Mevlüt TEZEL
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2006 00:00
Film, kitabın başarısını katlayacak gibiMACERA/GERİLİMDa Vinci ŞifresiThe Da Vinci Code Yön: Ron Howard
Oyn: Tom Hanks, Audrey Tautou, Ian McKellen, Alfred Molina, Jürgen Prochnow, Jean Reno
Dan Brown’un edebiyat eseri olmaktan çıkıp, fenomene dönüşen romanı Da Vinci Şifresi, sinemaya uyarlandı ve film bugün, tüm dünya ile aynı anda vizyona giriyor. Neredeyse dünyanın tüm dillerine çevrilen bir best seller olan kitabın sinema uyarlaması da gişe canavarı filmlerin yaratıcısı bir ekibin ellerine bırakılmış. Ekipte Apollo 13, Cinderella Man gibi başarı filmlerin yönetmeni Ron Howard, Batman Forever, I Robot, Cinderella Man’in senaristi Akiva Goldsman ve iki Oscar’lı Tom Hanks var. Bu üçlü daha önce Akıl Oyunları’nda bir araya gelmişti. Tam 125 milyon dolara çekilen Da Vinci Şifresi’nin diğer oyuncuları Audrey Tautou, Sir Ian McKellen, Jean Reno gibi Avrupa kökenli önemli isimlerden oluşuyor.
Filmin öyküsüne gelince: Simgebilim profesörü Robert Langdon (Tom Hanks), bir toplantı için Paris’e geldiği sırada, Louvre Müzesi’nin küratörü müzenin içinde öldürülür. Cesedin üzerinde ve yanında garip işaretler, şifreler bulunur. Polisin yardım istediği Langdon, şifreyi çözmek için Fransız kriptolojist Sophie Neveu (Audrey Tautou) ile birlikte hareket eder. Şifrenin izleri ikiliyi önce Leonardo da Vinci’nin ünlü tablosu Mona Lisa’ya, ardından da Paris ve Londra arasında geçen ölümcül bir maceraya sürükler.
Hz. İsa’nın Maria Magdalena ile evli olduğunu öne sürerek, Vatikan’ın Hıristiyan öğretilerini temelden sarsan ve tam 40 milyon satan bir edebiyat eserini sinemaya taşımak büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Ancak Ron Howard bu zorluğun altından başarıyla kalkıyor. Yönetmen romanı okumamış, izleyicilerin de rahatlıkla izleyip anlayabileceği bir film kotarmış. Senaryo yazımında fikirlerine başvurulan Dan Brown, film sayesinde romanın daha da netlik ve güncellik kazandığını belirtiyor.
Kitabın bilmecelerle dolu simgesel anlatımı ve nefes kesen kurgusu filmde de büyük ölçüde yakalanmış. Tarihi olayları ele alan geriye dönüşlerdeki titiz sanat yönetimi ise büyük övgüleri hak ediyor. Oyuncu seçimlerinde de yerinde tercihlerde bulunmuş. Ancak filmin asıl başarısı Vatikan’ın lanetlediği bir romana, inançlara saygısızlık etmeden sadık kalmayı başarabilmesi. Ron Howard’ın popüler bir romanı popüler sinemanın kuralları içerisinde başarıyla ele aldığı Da Vinci Şifresi’ni hem etkileyici bir macera, hem de tarihi olayları ele alan önemli bir kaynak olarak izleyebilirsiniz.
Yapımcısının beğenmediği film vizyonda
KOMEDİ DRAMKısık Ateşte 15 DakikaYön: Neco Çelik
Oyn: Metin Akpınar, Haluk Bilginer, Ata Demirer, Özkan Uğur, Eyşan Özhim
Almanyalı Türk yönetmen Neco Çelik’in çektiği Kısık Ateşte 15 Dakika, gerek oyuncu kadrosu gerekse promosyon çalışmalarıyla vizyona girmeden adından çok söz ettirmişti. Filmin yapımcılarından biri olan, ancak şu anda adı künyede gözükmeyen Fatih Aksoy, bir röportajında "Çok kötü bir film oldu. Yönetmenin kovulması gerekirdi" açıklamasında bulundu. Bu açıklamanın ardından film, montaj aşamasında Neco Çelik’in elinden alınmaya çalışıldı.
Tamama yakını tek bir mekánda geçen filmin çekimleri, restorana dönüştürülen bir stüdyoda gerçekleştirildi. Öykü şöyle: Ünlü oyuncu Kader (Eyşan Özhim) ve kadın düşkünü Şakir Bey (Aydoğan Oflu), Le Chric adlı bir restoran işletmektedir. Restoranın dengesi, Resul’ün (Metin Akpınar) işe alınmasıyla altüst olur. Resul, şekerden ve buzdan sanat eserleri yapan, kör bir heykeltıraştır. Bir akşam Kader, Fazıl Bir (Özkan Uğur) adlı yönetmenin, kendisiyle 15 dakikalık görüşme isteğini kabul eder. Ancak bu 15 dakika, hayatının en uzun 15 dakikası olacaktır. Kısık Ateşte 15 Dakika, popüler Türk sineması akımının izinde giden bir çalışma. En büyük kozu ise zengin oyuncu kadrosu.
François Ozon fanatiği olmak için iyi bir fırsatDRAMVeda VaktiLe Temps Qui Reste Yön: François Ozon
Oyn: Melvil Poupaud, Jeanne Moreau, Valeria Bruni Tedeschi
Veda Vakti, Fransız sinemasının son dönemde yetiştirdiği belki de en sıradışı ve üretken yönetmen François Ozon’un, ölüm temalı üçlemesinin ikinci filmi. İlk film Kumun Altında’da, 25 yıllık eşini kaybeden bir kadının yaşadığı değişimi izlemiştik. Ölüm kavramını bu kez, hayatının baharındayken birkaç ay ömrü kaldığını öğrenen Romain adlı bir moda fotoğrafçısının öyküsünde ele alıyor. Tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalandığını öğrenen Romain’in yaşadığı hesaplaşmada, François Ozon yine sade ve abartısız bir dil kullanmış. Başkasının elinde gözyaşı sağanağına dönüşecek bir öykü, onun elinde gerçek doğasıyla izleyiciye ulaşıyor. Veda Vakti, farklı bir Ozon filmi. Daha az hınzır, daha az çocuksu ve dalgacı. Yönetmen, ölüme beklenenden daha sert bir bakış atıyor. Son birkaç ayında çocukluğuna sığınan Romain’in öyküsünü izlerken, her Ozon filminde olduğu gibi ters köşeye yatmaya hazır olun. Veda Vakti, Ozon fanatiği olmak için iyi bir fırsat.