Şirin’in İstanbul’u

Güncelleme Tarihi:

Şirin’in İstanbul’u
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2012 00:00

Trendsetter dergisi yenilendi, adının yanına İstanbul eklendi. Kapak için isim önerileri havada uçuşurken de ekibin aklına Şirin Ediger geldi. O da yenilenip çocuk doğurmuş, ismini İstanbul koymuş, bir de vücuduna İstanbul dövmesi yaptırmıştı. Ediger, talebi geri çevirmedi, dergi için asık suratlı paparazzi imajından sıyrıldı, süslenip püslendi ve objektif karşısına geçti. Hatta sırtındaki İstanbul dövmesini bile gösterdi!

Haberin Devamı

* Bizim kadar İstanbul aşığısın. Bu aşkı bize anlatır mısın?      

- Aslında söz konusu İstanbul olunca, herkesten farklı bir yerde durduğumu düşünmüyorum. Eskiden daha çok etkiliyordu bu şehir beni. Barbaros’tan inerken karşıma çıkan deniz manzarası ya da Eminönü’nden Cihangir’e geçerken aradan fark edilen Galata Kulesi, yazın hava kararırken Bebek’te yüzüme çarpan deniz kokusu, Beyoğlu’nun karanlık ara sokakları... Hepsi derinden etkiliyordu beni. Sanırım giderek bu şehirle ilgili hayranlık duyduğum pek çok ayrıntı yerini şikayete bıraktı. Çünkü burada yaşamak çok güzel ama bir yandan da kaotik. Bazen bu şehrin benden çok şey alan ama karşılığında çok da mutluluk yaşatamayan kötü bir sevgili olduğunu düşünüyorum. Yazın köprü, şimdi Taksim Meydanı... Yağmur yağınca İstiklal’de kalkan kaldırım taşlarından fışkıran sular. İnci Pastanesi... Her gün yeni bir AVM ya da sitenin inşaatının başlıyor olması, park sorunu... Bir anlamda “aşk-nefret” ilişkisi var aramızda.

* Ankara’da doğdun, Amerika’da yaşadın ve sonra İstanbul’a geldin. Bu süreci anlatır mısın?

- Lise ve üniversiteyi Ankara’da bitirir bitirmez Amerika’ya yüksek lisans eğitimimi tamamlamaya gittim. Daha sonra, reklamcılık mesleğini icra edebileceğim sektörel ortama sahip şehir olarak İstanbul’a yerleşmeye karar verdim. Böylece serüvenim başlamış oldu. Sonra evlilik, çocuk, kendi ajansımı açmam...

* Ankara-İstanbul karşılaştırması yapsan?

- Ankara’yı pek beğenmez İstanbullular. Ancak, Ankara’da yetişmiş birisi olarak benim için oranın yeri ayrıdır. Birçok konuda daha rahat bir şehir olduğunu düşünüyorum. Ama ne olursa olsun, İstanbul çok özel bir şehir ve Ankara da dahil olmak üzere dünyada muadili yok.

OKAN BU ŞEHRİ GECELERİ YAŞIYOR

* Okan’la İstanbul’u yaşamak daha mı farklı oldu?

- Okan bu şehri daha ziyade geceleri yaşıyor. Ancak gece hayatı anlamında değil. Biz onunla sosyalleşmek istediğimizde, el ele tutuşup evden çıkıyoruz. Bizim mahallede sevdiğimiz mütevazı yerlere gidip, bir kahve içip, eve dönüyoruz. Bu anlamda aslında gittiğimiz yerler, sanki evdeymişiz gibi kendimizi rahat hissettiğimiz yerler. İstiklal ve Tünel’deki kitapçılar, müzik mağazaları...

* Günün nasıl geçiyor İstanbul’da?

- Evimle işim arasında mekik dokuyarak. Zaten ikisi karşı karşıya. Onun dışında hafta içleri farklı yerlerde toplantılar oluyor. Bu nedenle Galata’dan çıkıyorum elbette. Hafta sonlarında ise kızımla farklı şeyler yaşamaya özen gösteriyorum. Her anne gibi ben de parksızlıktan, yeşil ortamların azlığından muzdaribim.

* Yemek için gittiğin özel adresler var mı? Gurme yönün güçlü müdür?

- Gurme yanım yok. Ama yemek yemeyi çok seviyorum. Maalesef mi demeliyim! Bebeğimiz olduktan sonra çok nadiren dışarı çıkmaya başladık. Arkadaş grubum sağ olsun, dışarıya çıkma hususunda itici gücüm. Onlar yeni açılan mekanları keşfediyorlar. Sonra ayda iki-üç kez buluşup bu yeni mekanları hep birlikte test ediyoruz. Özellikle dünya mutfağı konusunda hepimiz çok meraklı olduğumuz için Thai, Hint, Uzakdoğu restoranları göz bebeklerimiz.

* Kahvaltı için?

- Kahvaltıyı dışarıda yapmaktan çok zevk almıyorum. Pazarları bize çok yakın oturan anneme gidiyoruz kahvaltı için. Ancak evdekilerin dışarıya çıkalım baskısı olursa o zaman Changa’ya gidiyoruz.

