Güncelleme Tarihi:
Kadifekale´de iki göz odalı evde oturan evhanımı İlknur Güvenkaya (35) ile garson Ziya Güvenkaya (47) önce Gamze´nin, ardından Gizem´in dünyaya gelmesiyle büyük mutluluk yaşadı. Kafalarını sokacakları bir evleri, babanın eve para getirecek bir işi vardı. Ancak 2001 yılında mutlulukları Gizem´e ``akut lenfoblastik lösemi'' teşhisi konulmasıyla gölgelendi. Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi´ne yatan minik Gizem ve ailesi için çile dolu yıllar başladı. Gizem daha iki yaşında bebekken verilen kemoterapilerle saçlarını kaybetti. Daha o yaşlarda iğne acılarına alıştı. İllet hastalık, Gizem mahallelerindeki İnkilap İlköğretim Okulu´nun birinci sınıfına başladığı yıl tekrarladı. Yeniden kemoterapi gördü. Yarım bıraktığı eğitimini evde görmeye başladı. İyilik hali hep geçici oldu. Evde eğitimle 4. sınıfa geldiğinde Gizem´de hastalık bir kez daha tekrarladı. Moralinin güçlü tutması önerilen Gizem bunu becermeye çalıştı, sokakta oynayan arkadaşlarını iç çekerek pencereden izledi, yine de yılmadı.
Birkaç ay dışında okula gidemeyen Gizem 6. sınıfa geçerken, bu hastane sürecinde baba Ziya Güvenkaya ``mecburiyetten'' işinden oldu. Tedaviden sonuç alınamayan Gizem´e Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi Pediatrik Onkoloji Birimi´nde kök hücre nakli kararı alındı. Önce aile, arkadan akrabalar tarandı, Gizem´e uygun donör çıkmadı.
Ardından ülke taraması yapıldı, müjdeli haber alınamadı. Bunun üzerine yurtdışı donör taraması başlatıldı. Dünyanın her yerindeki kordon kanı ve kemik iliği bankaları tarandı, sonuç hüsran oldu. Her şey tersine, kötüye giderken 4 kişilik Güvenkaya ailesi birbirlerine sarılarak, kendilerine uzatılan yardım ellerinin desteğiyle dik durmaya çalıştı.
Gizem´in iki kez tekrarlayan hastalığını yenebilmesi için tek umut kemik iliği kök hücre nakli, nakil için de tek şansı vardı, o da yeni bir kardeşti. Güvenkaya çifti üçüncü bebeğe karar verdi. Bu bebek abla Gizem´i sağlığına kavuşturmak içindi. Ama anne Güvenkaya düşük yaptı, bebeğini kaybetti. Bu aile için büyük yıkım oldu.
Anne Güvenkaya yine hamile kaldı, yokluğun içinde hamilelik geçirdi. 2 Mayıs 2010´de abla Gizem´in adını koyduğu Gülçin bebek dünyaya geldi. Önce kordon kanı alınıp, saklandı. Sağlıklı dünyaya gelen bebeğin nakil için uyumlu olup olmayacağının belirlenmesi için en az üç aylık olması gerekiyordu.
Verilere göre kardeşlerin donör olma şansı yüzde 25´ti. Gizem´in şansına kardeş Gülçin tam uyumlu çıktı. Bu sevinç, onca olumsuz ortamda sınava hazırlanan abla Gamze´nin Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü´nü kazanmasıyla katmerlendi. Bir çocuklarını sağlığına kavuşturacak, diğerine yeni bir gelecek sağlayacak iki müjde Güvenkaya çiftini ``deli divane'' etti.
"Evimize güneş doğdu"
Büyük sevinç yaşayan aile şimdi işsizliğin, ekonomik sıkıntılarının yaratacağı yeni sıkıntılarla başetmenin yollarını ararken, baba Güvenkaya, ``Bir anne baba için evlatlarının sağlığı her şeyden önce gelir. Sonunda evimize güneş doğdu. Ekonomik sıkıntıları da atlatacağımıza inanıyorum'' diye konuştu.
12 yaşında olmasına karşın ömrü hastanelerde geçen, bu yaşına kadar arkadaşlarıyla sayılı bir araya gelip oyun oynayan, eğitimini 5 yıldır evde sürdüren Gizem, ``Önce kardeşim olduğu için sevinçliyim. Bana sağlığımı vereceği için değil kardeşim olduğu için çok mutluyum. İlik nakli olup, sağlığıma kavuşmayı ve okuyup anaokulu öğretmeni olmayı istiyorum. Çünkü çocukları çok seviyorum'' dedi.
Baba Güvenkaya ise, Gizem´in tedavileri süresince hep işini bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Baba Güvenkaya, ``İşi bıraktığım için de hep sigortam düşüyor. Şimdi yeşilkartlıyız. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kaymakamlık bize destek verdi, bebeğimizin kordon kanı saklandı. Aldığımız sonuçlar çok sevindirici. Gizem için de Gamze için de yeni bir hayat başlayacak. Halen işsizim. Çalışmak istiyorum. Ama nakil gündeme geldiğinde yine bırakmak zorundayım. Çünkü annesi ile Gizem en az bir ay kit odasından dışarı çıkamayacaklar. Büyük kızım sırf yanımızda olup kardeşlerine bakabilmek için İzmir içinde tercih kullandı. Onun için de arayışlarım sürüyor. Bize güzel günler müjdelendi, bundan sonrası için de umutluyum'' diye konuştu.
Önce kordon kanı bakılacak
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı, Pediatrik Kemik İliği Nakli Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Savaş Kansoy şu bilgileri verdi:
``Bu hastalık kemoterapilere karşın Gizem´de ikinci nüksünü yaptı. Sadece kemoterapi ile bundan sonraki yaşamında bu hastalık olmadan sürdürebilmesi pek mümkün görünmüyor. Tek köklü tedavi şekli, kemik iliği kök hücre nakli. Bu amaçla Gizem için önce kardeş ve aile içinde verici bulunmadığı için yurt içi ve yurt dışında uygun verici arandı, bulunamadı. Daha kolay bulunabilir ürün olan kordon kanı aranmasına gidildi. Maalesef tüm dünyada uygun kordon kanı da bulunamadı. Ama son günlerde çok güzel bir gelişme yaşandı. Kardeşi dünyaya geldi. Göbek kordonu kanı alındı. Doku gruplarının Gizem´e tam uyumlu olduğu görüldü. Gizem, 40 kilo civarında büyük bir çocuk artık. Yapılacak incelemelerle bu kordon kanı Gizem için yeterli olacak mı, olacaksa bununla nakil yapmayı planlayacağız. Eğer yeterli olmayacaksa küçük bebeğin biraz daha büyümesine bekleyip, bebekten ek olarak kemik iliği ürünü de alıp ikisini birlikte Gizem´e transplantasyon amacıyla uygulayacağız. Kemoterapilerden çok büyük beklentiniz yoksa tek köklü tedavi kemik iliği kök hücre naklini uygulamaktır. Genel kemik iliği nakillerinde yüzde 80 civarında olumlu sonuçlar almak mümkün.''