Mevlüt TEZEL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2005 22:52
Yapımcı ve yönetmen Sinan Çetin, sinema, reklam, dizi, yayıncılık derken şimdi de Plato Sinema ve Oyunculuk Okulu’yla karşımızda... 1 Aralık’ta faaliyete geçecek olan okulda Kenan Işık, Haluk Bilginer, Hülya Avşar gibi ünlüler de seminer verecek.
Sinema okulu açma fikri nasıl ortaya çıktı? Sinema ve reklam sektöründe en büyük sıkıntıyı oyuncudan yana çektim. Üstelik bu sıkıntı şimdi daha da arttı. Şu anda birçok dizi ve film çekiliyor ama oyuncular hep aynı. Yetenekli genç oyuncuları piyasaya kazandıracak okul sayısı çok az. Kazandığı parayı sanata harcayan bir adam olarak, bu kez de oyuncu yetiştirmeye karar verdim.
- Öyle bir anlattınız ki, sanki bu işten hiç para kazanmayacaksınız...
Tabii ki, kazanacağım. ‘Ben bu işi para kazanmak için yapmıyorum’ diyen biri bence yalancıdır. Bir işten kár etmemekle, kár etmediği için övünmek arasında büyük fark var. Planlarınız tutmaz, zarar edersiniz, bu normaldir. Ama kár etmemekle övünen bir insan bence hırsızlıkla övünüyor demektir! Evet bu okuldan para kazanacağım ama piyasaya da bir sürü yetenekli genç kazandıracağım. Ve çok yetenekli bazı öğrencilere burs vereceğim.
OKUL İÇİN 2 MİLYON DOLAR HARCANDI
- Okul açmak zor bir iş mi?
Ne diyorsun? Sanki kendimi ateşli çemberlerden geçiyor gibi hissettim. Aylardır bürokratik işlemlerle uğraşıyorum. Devlet okul açana ödül vereceğine, 120 tane imza istiyor. Çeşme açana bile törenin yapıldığı bir ülkede, okul açana bu kadar bürokratik engelin konulması gerçekten büyük trajedi.
- Okul kaça mál oldu? Kaç öğrenci eğitim görecek?
2 milyon dolara mál oldu. Bu beş katlı bina komple bana ait. İç dekorasyonu için bayağı uğraştık. Sadece sinema, yönetmenlik ve oyunculuk eğitimi vermeyeceğiz. Okulumuzda Mustafa Erdoğan yönetiminde dans kursları da açılacak. Kameraman, ışıkçı gibi teknik elemanlar da yetiştireceğiz.
- Okula girecek öğrenciler nasıl belirlenecek?
Tamamen kaliteli insanlar almayı düşünüyoruz. Bu yüzden ön eleme yapacağız. Bazı insanlar sinemacı doğar bazı insanlar doğmaz. Biz sinemacı insanlarla çalışacağız.
- Yani bir bakışta sinemacı olacak insanı anlayacaksınız.
Ben anlarım. Aptal adamdan sinemacı olmaz. Hem sınav hem de mülakat yapacağız. Mülakatlara ben de katılacağım.
BİZ FİLM ÇEKECEĞİZ ONLAR DA ÖĞRENECEK
- Plato sinema okulunda kimler ders verecek?
Öğretmenlerin çoğu Plato’da çalışan dizi oyuncularımız ve teknik ekipten oluşacak. Ayrıca Haluk Bilginer, Yılmaz Erdoğan, Gülse Birsel gibi birçok önemli oyuncu seminer verecek. Reklamcılık derslerinde ise Serdar Erener, Hulusi Derici gibi reklam sektörünün önde gelen isimleri öğretmen koltuğuna oturacak. Yönetmenlik derslerine ben de gireceğim.
- Yani okul bir anlamda Plato’nun kreşi olacak.
Öğrenciler, Plato gibi yapımcılık sektörünün en önemli şirketlerinden birinde pratik yapma şansına sahip olacaklar. 1986 yılında kurulan Plato, her zaman sektöre yeni insanlar kazandırdı. Reklam ve televizyon sektöründe Plato’da yetişmiş çok kaliteli oyuncular, ses elemanları, kameramanlar ve yönetmenler var. Plato’nun piyasaya devletin sinema okullarından daha çok insan kazandırdığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu misyonu şimdi Plato Sinema ve Oyunculuk Okulu çatısı altında sürdüreceğiz.
- Okulda eğitim görecek öğrencilerin en büyük avantajı ne olacak?
