Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2006 00:00

Haberin Devamı

Oliver Stone bu kez politik değil

World Trade Center

Yön: Oliver Stone

Oyn: Nicolas Cage, Michael Pena, Maria Bello, Maggie Gyllenhaal, Stephen Dorff

Üç Oscar ödüllü usta yönetmen Oliver Stone’un, 11 Eylül saldırısını konu alan filmi Dünya Ticaret Merkezi, haftanın tartışmasız en önemli filmi.

Dünya Ticaret Merkezi’nin enkazı altında hayat mücadelesi verenlerin ve onları kurtarmaya çalışanların öyküsü üzerinde yoğunlaşan filmin öyküsü şöyle:

Saldırının hemen ardından kulelere giden ilk ekip, New York Limanı Polis Departmanı’na bağlı timdir. Aralarında McLoughlin ile Jimeno’nun da bulunduğu beş kişi binalara girer. Kulelerin çökmesi üzerine enkazın altında mahsur kalırlar. McLoughlin ile Jimeno mucizevi şekilde hayatta kalmıştır. Ancak çöken kulelerin enkazının 6.5 metre altında beton ve metal yığınları arasında mahsur durumdadırlar...

Senaryosunu Andrea Berloff’un yazdığı filmde, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen iki polis memurundan John McLoughlin rolünde Nicolas Cage’i, Will Jimeno rolünde ise Michael Pena’i izleyeceksiniz. Filmin oyuncu kadrosunda, 11 Eylül günü kurtarma operasyonuna katılmış gerçek itfaiyeci, polis ve sağlık görevlileri de yer alarak kendilerini canlandırıyor.

Oliver Stone, merakla beklenen filmi hakkında şunları söylüyor: "11 Eylül olgusuna bu şekilde kişisel, aslına uygun, yalın ve sade yaklaşmak beni epeyce zorladı. Olabildiğince gerçekçi bir film yapmaya çalıştık. Kulelerin enkazında 24 saat mahsur kalan iki insanın öyküsünü anlatırken öncelikle şu soruları sorduk: Böylesine zor koşullar altında bile hayatta kalmalarını sağlayan nedir? Sonuçta ben bu insanların tamamen kişisel ve spritüel sebeplerle hayatta kalabildiğine inanıyorum."

Stone’un sözlerinden de anlaşılacağı gibi Dünya Ticaret Merkezi, politik bir yapım değil. Saldırının trajedisini yaşayanları anlamaya çalışan hümanist bir çalışma. Oliver Stone’un bu konuyla ilgili çok kilit bir açıklaması var: "Bu filmde öyküsünü anlattığımız John ve Will ile farklı politik düşüncelere sahip olabilirim, ama bunun hiç önemi yok. Onların yaşadığı deneyim üzerine bir film yapabilirim. Çünkü onlar benim çok iyi anlayabildiğim bir süreçten geçtiler. Bu film cesaret ve hayatta kalma üzerine bir filmdir. Politik düşüncelerin yeri yoktur".

Sistem karşıtı görüşlerini her yapıtında korkusuzca ortaya koyan Stone gibi muhalif bir ustanın neden 11 Eylül eleştirisine soyunmadığı ayrı bir tartışma konusu. Tartışılmayacak tek şey ise Dünya Ticaret Merkezi’nin usta bir yönetmene, karizmatik bir başrol oyuncusuna ve etkileyici bir öyküye sahip olduğu.

X kuşağının hikáyesi

İki Süper Film Birden

Yön: Murat Şeker

Oyn: Tim Seyfi, Murat Akkoyunlu, Uğur Polat, Beste Bereket

Murat Şeker’in, hayatın amatörce yaşandığı 80’lerle, 2000’li yıllar arasında bir köprü kurmaya çalıştığı ilk yönetmenlik denemesi İki Süper Film Birden, hayli ilginç bir öyküye sahip. Şöhret olma peşindeki türkücülere klipler çekerek ve düğün kameramanlığı yaparak geçimini sağlayan 33 yaşındaki Necati’nin, "Yerçekimi Sıfır" adlı deneysel filmini çekememe(!) sürecini konu alıyor.

