Şişeleri star yapıyor

Ankaralı Gamze Güven (45), lise yıllarında iç mimarlık hayali kuruyordu. Çünkü gittiği evlerde bile dekorasyon eleştirisi yapmadan duramıyordu. Onun işi üretmek olmalıydı. Tam bu dönemde kuzeninin nişanlısının endüstriyel tasarım adlı bir bölümde okuduğunu öğrendi. O zamanlar duyulmamış bir alandı. Ne olduğunu keşfedince kendini ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde buldu.
1987’de mezun olur olmaz hem yüksek lisans yaptı hem de dışarıda yarı zamanlı çalıştı. Akademisyen olamayacağına karar verince piyasaya atıldı. 1990’ların başında sektör çok fazla talep duymadığı için kendi kendine iş yaratmaya başladı. Metrodaki ya da parklardaki şehir mobilyalarını tasarladı. 1994’ten sonra Gümrük Birliği sayesinde önü açıldı. Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu’nda yönetim kurulu üyesi oldu. ılk siparişi 1995’teki yataklı kanepeydi. Bundan sonra da ardı arkası kesilmedi.

TASARIM SATIŞI ARTIRDI

Banyo ürünleri tasarımlarıyla ilgili bir yarışmada birinci olunca ıstanbul’dan, Eczacıbaşı’ndan teklif geldi ve tası tarağı toplayıp ticaretin kalbinin attığı ıstanbul’a yerleşti. 2000’de kurduğu kendi şirketi Tasarım Üssü bünyesinde tasarlamadığı şey kalmadı: Mutfak eşyaları, banyo ürünleri, hatta kapı kolları...
2004’te Mey ıçki’in özelleştirilmesiyle birlikte rakı şişelerinin de değişmesi gündeme geldi. Bu amaçla açılan Yeni Rakı şişesi tasarım yarışmasına katılıp kazandı. ışte bu vesileyle ambalaj dünyasıyla tanıştı. Sonuçta bu yeni bir alandı, ambalaj üzerine eğitim almamıştı. Tamamen kendi deneyimlerini kullanması gerekiyordu. Kısa sürede çok yol aldı. şimdilerde market raflarındaki Mey ıçki’nin tüm rakı serileri, Tekel cin ya da votkanın şişe tasarımı Gamze Güven’e ait. Hepsiyle pek çok uluslararası ödül kazandı. Güven’i en çok motive edense tasarımlarını yenilediği ürünlerin satışlarındaki iki buçuk katlık artış.
Rakı şişelerinden sonra 2008’de yurtdışında Türk zeytinyağına karakter kazandıracak ‘Türkiye’nin zeytinyağı şişesi’ni tasarlamaya hak kazandı. Bununla da geçen yıl World Star ödülünü kazandı ve hemen akabinde Komili ile sofra servisinde kullanılabilecek zeytinyağı şişeleri üretmek için anlaştı.

TÜRK TÜKETİCİSİNİ KANDIRMANIZ ZOR

* Türk tüketicisi çok detaycı, onu kandırmanız zor. Estetik duyarlılığı çok yüksek. Uyumluluk onlar için çok önemli.
* Bir diğer faktör güven. Örneğin, yurtdışından bir ürünün formunun, ambalajının benzerini uygulamaya kalkarsanız hemen fark ederler. Ne kadar kaliteli olursa olsun ‘çakma’ diyerek refüze ederler.
* Çok süslü, gösterişli ambalaj da şüphe uyandırıyor. Hele bir de fiyatı ucuzsa, “Ambalajla bu kadar göz boyamaya çalışıyorlarsa vardır bir sebebi” diyerek ürünü kesinlikle almıyor, benimsemiyor.
* Bazı ürünlerde promosyonu ve onun ana ürünle birlikte nasıl konumlandırılacağını da tasarlıyoruz. Bantla yapıştırmak gibi durumlar tüketicide kötü algı yaratıyor.

SOFRANIN GENİŞ OMUZLU YAKIŞIKLISI

şişe tasarımlarına Yeni Rakı’yla başladık. Rakı şişelerinin yurtdışında tanınan, onu temsil eden bir kişiliği yoktu. ılk amacımız bunu yaratmaktı. şişenin tasarımı hem rakı masası adabına uygun hem de ergonomik olmalıydı. Elden kaymaması, sahiplenme duygusu oluşturması önemliydi. Masada heybetli durmalıydı. Bunun için sofranın ahengine uygun, geniş omuzlu, ayağı yere sağlam basan bir kişiselleştirmeden yola çıktım.

ZEYTİNYAĞI ŞİŞESİ TEZGAH ALTINDAN MASAYA TERFİ ETTİ

Akdeniz kültürünün vazgeçilmezi zeytinyağı, bir dönem yerini margarine bırakmış olsa da hâlâ evimizin vazgeçilmezi. Araştırmalarımızda Roma döneminde nasıl depolandığından sofraya nasıl getirildiğine kadar inceledik. Zeytinyağının akışkanlığını anlatmak için alt tarafı yuvarlaklaşan bir form hazırladık. Bu form, aynı zamanda Anadolu’daki bereket, Kibele simgesini, kültürünü hatırlatıyor. Işıltısı da çok önemliydi. Ripleri (girinti ve çıkıntılar) zeytin dalı desenlerine dönüştürdük. ıçeri doğru girinti yaparak, ışığın kırılmasını ve kristal görünümü vermesini sağladık. Bu sayede pek çok kişinin pet ambalajı cam zannettiği bile oldu. Aynı karakteri cam şişede yineledik. Gurme bir ürün olduğundan uzun boyunlu hazırladık. Zeytinyeşili rengini elde ettik organik boyayla. şeffaflık için etiket yerine baskı yaptık. Her iki tasarımda da amaç, balkon ya da lavabo altında saklanan zeytinyağı şişesini yağdanlık kullanılmadan masaya koydurabilmekti. Focus gruplardaki ilk tepkiler de böyle oldu: “Ben bunu masamda sergilerim.” Bu sayede 220 bin haneye daha zeytinyağı soktuk. Kültürümüzün temsili zeytinyağı da saklandığı yerden tezgah ve masa üstüne çıkmış oldu.

ÇİKOLATA TASARLARKEN 4 KİLO ALDIM

Bitter çikolatayı çok severim. Önce damağıma yapıştırıp iyice eriterek zevkine varırım. Eti Karam markası için çikolata parçasının formunu buna göre tasarladım. Tek sıkıntı, topladığım numuneler ve kendi yaptığımız tasarımlar ziyan olmasın diye hepsini yememdi. Sonuç, bir ayda tam dört kilo aldım!