Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2007 00:00

Haberin Devamı

Müfettiş Lee ile dedektif Carter Paris’te

Rush Hour 3

Yön:
Brett Ratner

Oyn: Chris Tucker, Jackie Chan, Hiroyuki Sanada, Yuki Kudoh,

Los Angeles Polis Departmanı’ndan Dedektif Carter ve Çinli meslektaşı Müfettiş Lee geri döndü... Ama bu sefer ikisinin de bilmedikleri bir yerde, Paris’teler. Bitirim İkili 3’te görevleri, büyük çaplı bir suç örgütünü durdurmak ve eski dost Büyükelçi Han’ın kızı Soo Yung’u kurtarmak. Şehri, konuşulan dili ve neyi nerede arayacaklarını bilmiyorlar. Fakat zaman geçtikçe Paris’in banliyölerinden Eyfel Kulesi’nin görkemli ışıltılarına uzanan mekánda, kötü adam Kenji’yle büyük bir mücadeleye girişecekler.

Uzakdoğu dövüş filmlerinin vazgeçilmez ismi Jackie Chan ile en geveze siyahi oyuncu Chris Tucker serinin ilk iki filminin yönetmeni Brett Ratner’la yeni bir macera için tekrar birlikteler. Serinin ilk iki filminin başarısını belirleyen dinamikler sadece dil, kültür ve kişilik farklarının yarattığı eğlenceli durum değil, aynı zamanda bu ikilinin birbirleriyle mükemmel uyumuydu. Bu uyum son filmde de devam ediyor.

Filmde müfettiş Lee’yle gizemli bir bağlantısı olan Triadlı suikastçı Kenji’yi Hiroyuki Sanada, güzel olduğu kadar tehlikeli gece kulübü sahibi Jasmine’i Youki Kudoh, Dünya Suç Mahkemesi’nin Başkanı Reynard’ı ise usta aktör Max Von Sydow canlandırıyor. Hikayeye renk katan geçimsiz taksi şoförünü Fransız aktör Yvann Attal beyazperdeye yansıtırken, efsanevi yönetmen Roman Polanski de kendine göre yöntemleri olan Fransız dedektif Revi’yi oynuyor.

"Bitirim İkili 3", serinin daha önceki yapımlarında olduğu gibi aksiyon ve komedi tutkunlarına istediğini veren bir film. Jackie Chan’in uçan tekmelerine Chris Tucker’ın zekice esprileri eşlik ediyor. Eğer aradığınız biraz dövüş, biraz kovalamaca ve bolca komedi ise "Bitirim İkili 3", yerinde bir tercih olabilir.

Jodie Foster intikam meleği

The Brave One

Yön: Neil Jordan

Oyn: Jodie Foster, Naveen Andrews, Jane Adams, Brett Berg

New York sokakları Erica Bain (Jodie Foster) için hem ev hem de geçim kaynağıdır. Sevgili şehrinin seslerini ve hikayelerini, sunucusu olduğu "Street Walk" (Sokakta Yürümek) adlı programı aracılığıyla radyo dinleyicileriyle paylaşmaktadır. Akşamları, hayatının aşkı olan nişanlısı David Kirmani’nin (Naveen Andrews) yanına gider. Fakat Erica’nın bildiği ve sevdiği her şey korkunç bir gecede elinden sökülüp alınır: David’le birlikte uğradıkları apansız ve hunharca saldırı David’in ölümüne, Erica’nın da ölümün eşiğine gelmesine neden olur. Erica’nın vücudundaki yaralar iyileşse de, daha derindeki yaralar kapanmaz. David’i kaybetmenin yarattığı hüsrandan daha büyük olan tek şey, peşini asla bırakmayan dehşet verici korku hissidir. Sonunda bu korku dayanılmaz bir hal alınca, Erica kendini ona karşı donanımlı kılacak bir şeyler yapmaya karar verir. Elindeki silah kendini soyut bir düşmana karşı korumanın somut bir yolu olur. Ya da o böyle düşünür. Erica artık bir intikam meleğidir ve adaleti kendi sağlamaktadır.

"The Crying Game" filminin Oscar’lı usta yönetmeni Neil Jordan imzası taşıyan "İçindeki Yabancı", sinemada defalarca işlenen; kanunların yetersiz olduğuna inanılan ve şiddetin tavan yaptığı dönemlerde ortaya çıkan ’bireysel adalet’ olgusunu perdeye taşıyor. Filmi ilginç kılan ise Jodie Foster’ın varlığıyla "Taksi Şoförü" ile arasında kurduğu bağ. Üç Oscar’lı Foster, sanki bundan 30 yıl öncesine dönüp 14 yaşında kendisini "Taksi Şoförü"nde bataktan kurtaran Robert DeNiro’nun ölümsüzleştirdiği Travis’in misyonunu devam ettiriyor. Başta kurban olmasının yarattığı fark dışında Erica için dişi Travis desek yeridir. "İçindeki Yabancı", mekan olarak da "Taksi Şoförü"nün izinde gidip New York’u seçiyor. "Taksi Şoförü"ndeki Vietnam sendromu ise bu filmde yerini 11 Eylül’e bırakıyor.