Düşük bütçeyle ve büyük özverilerle çekilen İki Süper Film Birden, hem adıyla hem de konusuyla naif ve nostaljik tatlar içeren bir yapım. Ancak iyi niyetlerle yola çıkmak her zaman başarıyı getirmiyor. Murat Şeker’in elindeki sağlam malzeme bir türlü istenilen etkiyi yaratamıyor. 1980 kuşağının, 2000’li profesyonel değer yargılarına toslayan romantik yaşam serüveni, ne yazık ki, bir ilk film olmanın tecrübesizliğine yeniliyor. Ancak bu bir ağır yenilgi değil. İki Süper Film Birden, son dönemde yerli film diye izlediğimiz Televole bozması fiyaskolardan kat kat üstün bir çalışma. En önemlisi de anlatacak gerçek bir öyküsü var. Ve Tim Seyfi gibi acilen keşfedilmesi gereken harika bir oyuncuya sahip.
Kozlu Köyü, filmde tam kadro rol alıyor

Beş Vakit

Yön: Reha Erdem

Oyn: Özkan Özen, Ali Bey Kayalı, Elit İşcan, Bülent Emin Yarar

Kaç Para Kaç, Korkuyorum Anne gibi başarılı filmlerle kendini kanıtlayan Reha Erdem’in son filmi "Beş Vakit", haftanın ikinci yerli yapımı. İzleyicileri minimalist anlatımı ve uzun sekanslarıyla Tarkovsky filmlerini hatırlatan dingilikte bir yapım bekliyor. Öyküsünü, zeytin ağaçlarının gölgesinde sade ve huzurlu bir hayat sürdüren Kozlu Köyü insanlarının ekseninde anlatıyor. Babasının ölmesini dört gözle bekleyen imamın oğlu Ömer, öğretmenliğinin ilk yıllarını taşrada geçirmeyi umursamayan idealist bir öğretmen, öğretmenine platonik bir aşkla bağlanan Yakup, hem ev işleri yapıp hem de okumaya çalışan Yıldız ve hayatlarını beş vakit ezan arasında huzurlu bir şekilde yaşayan yetişkinler...

Beş Vakit, Reha Erdem’in deyimiyle ’bir zaman filmi’. Zamanın durduğu, çocukların cansız bedenler olarak yansıtıldığı sahneler Beş Vakit’in ruhunu oluşturuyor. İnsanoğlunun aşk, kin, nefret gibi değişmez duygusal elementlerini ve zamanın acımasız akıcılığını keşfe çıkan filmi izlemek biraz emek istiyor. Ancak yarattığı ruh soğuması bu emeğin karşılığını fazlasıyla veriyor.

Not: Çekimlerin yapıldığı Kozlu Köyü, yaşlısından gencine, eşeğinden keçisine tam kadro filmde rol alıyor.

Korku sinemasının tüm klişeleri burada

Reeker

Yön: Dave Payne

Oyn: Devon Gummersall, Derek Richardson, Tina Illman, Scott Whyte

Uzak ve ıssız bir otoyol, açıklanamaz şekilde kapandığında, beş öğrenci kendilerini çölün ortasında bulur. Yeni şartların eğlencelerini bozmasına izin vermeyen gençler, lanetli varlıklar tarafından rahatsız edileceklerdir. Otelde akşam yemeği sırasında tanıştıkları bir yabancı, karısının kayıp olduğunu ve en büyük korkularının gerçek olduğunu anlatır...

Cem Yılmaz’ın stand-up’larında ti’ye aldığı "Eğlence manyağı enerjik gençler ve ’Öleceksiniz’ nidaları atan esrarengiz adam" formatını hatırlatan çok bildik bir öykü değil mi? imdb’den 10 üzerinden 5.4 alan Davetsiz Gelen, ille de korku diyenlerin ilgisini çekebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!