Güncelleme Tarihi:
“Teslim”e ikinci albüm çalışması diyebilir miyiz?
- Aslında “Zorba Geceleri” adını taşıyan CD ve DCD’sini de saymalıyız. 33 şarkı okuduk orkestramızla birlikte. Onu mekanda kaydettikten sonra “Hadi bir de DVD çekelim” demiştik. O da önemli bir eserdir benim için.
Siz asıl sahne çalışmalarınızla tanınıyorsunuz. Albümler sadece kartvizit mi?
- Aynen. Nasıl biri olduğumu anlamanız için bu şarkıları bir de benden canlı canlı dinlemeniz lazım. Her konuda tevazu ediyorum ama bu konuda etmeyeceğim çünkü sahnede çok iyi performans gösteren kadın vokallerden biriyim.
Belli, sahne aldığınız mekan her gün dolup taşıyor. Peki Zorba, küçük gelmiyor mu artık?
- Bazen küçük geliyor. Hatta patronuma “Neden 150 kişilik de 500 kişilik bir yer olmasın” diye soruyorum. Ama belki ahşabından, belki alçak tavanından, rahat hissediyor insanlar burada kendilerini. Daha büyük bir mekan olsa o hazzı alamayız herhalde. Çok samimi bir havası var Zorba’nın...
HEP KALBİMİ KIRIYORLAR
Hep aynı mekanla anılmak dezavantaj olmuyor mu?
- Bu hem iyi hem de kötü. İstanbul’daki insanlar Göknur’u Zorba’da bulacaklarını biliyorlar. Ama şehir dışı konserlere çağırmaya niyetlenenler çekimser kalıyor, çünkü bizi sadece bu mekanda çalarız zannediyor. Zorba evim, evimde rahatım ama müzik dinleyicisiyle her yerde buluşabiliyoruz.
Bu single’ın kapağında bugüne kadar gördüğümüzden çok daha vamp bir Göknur var. Neden bu değişim?
- Evet, bu single’da daha kadın kadın, daha asi biri var. Önceki albümlerde şirin kızdım ama zaman geçiyor, çocuksuluk da kayboluyor.
Çok kalp kırdınız mı?
- Tam tersi, hep benim kalbimi kırıyorlar. Kimsenin kalbini kırmamaya çalışan biriyim, o yüzden kırılan ben oluyorum.
UYUŞTURMADAN DİKİŞ ATILDI
Hemşireyken ve konservatuvarda okuyorken nasıl bir yol haritanız vardı?
- Aslında tamamen tesadüf oldu. Hiçbir kurgu yoktu. “Büyüyünce şarkıcı olacağım” dememiştim. Kader öyle gelişti.
Aslında hemşire olduğunuzu duyanlar şaşırıyordur...
- Öyle... Hatta bazıları “Gerçekten iğne yapmayı biliyor musun?” diye soruyor. Biz hayata geri döndürme bile yapıyorduk. Dört sene hemşireydim. İğne yapmayı bilmeyen hemşire olur mu!
Sahnede düzinelerce tabak kırılıyor her gece... Ciddi bir kaza geçirdiniz mi hiç?
- Bir keresinde tabağın bir parçası bacağıma battı. Kesik derin, oluk oluk kan akıyor. En yakın hastaneye gittik, hiç uyuşturmadan dikiş attırıp, çorabımı değiştirip tekrar sahneye döndüm.
O acıyla programa nasıl devam edebildiniz ki?
- Sahnedeyken ne acı ne keder hissediyorum. Oraya adım attıktan sonra tüm dertlerim biter benim.
Hemşiresiniz, müşterilerden birinin başına böyle bir şey gelse müdahale edersiniz herhalde...
- Hiç başıma gelmedi ama öyle bir durumla karşılaşırsam elbette müdahale ederim.
YUNANİSTAN TEKLİFİNİ SINGLE İÇİN REDDETTİM
Yunan sanatçılardan düet teklifleri alıyor musunuz?
- Hem de çok... Geçenlerde “Bay Doğru Bayan Yanlış” ve “Biri Bana Gelsin”in bestecisi Kyriakos Papadopoulos Zorba’ya geldi. Programın sonunda “Bu yaz gel birkaç ay birlikte çalışalım, Yunanistan’da konser ver” dedi. Ama yeni bir single çıkardım, buradan uzun süre ayrılamayacağım bir dönem. Kaldı ki sadece Yunanca şarkılar söylemiyorum. O yüzden teklifi geri çevirdim.