Güncelleme Tarihi:
Beynimizden vereceğimiz en küçük bir parça, bedenimizin bilinmeyen çok önemli bir parçasını felç edebilir. Oradaki yaşamı durdurabilir. Ama beynimizin içindeki
Hiç düşündünüz mü, filozoflar neden önemlidir? Neden ölümlerinden onbinlerce yıl sonra bile, tatlı bir bahar esintisi gibi ruhumuzu serinletiyorlar? Umut veriyor, destek veriyor, güç veriyorlar? Neden eskimiyor filozoflar? Ha
Dünyanın en iyi beynine sahip insanların, dehaların beyinleri milyon dolar etse bile, beyin ölümü gerçekleştikten sonr
Basit bir virüs programı yapıp, internette okuduğunuz bu
Dolayısı ile filozofların savundukları şeyler, zaman zaman eskinin doğrusu şimdinin yanlışı olsa bile, o eski ve yanlış fikirlerine rağmen okuyoruz onları. O bize zıt, Eflatunvari diklenmelerine, Sokrates gibi elle tutulur gözle görülür bir eser bırakmamalarına ve hatta Epikuros gibi yaşamları boyunca haz dışında somut bir başarıya imza atmamalarına rağmen,hala önemlidir onlar.
Adlarını unutamayışımızın, fikirlerini savunmasak bile göz ardı edemeyişimizin sı
Filozoflar, çağlarının düşünce öğretmenleridir. Birileri
“Durun, böyle yapmak zorunda değilsiniz!” “Ama bize göre bu doğru” diyenlere, o doğrunun yanlışlığını isbat ettiklerinde, çoğu kez kellerinden olmuşlardır. Başların, kesilen buğday başağı gibi, düşünce biçerdöverlerinin önünde sapır sapır harmanlandığı can pazarlarında. Canı pahasına düşünebilmek. Canı pahasına düşündüğünü ortay
Zaman zaman okurlarımdan ve s
İnsanlık, hem oluşumunu hem de gelişimini düşünceye borçludur. Felsefi tabiriyle; her şeyin değiştiği ve hiçbir şeyin sonsuza dek var olmadığı gerçekliğinden yola çıkarak, değişimin gelişimin kapısı olmuştur düşünce. Ütopik olsun olmasın, farketmez. Yeter ki düşünce; olsun! Var olsun! Hep olsun!
Ve bu düşünce o anda var olan sıradan bir düşünce değildir. Ütopiktir. Sıradışıdır. Ondan önceklilerin aynısı olursa zaten, değişim nerde kalır? Gelişim nerde kalır? O an
Maddi yani bedensel varlığımız hergün kendini yeniler. Saçlarımızdan tırnaklarımıza, beynimizden bağırsaklarımız
Yeni bir insanın meydana geldiği anne karnındaki mekandaki Amnios Sıvısı bile 3 saatte bir tamamen yenilenir. Bu yenilenme olmasaydı, içerdeki bebek zehirlenerek ölürdü. Tıpkı, değişimin, yenilenmenin ve gelişimin durduğu gün, dünyamızdaki medeniyetimizin öleceği gibi, değişmeyen toplumlar d
Bu bedensel değişim ve yenilenme, zihinsel ve ruhsal yenilenmeye bir modeldir. Kendisini yenileyen beyin hücreleri, onun içindeki düşünceler ve fikirler yenilenmezse boşunadır. Bunu
Şirketinizde ya da evinizde 1 hafta internete bağlı kalmazsanız, neler hissediyorsunuz. “Amman efendim, ne 1 haftası, internet 1 saat dursa, kalbimiz durmuş gibi, yaşam durmuş gibi oluyor” dediğinizi duyar gibiyim. Ve haklısınız da.
Felfese, philosophia’nın arapç
Her bilge en sonunda hiçbir şeyi bilmediğini gerçeğini bulmuyor mu, zaten? Ya da “
Öyleyse, kişisel gelişime bir düşünce diyebilir miyiz? Sürekli kendini, başkalarını ve çevresini sorgulayan, varlığının anlamını bulmaya çalışan ve dünün kuruntuları yerine, geleceğin kırıntılarından nasiplenmeye çalışan bir düşünce. Yani sıradışı düşünce.
Biraz beğenmeyen, biro kadar da beğenilmeyen, ama aydınlanmanın yollarını araken bile düşüncesini i
Ne dersiniz? Kişisel gelişim insanı, devleti, doğayı ve ahlakı sorgulayan garip filozofların düşünceleriyle mi başladı, acaba? Ve filozoflar kendi çağlarının kişisel gelişim guruları mıdır, düşünce öğretmenleri midir?
Bir düşünsenize. Eşyayı paylaştıkça yok oluyor. Toprak her miras devrinde bölüne bölüne ekmek gibi ufalıyor. Ama bölüştükçe artan tek şey sevgi. Paylaştıkça artan. Zaten felsefeye de philia; sevgi ve sophia bilgelik toplamı olarak;
Birisini öyle bir sevin ki bu hafta. Öyle bir iyilik yapın ki birisine. Öyle bir
Haydi. Şimdi sevme zamanı. Maddeyi, eşyayı ve bedeni aşın, ruha ulaşın. Beyni aşın,