BİZ BİRBİRİMİZLE SOSYALLEŞİYORUZ

* Sinema-tiyatro hayatının ne kadar içinde?

- Sinemaya çok gidemiyorum ama evdeki film geceleri ile bu açığı kapamaya çalışıyorum. Tiyatro ise son zamanlarda çocuk oyunları odaklı oldu. En son Oz Büyücüsü’nü izledik. Çocukluğuma dönüyorum kızım sayesinde.

* İşini yaparken nelerden esinleniyosun? Kreatif olmak zor mu?

- Zor olmaz mı! Bizim işimiz değer yaratan fikirler bulabilmek. Sıkışmışlık içinde büyük fikirler peşinde koşuyoruz. En büyük esin kaynağı, iletişim kurduğumuz insanların kendileri.

* İstanbul sana ilham veriyor mu?

- Tabii ki ilham veriyor, her yaşadığım şey beni etkiliyor. Sokakta yürürken, kahve içerken, spor yaparken, her an besleniyorsunuz.

* Genellikle evli çiftler kendi içlerine dönerler. Sosyalleşmek sizin evliliğinizde nasıl gerçekleşiyor?

- Biz birbirimizle sosyalleşiyoruz.

* Çocuk olunca başka bir hayat başlıyor. Nasıl adapte oldun bu hayata?

- Çocuklu arkadaş ve ailelerle daha sık görüşmeye başladık. Biz de her anne-baba gibi çocukların mutlu olabilecekleri ortamlar sağlamaya çalışıyoruz. Ayrıca özellikle hafta sonları gittiğim mekanlar, seçtiğim restoranlar değişti.

* Yemek yapmaya vaktin var mı?

- Yemek yapmayı çok seviyorum. Yemek yapınca Okan övgüler yağdırıyor. Hazırladığım yemeği afiyetle yemesi beni çok mutlu ediyor.

KIZIMIN MOTORA BİNMESİNİ İSTEMEM

* Motosiklet sevdan var. Kızın kaç yaşına geldiğinde motor kullanmasına izin verirsin?

- Motora binmesini çok da istemem. Ama o da benim gibi annesinin sözünü dinlemeyecektir diye tahmin ediyorum. Bu tip konulara zaten babamız karar verir. O yüzden belli bir yaş telaffuz etmem.

* Daha fazla çocuk yapacak mısın?

- Evet, aslında istiyorum. Hem de çok. İşlerden fırsat bulduğumuz an olacak. Planlamakla da olmuyor zaten.

* Kızının isminin “İst” gibi bir kısaltması var mı?

- Var ama ne olduğunu söylemem.

* Twitter’da seni takip eden çok insan var. Hepsi de tarzını çok beğendiğini söylüyor. Tarz yaratmak için mesai harcıyor musun?

- Öyle mi diyorlar! Şaşırdım doğrusu. Tarz yaratmak adına özel bir numaram yok. Formülünü bilen varsa bana da söylesin. Doğallık diyeceğim, çok klişe olacak...

* Twitter’da sert çıkışlar yaptığın oluyor. Bunu yaparken korkmuyor musun?

- Ben görüşlerimi aktarırken hiçbir şeyden korkmam. Herkes gibi benim de kendime göre doğrularım var, onları açık yüreklilikle aktarıyorum. Benim anlamadığım, insanlar eleştirilmeye neden bu kadar tepki gösteriyor. Ben, bana gelen çok ağır yorumlara bile “eyvallah haklısın” şeklinde yanıt veriyorum.

* Son olarak... Dövmenin özelliğinden bahseder misin? Kimin el yazısı bu?

- Kendi el yazım ve kızımın adı. Aslında onun el yazısı ile yaptırmak isterdim, ama o kadar bekleyemedim.

* Peki İstanbul’suz yaşayabilecegini düşünüyor musun?

- Yanımda Okan, İstanbul ve ailem olduğu sürece...

Haberin Devamı

EĞLENCE, KIZIM RESİM YAPARKEN ONU SEYRETMEKTİR

* Trendsetter kelimesini tanımlar mısın?

- Akım belirleyendir.

* Sana göre İstanbul’un trendsetter’ları kimler?

- Bu şehrin insanına yeni bir “şey” katan herkes.

* Keyfin tarifi nedir? İstanbul’un keyfi nasıl çıkar?

- Üretmektir keyif, çalışarak olur.

* Yaşın, İstanbul’u yaşama şeklini değiştiriyor mu?

- Yaşım değil, üç yaşında bir bebişe sahip olmam değiştiriyor her şeyi.

* Daha gençken keyif aldıklarınla şu andaki keyiflerin arasındaki farklar neler?

- Of, çok fark var. Eskiden nasıl o tempoda yaşıyordum diye şu an kendime inanamıyorum. Bizden geçti, evladım oldu ama gerçekten de öyle.

* Eğlence, hayatının ne kadarını kapsıyor? Eğlence bir sanat mıdır sence?

- Eğlence, kızım resim yaparken onu seyretmektir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!