Uzun süredir kendini iki oğluna adayan Foster’ın bir anlamda dönüşünü de müjdeleyen yapıt, tartışmasız haftanın en iyisi.

İşkenceve kandan geçilmiyor

Captivity

Yön:
Roland Joffe

Oyn: Elisha Cuthbert, Daniel Gillies, Pruitt Taylor Vince, Michael Harney

Şöhretinin doruğunda olan güzel manken Jennifer Tree, bir sabah uyandığında kendini hücreye kapatılmış bulur. Kişisel eşyalarının, fotoğraflarının ve bir dizi kilitli dolabın bulunduğu odada, kendisine daha önce işkence yapılmış insanların görüntüleri ve kendi röportajlarının olduğu kasetler izletilir. Bu odadan kaçmaya çalışsa da kurtuluş olmadığının farkına varır. Jennifer’ı kaçıran seri katil onu çok iyi tanıyıp, tüm korku ve arzularını bilmektedir. Hassas olduğu konularda ona psikolojik oyunlar oynayarak onu baskı altına alır. Jennifer bir süre sonra yalnız olmadığını fark eder...

"24" dizisi ve "Komşu Kızı" (The Girl Next Door) filminden tanıdığımız Elisha Cuthbert’ın başrolünü oynadığı Dehşet Odası, ABD-Rus ortak yapımı. Dramalardan tanıdığımız yönetmen Roland Joffe, bu kez gerilimin soğuk sularında yüzmeye çalışıyor. "Otel" ve "Testere" gibi son dönemde büyük ilgi uyandıran işkence ve kanın kol gezdiği gerilim filmlerinin izinde giden "Dehşet Odası", bünyesinde küçük bir aşk öyküsünü de barındırıyor. Filmin imdb notu ise oldukça düşük: 10 üzerinden 4.7.

Çağan Irmak’ın ilk filmi

Bana Şans Dile

Yön: Çağan Irmak

Oyn: Deniz Uğur, Melisa Sözen, İsmail Hacıoğlu, Rıza Kocaoğlu

Bahadır içine kapanık, kendi dünyasında yaşayan ve sakarlıklar yaptığı için çoğu zaman alay konusu olan lise çağında bir gençtir. Bir sabah uyandığında artık tüm bunlara dur demenin zamanı geldiğini hisseder ve bir tabanca bularak okulun yoluna koyulur. Tabancası ile sınıf arkadaşlarını rehin alır. Ancak arkadaşlarından özel bir isteği vardır. Herkes kendisini en çok inciten anısını anlatacaktır. Anne sevgisinden yoksun büyümüş Bahadır, karanlıktan korkan Çağlar, ünlü bir televizyoncu olmaya çalışan Ayşegül, romantikliği ile öne çıkan Behiç, satanist gruplara mensup Serkan ve otoriter bir babanın altında ezilen Türker ile karşıtlık ve yakınlıklarını keşfeder. Herkes Çağan Irmak’ın "Ulak" filmini beklerken, yönetmenin 1999 yılında çektiği, eleştirmenlerden oldukça kötü bir not alan ilk filmi "Bana Şans Dile" gösterime giriyor bu hafta. Hem de 72 kopyayla... Sekiz yıl önce çekilmiş bir film neden vizyona girer, anlamak zor. Muhtemelen dağıtımcı Muhteşem Film, Irmak’ın "Babam ve Oğlum" ile elde ettiği başarıdan pay çıkarmak istiyor.

Büyüklere peri masalı

Genç Tristan, tutkuyla sevdiği Victoria’nın (Sienna Miller) kalbini kazanmak için herşeyi yapmaya hazırdır. Böylece güzel ama soğuk aşkı için, yıldızı sönmek üzere olan aktris Yvaine’a yeniden hayat vermeye söz verir. Çıktığı yolculuk onu yaşadığı kasaba duvarlarının dışında gizemli ve unutulmuş topraklara götürür. Yvaine’i bulur ve birlikte devam ettikleri macerada Kaptan Shakespeare adlı bir korsan ve şeytani ruhlu bir cadıyla yüz yüze gelmek zorunda kalırlar.

Efsane yazar Neil Gaiman’ın aynı adlı romanından uyarlanan Yıldız Tozu, büyüklere yönelik etkileyici bir peri masalı. Usta aktör Robert De Niro’nun acımasız Kaptan Shakespeare rolüyle karşımıza çıktığı film, dev bir oyuncu kadrosuna sahip. "Harry Potter", "Narnia Günlüğü" tarzı fantastik yapımlardan hoşlanıyorsanız yurtdışında büyük övgü alan "Yıldız Tozu" mutlaka ilginizi çekecektir.

Stardust

Yön:
Matthew Vaughn

Oyn: Claire Danes, Robert De Niro, Michelle Pfeiffer, Sienna Miller

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!