Almanya’nın Oscar adayıYaşamın Kıyısında
Yön: Fatih Akın
Oyn: Nurgül Yeşilçay, Baki Davrak, Hanna Schygulla, Tunçel Kurtiz, Yelda Reynaud, Erkan Can
Senaryo, reji ve yapımcılığında Fatih Akın imzası taşıyan Yaşamın Kıyısında, Türkiye’de daha vizyona girmeden çok konuşuldu. Geçtiğimiz yaz, Cannes
Film Festivali’nde en iyi senaryo ve Ekümenik Jüri ödüllerini aldı. Ardından, Yabancı Film kategorisinde Almanya’yı temsil etmek üzere Oscar Ödülleri için seçildi. Dünya çapında ses getiren film, Türkiye’de 85 salonda gösterime giriyor.
Yaşamın Kıyısında, altı kişinin kesişen hayatlarını başarılı bir kurguyla anlatıyor. Almanya’da yaşayan ve emekli bir dul olan Ali, fahişe Yeter’i gördüğünde onun yalnızlığına çare olacağını düşünür. Oğlu Nejat’ın karşı çıkmasına rağmen Yeter’e maaş bağlayarak onunla yaşamaya başlar. Yeter’in amacı, Türkiye’deki üniversite öğrencisi kızına para göndermektir. Bu durum Nejat’ın Yeter hakkındaki fikirlerinin değişmesine sebep olur. Yeter ölünce Nejat, onun kızını bulmak için Türkiye’ye gider. Ama kızın polis tarafından aranan bir eylemci olduğunu anlar. Nejat, Türkiye’ye doğru yola çıkarken, kızın da Almanya’ya kaçması olaylara farklı bir boyut katar...
Fatih Akın, bu filmin Duvara Karşı’nın ardından, "Aşk, Ölüm ve Şeytan" üçlemesinin ikinci filmi olduğunu söylüyor. Ölümün aslında insanları birbirine bağlayacak bir güç olduğunu da göstermek istediğini belirtiyor.
Filmin çekimleri dördü Almanya, beşi Türkiye’de olmak üzere toplam dokuz hafta sürdü. İstanbul, Bremen, Hamburg ve Karadeniz sahil yolu film çekiminin yapıldığı yerler arasında.
Çekimler öncesinde Fatih Akın ve Nurgül Yeşilçay’ın da aralarında olduğu bir ekip, Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’nde araştırma yaptı. Hatta hükümlülerin gösterdiği ilgi üzerine Akın ve Yeşilçay burada sinema konulu sohbetler düzenledi, cezaevinde Fatih Akın filmleri gösterildi.
İslam Devrimi’ni anlatan politik animasyon
PersepolisYön: Marjane Satrapi & Vincent Parannaud
Ses: Chiara, Mastroianni, Catherine Deneuve, Danielle Darrieux
Politik bir animasyon olan Fransız yapımı Persepolis’in galası, geçtiğimiz hafta Film Ekimi’nde yapıldı. Filme ilgi o kadar yoğun oldu ki, ek seans düzenlendi. Bu hafta ise İstanbul ve Ankara’da 11 sinemada gösterime giriyor.
Persepolis, İran’daki İslam Devrimi sırasında yaşananları 9 yaşındaki Marjane’nin gözünden anlatıyor. Devrimin ardından daha iyi bir rejim geleceğine dair umutlar sönmüş, binlerce kişi tutuklanmıştır. Kadınlar çarşafa girmeye zorlanır. Marjane ise böyle bir dönemde Punk’ı, ABBA ve Iron Maiden’ı keşfeder. Büyüdükçe çocuğun bu gözüpekliğinin başlarına dert açacağını anlayan ailesi, onu Avusturya’ya yollar. Ama köklerine bağlılığı ve ailesine duyduğu özlem onun İran’a geri dönmesine neden olacaktır.
Filmin kahramanı küçük kız, yönetmen Marjane Satrapi’den başkası değil. 36 yaşındaki çizgi roman yazarı, Tahran doğumlu ama ailesi onu İslam devriminden bir süre sonra Avusturya’ya yollamış. 25 yaşında Paris’e yerleşen Satrapi, 2000’den itibaren 3 dizi halinde yayınlanan çizgi romanı Persepolis’te İran Devrimi’ni, İran-Irak savaşını ve İran’a dönüşünü anlatıyor. Zaten film de bu çizgi romanların bir toplamı.