Devlet okullarında dört sene eğitim alan öğrencilerin birçoğu kamera görmeden mezun oluyor. Biz daha ilk derste öğrencileri kamerayla tanıştıracağız. Zaten okulumuzun felsefesi ‘Biz bir şey öğretmiyoruz, yapıyoruz’ olacak. Pratiğe çok önem veren bir okul olacağız. Biz film çekerken onlar öğrenecek.
Hülya Avşar, Kenan Işık gibi ünlüler seminere katılacakOkulun eğitim koordinatörlüğünü Harun Özakıncı üstleniyor. Okulda, şimdilik ‘Oyunculuk’, ‘Sinema ve Film Atölyesi’, ‘Fotoğraf Atölyesi’, ‘Dans Atölyesi’ bölümlerindeki eğitim 1 Aralık 2005-30 Haziran 2006 tarihleri arasında sürecek. Eğitim atölyelerinde Gülse Birsel, Haluk Bilginer, Kenan Işık, Çağan Irmak, Hülya Avşar gibi birçok ünlü isim seminer verecek. Kurslarda öğretmen olarak Serdar Akar, Sevin Okyay gibi önemli isimler bulunacak. Öğrenciler Plato Film bünyesinde çekilen sinema, dizi ve reklam filmi setlerinde pratik yapma şansına sahip olacaklar. Kurslarla ilgili ayrıntılı bilgiyi (0212) 292 63 84 numaralı telefondan alabilirsiniz.
CİMRİ DEĞİLİM AMA OLMAK İSTERDİM
- Son DİGİTÜRK reklamında, Can Dündar, Ayşe Arman gibi gazetecileri oynatmak istediniz. Ansizden daha popüler isimler istedi. Sonra da Gülben Ergen, Mehmet Ali Erbil ve sizde karar kılındı. Kendinizi bir star olarak görüyor musunuz?
İşin doğrusu elimizde daha büyük bir bütçe vardı. Bu bütçe küçültülünce üç kişide karar kılındı. Benim ünlü olmama gelince... Evet o listedeki birçok kişiden daha ünlüyüm.
-
Oyuncu olarak reklamdan para aldınız mı?
Evet, aldım. Ancak benim aldığım para diğerlerinden daha az.
-
Cimri olduğunuz, reklamlarınızda şirket elemanlarını oynattığınız söyleniyor?
Cimri değilim ama olmak isterdim. Ayrıca bu durumun cimrilikle alakası yok. Plato bir yetenek şirketi. Bir businnes şirketi değil. O yüzden reklamlarımda yeni yüzler oynatmaya çalışıyorum. Plato’nun reklamlarında oynayıp star olan onlarca isim sayabilirim.
SEVEN KADIN NİYE DAYAK ATILDIĞINI BİLİR- Deniz Akkaya’nın tokatlanma olayı hakkında herhalde bir tek Cumhurbaşkanı açıklama yapmadı! Sinan Bey bu konu hakkında sizin de yorum alalım.
İnsanoğlu sever de döver de. Dayak atmak, aşık olmak, nefret etmek tüm bunlar insana ait davranışlar. Bu tür olaylarda kollektif bir blok oluşturup, dayak atan bir adamı yerin dibine batırıp, dayak yiyeni yüceltmenin ya da tam tersine dayak atanı yüceltip dayak yiyeni aşağılamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Asıl problem insanı değiştirip mükemmel hale getirmeye çalışanlarda... Seven adam ve seven kadın, kendisine niye dayak atıldığını bilir. O dayak atanla dayak yiyen arasındaki bir problem. Bu dayak olayının medyaya yansımasının hiçbir manası yoktu.
CİHANGİR’İ BİZİM ÇOCUKLAR TEMİZLiYOR
-
Artık Cihangir’e Sinangir denmeye başlandı. 50’ye yakın ev aldığınız doğru mu?
Hayır bu rakam doğru değil. O kadar ev almadım.
Ancak Cihangir’e yaptığım yatırımlarla bir değer yarattığımı düşünüyorum.
- Cihangir’e olan bu ‘tamamen duygusal’ ilginizin kökeninde ne var?
Ben kazandığım parayla çimento fabrikası açmıyorum. Gençliğimin geçtiği Cihangir’de yok olmasını istemediğim yapılara sahip çıkıyorum. İstanbul’a 1975 yılında geldiğim zaman Cihangir’e düştüm. 30 yıldır aynı yerde oturuyorum. Ne kazandıysam oturduğum yere yatırdım. Buranın yollarını yaptırdım, yollarını temizledim. Hálá buranın yollarını bizim çocuklar temizler.
- Yani belediyenin görevlerini de mi üstlendiğinizi söylüyorsunuz?
Tabii ki, belediyenin görevlerini üstlenmedik. Ancak bu semtte bulunduğum binaların yollarına ve temizliğine çok özen gösteriyorum.