Güncelleme Tarihi:
Konumuz şiddet ve ırkçılık
The Three Burials of Melquiades Estrada
Yön: Tommy Lee Jones
Oyn: Tommy Lee Jones, Barry Pepper, Julio Cedillo
Üç Defin, sadece bu haftanın değil, belki de bu yaz döneminin en çarpıcı yapımlarından birisi. Usta oyuncu Tommy Lee Jones’un ikinci yönetmenlik denemesi. 2005’te Cannes’da En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu (Tommy Lee Jones) ödülleriyle onurlandırıldı. Altın Palmiyle’yi kıl payı kaçırdı. Her ne kadar Tommy Lee Jones ile anılsa da, bu başarının asıl mimarı, Paramparça Aşklar ve Köpekler ve 21 Gram gibi son dönemin en çok konuşulan başyapıtlarına imza atan senarist Guillermo Arriaga.
Usta senarist, bu kez bir western çalışmasıyla karşımızda: Teksas-Meksika sınırında vurulan bir adamın cesedi, kimseler görmeden gizlice gömülür. Öldürülen kişi, büyük bir çiftliğin başı olan Pete Perkins’in (Tommy Lee Jones) Meksikalı iş arkadaşı Melquiades’tir. Ceset, kısa bir süre sonra devriyeler tarafından bulunur ve mezarlığa defnedilir. Bu arada Pete, Melquiades’in ölüm sebebini araştırırken sınır devriyesi Mike’tan (Barry Pepper) şüphelenir ve onu kaçırır. Cesedi defnedildiği yerden zorla çıkarttırır. Amacı, arkadaşına verdiği sözü tutmaktır.
Üç Defin projesi, Tommy Lee Jones’un 2001 kışında, Guillermo Arriaga’dan, Amerika ve Meksika kültürleri arasında köprü vazifesi gören Teksas ve insanlarını anlatan bir senaryo yazmasını istemesiyle ortaya çıkmış. Film, ABD-Meksika sınırında yaşanan şiddet, ırkçılık ve acılar üzerinde yoğunlaşıyor.
Not: Tommy Lee Jones, filmdeki yabancılaşma duygusunun iyi yansıtılması için Albert Camus’nün ünlü Yabancı romanını çekimlerden önce oyuncularına okutmuş.
21. yüzyılda aşk ve evlilik
Heights
Yön: Chris Terrio
Oyn: Glenn Close, Elizabeth Banks, James Marsden
Fotoğraf sanatıyla uğraşan Isabel (Elizabeth Banks), evlenmek üzere olduğu avukat sevgilisi Jonathan’ın (James Marsden) sevgisinden şüphe etmeye başlar. Tam bu sırada Isabel’in tiyatro sanatçısı olan annesi Diana (Glenn Close), kocasının kendisini aldattığını öğrenir. Anne ve kız, ilişkileri üzerine kafaya yormaya başladıkları sırada oyuncu Alex (Jesse Bradford) ve gazeteci Peter ile tanışırlar.
Gizli İlişkiler, geçtiğimiz yıl hayata veda eden ünlü yapımcı Ismail Merchant’ın (Günden Kalanlar, Howard’s End, Manzaralı Oda) son yapımlarından birisi. Chris Terrio’nun ikinci yönetmenlik denemesi olan filmin oyuncu kadrosu dikkati çekiyor.
Gizli İlişkiler, son dönemin popüler anlatım tarzı olan kesişen öyküler ve karakterler üzerinde yoğunlaşıyor. New York’ta bir gün boyunca farklı karakterlerin kesişen öykülerinden yola çıkan yapım, evlilik kurumu başta olmak üzere aşkın ruhunu yitirişi, açık evliliğin yarattığı karmaşa, metropol yaşamının insanı öğüten kaosu, bireyin yalnızlığı ve mutsuzluk duygusu gibi modern hayatın karın ağrısı sorunlarını ele alıyor.