Persepolis İran’da tabii ki pek hoş karşılanmamış. Hatta İran hükümeti filmin Cannes ve Bangkok film festivallerindeki gösterimini engellemeye çalışmış. Ama başarılı olamamış. Yönetmen Satrapi, çoğu kez İran’ı ve Tahran’ı çok özlediğini söylese de, bir daha asla oraları göremeyeceğini de ekliyor: "Bu filmden sonra İran’a gidersem başıma pek hoş şeyler gelmeyeceğini söylüyorlar".
Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülü alan film, yabancı film dalında Oscar adayı olarak Fransa’yı temsil edecek.
Popüler bir edebiyat uyarlaması
AtonementYön: Joe Wright
Oyn: Keira Knightley, James McAvoy, Saoirse Ronan, Romola Garai, Patrick Kennedy
Yönetmen Joe Wright, 2005 yapımı "Pride and Prejudice" (Aşk ve Gurur) filminden sonra, yine bir roman uyarlaması ile karşımızda. Kefaret, İngiliz yazar Ian McEwan’ın aynı adlı romanından sinemaya uyarlandı. 35 milyon dolar bütçeli filmin hikayesi 1935 yılında başlıyor, İkinci Dünya Savaşı ile ilgili bir bölümden sonra, 1999’da Londra’da sonlanıyor.
1935 yazında, 13 yaşındaki Briony Tallis, ablası Cecillia’nın soyunup, yazlık evlerinin bahçesindeki küçük havuza girdiğini görür. Cecilia’nın çocukluk arkadaşı Robbie de kızı gözetlemektedir. Bugünden sonra bu üç çocuğun da hayatında bir daha asla düzelmeyecek değişimler olur. Robbie ile Cecilia’nın bazı sınırları aştığına tanık olan Briony, ablasının sevgilisini işlemediği bir cinayetle suçlar ve böylelikle ailesinde dramatik değişimlerin başlamasına sebep olur. Robbie ve Cecilia, Briony’nin hayal gücünün kurbanı olacaklardır.
Kefaret, Ian McEwan’ın en beğenilen eserlerinden biri ve Time Dergisi bu romanı tüm zamanların mutlaka okunması gereken 100 romanı arasında gösteriyor. Kitap gibi, filmde de utanç ve bağışlamanın güçlüğü üzerinde duruluyor.
Kefaret, geçtiğimiz ağustos ayında 75. Venedik Film Festivali’nin açılış filmiydi. Bu seneki Oscarlar’ın da birçok dalda favori adaylarından biri olacağı düşünülüyor.
Testere 4 vizyonda 5 ve 6 yoldaSaw 4Yön: Darren Lynn Bousmann
Oyn: Tobin Bell, Scott Patterson, Betsy Russell, Costas Mandylor, Lyrio Bent
Testere filmlerinin esas oğlanı Jigsaw ile asistanı Amanda, dördüncü filmin başında ölmüştür. Dedektif Kerry cinayetinin duyulmasından sonra, iki tecrübeli FBI ajanı Strahm ve Perez, dedektif Hoffman’ın ekibine katılır. Jigsaw’un son oyununu çözmeye çalışırlar. Bu esnada SWAT takımı komutanı ve Jigsaw’un bulmacalarına karışmamış son memur olan Rigg kaçırılıp, bir oyuna dahil olmaya zorlanır. Rigg’in iki seçeneği vardır; ya doksan dakika içinde bir tuzaklar serisini aşacak ve hem arkadaşını hem kendisini kurtaracaktır, ya da ölüm ile yüzleşecektir.
2004’te düşük bir bütçeyle çekilen serinin ilk filmi, büyük gişe başarısı yakalamıştı. Ardından gelen filmler de bu başarı grafiğini yükseltti. Serinin fanatiklerine şimdiden müjdeyi verebiliriz; Testere 5 ve 6’nın çekileceği kesinleşti. Beşinci filmin gelecek ekimde gösterime girmesi planlanıyor. Darren Lynn Bousmann ikinci ve üçüncü filmin ardından bu kez de yönetmen koltuğunda. Geçtiğimiz nisan ayında Toronto’da başlayan çekimler, 6 hafta sürdü.
Testere, kanlı sahnelerin yer aldığı bir film. Ama fanatikleri 2004’ten beri Kızıl Haç ile beraber ortak bir kampanya yürütüyor ve kan bağışı yapıyorlar. Bu bağışlarla bugüne kadar yüz binden fazla kişinin hayatı kurtuldu.