek kimse bilmez, ortada ne albüm vardı o zamanlar ne de vokalistim. O zaman da enerjim çok yüksekti ama artık daha farklı bir enerji yayılacak, bunu görebileceksiniz.
İlk albümden bu yana dekolte kıyafetler eşittir Nez oldu. Sahne imajınız yine seksi olacak mı?
- Bir kadın güzelse dozunu biliyorsa, güzel giyinmek bir kadını kadın yapan iştir. Sahneye ben de gömlek pantolon giyer çıkarım. Ama ben o değilim. Günde 200 mekik çekiyorsam nedeni kendime olan saygım ve sahnedeki duruşum için. O zamanki kıyafetlerim seksi ama çocuksuydu. Şimdi daha seksi bir kadın var. Eskiden şort giyerdim, şimdi bol etek üzerine büstiyer giyiyorum. Artık istesem de öyle olamam, o imaj bana farklı geliyor.
İmaj neden değişti?
- Açıkçası yıllardır böyle bir şey yapmamıştım, zamanı da gelmişti. Bunu da böyle bir proje öncesinde yapmak mantıklı geldi. İnsanlardan da olumlu tepkiler aldım. İçimden geldiğim gibi yapacağım. Kadın milleti işte.
HADİSE’NİN KAÇ ŞARKISINI BİLİYORUZ
Özel hayatınızda bir dönem çalkantılar yaşayan ve müzik aşkı ağır basan bir kadın için bu süreç zor değil miydi?
diyorum. Geçen sene katılsaydım başarılı olabilirdim belki ama zamanı var. Orada önce “Ülkesinde ne kadar başarısı var” diyorlar. Sertab Türkiye’nin sanatçısıydı, kimsenin hakkında bu kadar senedir bir kötü laf ettiğini duymadım.
O raddeye geldikten sonra güzel ve güvendiğin ekibinle katılmakbaşka, “Belki olur” diye katılmak başka. 2010’da İstanbul Kültür Başkenti olduğu için Eurovision’u tekrar Türkiye’nin kazanması adına herkes destek verecektir. Bir birincilik de gelebilir ama bu sadece kendi başarısı değil, Türkiye’nin başarısı olacaktır. Üzerinde çok büyük baskı vardır.
İnsanların onueleştirme nedeni nedir?
- Daha Türkiye’de yeterince tanınmamış olduğunu düşünüyorlar. Kaç şarkısını biliyorsunuz? Bunlar önemli detaylar.
Sürekli saldıran bir tip değilim
Kimse “Arkadaşım yok” demesin. Sürekli saldıran bir tip olsam herkes de bana saldırır, haklılar da. Yoksa canımı acıtan birkaç kişi vardır, onlara da lafımı söylerim. O seviyeye gelmişimdir, lafımı da sakınmam. Artık mütevazı olmak istemiyorum. 10 yıl olmuş artık. Konuşayım ben de. Cihangir’de gezerken bile insanlardan yeni imajımla ilgili, işimle ilgili o kadar güzel sözler duydum ki demek ki ben de insanlara destek oluyorum ve gereken desteği de onlardan görüyorum.