Sınır tanımıyor, ayakkabıdan bilgisayara her şeyi boyuyor

Güncelleme Tarihi:

Sınır tanımıyor, ayakkabıdan bilgisayara her şeyi boyuyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2009 00:00

Mali müşavir bir baba ile eski bankacı, sonradan ev hanımı bir annenin kızı. Resim yapmaya her çocuk gibi başlamış: "Evde kudurup ortalığı dağıtmayalım diye ağabeyimle bana boya kalemleri ve defterler aldılar. Üç-dört yaşlarındaydım. İzlediğimiz çizgi filmlerdeki tiplerin resmini yapmaya başladık.

Kim daha çok benzetecek, kiminki daha komik olacak diye yarışırdık. O gün bugündür durmadan çiziyorum. Böyle mutlu oluyorum. Okula başladığımda defter kapakları, tişörtler, çantalar derken odamın duvarını boyadım. Aileme bu konuda on puan veriyorum. Benim deliliklerime bir gün olsun ses çıkarmadılar. Tavana çizdiğim garip yaratıkları bile olağan karşıladılar."

"Peki resme bu kadar meraklıymış da niye ressam olmamış" derseniz? Çünkü çok denemesine rağmen güzel sanatlar fakültelerine kabul edilmemiş. Hayatının dönüm noktası olan çizimi ise geçen yıl kendine ait bir ayakkabının üzerine yapmış. Ayakkabılar o kadar farklı ve güzel olmuş ki arkadaş, eş, dost, akraba "Bana da bana da" diye tutturmuş. Ve ısrarlar karşısında Nur Teker, bu işi ticarete dökmüş. Önce elden satmış, sonra internette bir sayfa açmış (www.milkyhead.com) şimdi de İstanbul Galatasaray’daki ve Ankara Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki Lazy mağazalarında satılıyor.

MARKANIN ADI: SÜTLÜ KAFA

Markasının adı Milkyhead, yani Sütlü Kafa. Çünkü Nur Teker tam bir sütkolik. Sütün bu dünyadaki en önemli şey olduğunu düşünüyor. Uykusu gelince, sütlük vaktim geldi diye tanımlıyor. Halini hatrını sorduğunuzda ve o iyiyim demek istediğinde "Süt kafayım" diye cevaplıyor.

ARABA DA BOYAYACAĞIM

Milkyhead’in ürünleri sadece ayakkabı ile sınırlı değil. Nur Teker, ajanda, cüzdan, çanta, telefon hatta bilgisayar bile boyuyor. Daha büyük işlere girmeyi, motosiklet ve araba boyamayı çok istiyor. "Milkyhead markasında ürün sınırı yok, olmayacak da. Ben hayatım boyunca önüme çıkanı, elime verileni boyayacağım, anlaştık mı?" diyor.

Boyadığı malzemelerin bir kısmını kendi ürettiriyor, bir kısmını hazır alıyor. Ayakkabıda topuklu-düz, kapalı-açık ayrımı yapmıyor. Her model üzerine boyama yapabiliyor. Yüksek kalite akrilik boya kullanıyor. Eğer ayakkabının derisi kabul edebilecek durumdaysa tasarım tamamlandıktan sonra üstüne cila atıyor. Suya dayanıklılar. Ancak yine de özen göstermeniz şart. Sonuçta bu el yapımı ve özel bir şey!

Hangi ayakkabıya ne resmi yapacağına nasıl karar verdiğine gelince... Tasarımlarını önce kağıt üzerinde bitiriyor. Eğer boyayacağı ayakkabı özel siparişse karşı tarafın da fikrini alıyor. Gökkuşağı mı, tavşan mı, yoksa komik uzaylı mı çizeceğine birlikte karar veriyorlar. Nur Teker kafasında binlerce fikir olduğunu seçmekte zorlandığını söylüyor.

JELİBONİK KARAKTERLER

Teker’in çizdiği karakterler bir yerlerden kopya değil. Hepsini kendi yapıyor. Ve şöyle anlatıyor: "Onlar yatağınızın altında yaşıyorlar, gece siz uyurken eşyalarınızı karıştırıyorlar, şekerleme kavanozlarınızı boşaltıp, favori ayakkabılarınızın içinde uyuyorlar. Ben de sizin için yakalayıp en sevdiğiniz aksesuvarların üzerine taşıyorum." "İnsana benzeyen karakterler de var, uzaylı gibi görünenler de" diyorum. Uzaylı dememe bozuluyor. Onlar minik tatlı jelibonik canavarlarmış! Sadece kendilerine benziyorlarmış.

Nur Teker

24 yaşında, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisat Bölümü son sınıf öğrencisi. Okuduğu bölümle tamamen ilgisiz bir iş yapıyor. Ayakkabı başta olmak üzere önüne çıkan her şeyi boyuyor. Tişörtten bilgisayara, telefondan ajandaya, çantaya kadar. Yakın zamanda araba ve motosiklet de boyamak istiyor. Bu konuda hiçbir eğitim almamasına rağmen harikalar yaratıyor. Markasının adı Milkyhead yani Sütlü Kafa. Çünkü o bir sütkolik!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!