Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2006 22:39
1993’den beri toplanıyorlar. Çay bahçesinde okeyden başka oyun takımı yok. Dolayısıyla tavla ya da kağıt oynayan da yok. Zaten dışarıdan gelen üçüncü bir kişinin Kale Çay Bahçesi’nde okey oynamasına imkan da yok. Çünkü sinema ve tiyatrocular için özel izin alınmış.
"Hafta içi öğlen saatlerinde beni bir yere davet ederlerse çok bozuluyorum. ’Gelemem oyunum var’ diyorum. Şaşırıyorlar: ’Aaaa bu saatte ne oyunu?’ diyorlar. ’Okeeey’ cevabını alınca onlar bozuluyorlar." Bu sözler yılların tiyatrocusu Savaş Dinçel’e ait. Hafta içi her gün Türk sineması ve tiyatrosunun önemli isimlerinin İstanbul Rumelihisarı’ndaki Kale Çay Bahçesi’nde buluşup okey oynadığını ondan öğrendik. Rumeli Hisarı’na yolu düşenlerin gözüne mutlaka çarpmıştır. Kale Çay bahçesi deniz kenarındaki kahvaltıcılardan biri. Sahanda yumurtası, menemeni, tavşankanı çayı dillere destan. Geçmişi 1960’lı yıllara kadar uzanıyor. Eskiden yazlık sinemaymış. Sahibi Cengiz Akay bu mekana sinemacıların ve tiyatrocuların ilgi göstermesini bu duruma bağlıyor: "Babamlar bahçeyi 1959’da açmışlar. 1960’da üst bölüme yazlık
sinema inşa edilmiş. Cennet Sineması adıyla işletilen sinema 1970’de kapanmış. Kapanmış kapanmasına da sinemaya emeği geçenler buraya gelip gitmekten hiç vazgeçmemiş."
*Mekanın kapalı bölümünün içindeki küçük bölmedeyiz. Çay ocağı hemen yanı başımızda. Oda da üç tane iki kişilik, iki tane dört kişilik masa var, o kadar. Girişteki masada yönetmen Şerif Gören, oyuncu Kutay Köktürk, yapımcı İsmet Kazancıoğlu, yönetmen Zeki Ökten okey oynuyor, ikinci masada ise oyuncu Savaş Dinçel, oyuncu Yalçın Güzelce, senarist Erdoğan Tünaş, görüntü yönetmeni Paşa Gündoğdu aynı işle meşgul.Kalemi defteri çıkardığım anda hep birlikte aynı şeyi söylüyorlar. "Biz kumar oynamıyoruz. Okey işin bahanesi... Asıl amaç bir araya gelmek, toplanmak, sohbet etmek. İşin içine para hiçbir zaman girmedi, giremez de..."
*1993’den beri toplanıyorlar. Çay bahçesinde okeyden başka oyun takımı yok. Dolayısıyla tavla ya da kağıt oynayan da yok. Zaten dışarıdan gelen üçüncü bir kişinin Kale Çay Bahçesi’nde okey oynamasına imkan da yok. Çünkü sinema ve tiyatrocular için özel izin alınmış. "Biz tiyatro ve sinemacıların Beyoğlu ve civarında vakit geçirmesine alışığız, siz neden buralara geliyorsunuz?" diye soruyorum. Paşa Gündoğdu cevap veriyor: "Çünkü burada temiz hava var, deniz var, iyot kokusu var. Beyoğlu çok kirlendi. Burada huzur var. Gelenlerin hepsi okey oynamıyor ki? Kimi oturup manzaraya karşı senaryo yazıyor, kimi şarkı besteliyor. Adı bende saklı olan bir ağabeyimiz de yenge tarafından sepetlendiği zaman geliyor. Evde altın günü ya da temizlik olduğu zaman soluğu burada alıyor."
*Yalçın Güzelce lafa giriyor, servis elemanına, "Paşa Bey’den herkese birer çay" diye bağırıyor. "Biz arada sırada böyle emr-i vakiler yaparız" diye de açıklama yapıyor. Çay bahçesinde birine bir şey ısmarlatmanın tek yolu buymuş. Çaylar geliyor, Erdoğan Tünaş gelirken yanında getirdiği karton kutuyu açıyor, kutu elden ele dolaşıyor. Kıymalı böreğin tadına bakmayan kalmıyor. Savaş Dinçel boş kutuyu göstererek şöyle diyor: "Gelirken bir şeyler getirmek adettendir. Kimi tuzlu getirir, kimi tatlı. Bölüşüp yeriz. Burada hem karnımız hem ruhumuz doyuyor."Dikkat ediyorum. Benimle konuşurken konsantrasyonları hiç bozulmuyor. Bir oyun beş dakikadan uzun sürmüyor. Üstelik her defasında biri okey atarak bitiyor. Okey atmadan bitmeyi bitmekten saymıyorlar. Bu konuda iddialılar:"Okey oynanırken en çok okeyin atıldığı yer burasıdır. Parasına oynamadığımız için çok rahatız" diyorlar.
*İçlerinde en şanslısı kim? Savaş Dinçel hiç düşünmeden cevap veriyor: "Şerif Gören. Rahmetli Kemal Sunal’dan sonra tüm zamanların en şanslısı odur." Dinçel’in bu tespitine herkes katılıyor. Şerif Gören’in oturduğu masada başkasının kazanma ihtimali çok azmış. Oda kapısının hemen üstünde Kemal Sunal’ın fotoğrafı asılı. Onu anmadan bir gün bile geçirmiyorlar. Yalçın Güzelce anlatıyor: "Rahmetli Kemal çok şanslıydı. Bittiği zaman elinde okey olmasa bile yerden çekmek için okeye dönerdi. Biz de şimdi ne zaman elimiz kötü gelse ondan yardım istiyoruz. ’Haydi oğlum Kemal’ diyerek taş çekiyoruz." Her ne kadar sempatik gözükseler de aksi adamlar onlar. Hayatla, düzenle, siyasetle, tiyatroyla, sinemayla, hatta kendileriyle sorunları var. Okey oynamak
balık tutmak gibi bir şey onlar için. Stres atıyor, kafa boşaltıyorlar. Her gün Kale Çay Bahçesi’nin kapısından çıkarken çıplak ayak toprağa basmış kadar rahatlıyorlar. Okey oynayarak sorunlara okey demeyi öğreniyorlar.
Kim onlar? Sinemacılar, tiyatrocular, senaristler, yönetmenler, Beyoğlu’ndan sıkılan, deniz kenarına inen Yeşilçam emektarları: Savaş Dinçel, İsmet Kazancıoğlu, Yalçın Güzelce, Cengiz Ankay, Paşa Gündoğdu, Rutkay Aziz, Burhan Tekinli, Orhan Çağman, Zeki Ökten, Kutay Köktürk, Erdoğan Tünaş, Tarık Akan, Bülent Kayabaş, Ercan Yazgan, Ara Güler, Şerif Gören, Melih Çardak, Bülent Bilgiç, İhsan Bisev
Ne zamandır buluşuyorlar? 12 yıldır
Ne sıklıkta? Hafta içi her gün 13:00-16:00
Nerede? Rumelihisarı Kale Çay Bahçesi’nde
Buluşunca ne yapıyorlar? Okey oynuyorlar
Soldan Sağa: Yalçın Güzelce, Paşa Gündoğdu, Savaş Dinçel, Erdoğan Tünaş... Arkadaki masada ise Kutay Köktürk, İsmet Kazancıoğlu, Zeki Ökten ve Şerif Gören oynuyor.