Tembel kedi İngiltere’de
Garfield: A Tail of Two Kitties
Yön: Tim Hill
Oyn: Bill Murray, Breckin Meyer, Jennifer Love Hewitt
Tembelliği doğal bir hak olarak gören, lazanya ve uyku delisi, tüm zamanların en cool ve en zeki kedisi Garfield, ikinci sinema filmiyle karşımızda. 1978 doğumlu Garfield, hálá en çok takip edilen çizgi roman kahramanlarından biri. Karikatürleri dünya çapında tam 2 bin 600 gazetede yayınlanıyor. Okur sayısı ise 260 milyonu aşıyor. Ancak böylesine geniş bir hayran kitlesine sahip olan Garfield’ın ilk sinema filmi beklediği ilgiye ulaşamamıştı. Bunun en büyük nedeni ise zekice esprileriyle yetişkinleri de kendine bağlayan Garfield’ın maceralarının salt çocuklara yönelik bir film olarak perdeye taşınmasıydı.
Gelelim serinin ikinci bölümüne: Sahibi Jon Arbuckle, bir konferans için Londra’da bulunan veteriner kız arkadaşı Liz Wilson`a evlenme teklif etmeye gidince, Garfield de yanına Odie’yi alarak soluğu İngiltere’de alıyor. Kendisine inanılmaz derecede benzeyen, Carlyle Şatosu’nun kedisi Prens’le yanlışlıkla (!) yer değiştiriyor. Yeni sahibesi Lady Eleanor’ın, mirasını kedisine bırakmasıyla şatonun sahibi oluyor. Lady Eleanor’un yeğeni Lord Dargis, (Billy Connolly) Carlyle şatosunun bir kediye miras kalmasını hazmedemeyince de ortalık karışıyor.
Gerçekten yaşandı mı
An American Haunting
Yön: Courtney Solomon
Oyn: Donald Sutherland, Sissy Spacek, James D’Arcy
Amerikan Büyüsü, Tennessee’de 1818-1820 yılları arasında gerçekten yaşandığı iddia edilen, üzerine birçok kitap yazılmış bir olayı konu alıyor.
Filmin konusu şöyle: Bell Ailesi, çiftliklerine sarı gözlü siyah bir kurdun gelmesiyle garip olaylarla yüzleşir. Kötü ruh, baba John ve tek kızı Betsy’yi hedef almaktadır. Düzenlenen şeytan çıkarma ayinlerine ve Betsy’nin evden uzaklaştırılmasına rağmen ruh saldırılarına devam eder.
Usta oyuncu Sissy Spacek film hakkında şu yorumu yapıyor: "An American Haunting, yalnızca bir korku filmi değil, aynı zamanda benim çok umutlu olduğum psikolojik bir gerilim filmi. Birçok özel efekt var; bütün duvarlar birbirinden ayrılıyor, tavanlar düşüyor. Umarım insanlar eğlenirler". imdb’den 10 üzerinden 5.3 gibi düşük bir not alan Amerikan Büyüsü, hayaletli, kötü ruhlu filmlerden hoşlananların ilgisini çekebilir.
Fakir ama onurlu genç sihirbaz oluyor
The Illusionist
Yön: Neil Burger
Oyn: Edward Norton, Paul Giamatti, Jessica Biel
Oscarlı Crash (Çarpışma) ve Sideways filmlerinin yönetmeni Neil Burger, bu kez kamerasını doğaüstü olaylara çeviriyor. Steven Millhauser’in Pulitzer ödüllü öyküsü The Barnum Museum’dan uyarlanan yapım, 1900’lü yılların Viyana’sında doğaüstü güçleri sayesinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun politik ilişkilerini bile etkileyen bir sihirbazın maceralarını konu alıyor.
Genç marangoz Eisenheim (Edward Norton), aristokrat bir ailenin kızı Sophia’ya (Jessica Biel) aşık olur. Ancak bu aşk sosyal konumlar nedeniyle mutlu sona ulaşmaz. Avusturya’yı terk ederek dünyayı keşfe çıkan Eisenheim, 15 yıl sonra ülkesine ünlü bir illüzyonist olarak döner. Ancak tam bu sırada Sophie, Avusturya-Macaristan veliaht prensi Leopold (Rufus Sewell) ile nişanlanır. Bir gösterisine Prens Leopold ile nişanlısı Sophie katılır. Eisenheim, küstah tavırlarıyla Prens Lepold’u çıldırtınca gösterileri yasaklanır.
Sihrin, gerçeğin yerini aldığı bir dünyada kaderlerine meydan okumak isteyen iki sevgilinin maceralarını işleyen bu fantastik dramanın en gözde ismi, Fight Club (Dövüş Kulübü) ve American History X (Geçmişin Gölgesinde) gibi başyapıtlarla kalitesini kanıtlayan Edward Norton.