Gülden AYDIN
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2008 00:00
Ürgüp’e beş kilometre uzaklıktaki Mustafapaşa Kasabası, mübadele döneminde giden Rumlardan kalma. Eski adı Sinasos, yani Güneşin Şehri. O zamanlar, İstanbul’da yaşayan varlıklı Rumların yazlık mekanıymış. İşte bu zengin konaklarından biri, geçen yıl 2007 Mayıs’ında özel müzeye dönüştü. Hem de oyuncak bebek müzesine.
Kapadokya Bebek Müzesi, 1924 Mübadelesi’nde giden bir Rum’un konağı ve tam 186 yaşında. Folklorik bebek sanatçısı Sibel Radiye Gül, Kültür Bakanlığı’nca birinci dereceden korunması gereken kültür varlığı olarak tescillenmiş bu konağı satın almış, restore ettirmiş ve hayalini kurduğu bebek müzesine dönüştürmüş.
Dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce oyuncak bebek kadar, bu tarihi mekanın mimari özellikleri de kültür turizmine meraklı olanlar için ilgi çekici. Müze, geleneksel mimariye uygun dekore edilmiş beş konuk odasıyla otel hizmeti de veriyor.
Müzenin ziyaretçi defterinde daha çok yabancı turistlerin yazıları var. 26 yaşındaki bir Fransız gezgin, ülkesinde müzenin varlığını duyup geldiğini söylüyor. Kanadalı bir aile de 1867’de inşa edilen konak için, "Bizim ülkemizden daha yaşlı bir ev" demiş. Ama müzeye en çok ilgiyi Yunanlılar gösteriyor.
Sibel Radiye Gül, kızı ve oğluyla birlikte 32 yılda 18 ülke dolaşmış. Romanya, Yunanistan, Almanya, İspanya, Fransa, Polonya, Brezilya, ABD, Kanada, Mısır, Afrika ülkeleri ve Japonya’dan toplayıp getirdikleri bin 450 bebeği sergiliyorlar. Bin 550 bebek ise yersizlikten kolilerde bekliyor.
Müzedeki tüm bebekler ile kostümlerinin ortak özelliği, fabrikasyon değil el yapımı olması ve ait olduğu ülkenin folklorik özelliklerini yansıtması. Ayrıca Gül’ün Türkiye tarihi ve folklorundan esinlenerek yaptığı bebekler de müzede sergileniyor. Gül, müze fikrinin daha önce açtığı oyuncak bebek sergilerinde, ziyaretçilerin önerileri sonucu oluştuğunu söylüyor. Dar alanda mümkün olduğunca fazla bebek sergileyebilmek için, küçük boyda olanlarını tercih etmiş.
Gül’ün oyuncak bebek merakı, çocukluğundan kalma. "Babam tarihle çok ilgiliydi. Bizi uyuturken tarih kitapları okurdu. Köyde geçen çocukluğumda annem bez, babam tahta oyuncak yapardı" diye anlatıyor. Polonya, bebek alıp getirdiği ilk ülke. Bunu duyan Polonya Büyükelçiliği, Polonya’nın üç bölgesinden getirttiği bebekleri, 30 kişilik bir heyetle göndermiş.
TARİHİ KONAĞIN TARİHİ RESİMLERİ
Yüzlerce oyuncak bebeğin sıralandığı nişler, tarihi dolaplar ve konağın yeraltı şapelindeki orijinal freskler göz alıyor. Hepsi de 1861 tarihini taşıyor. Venedik’te resim eğitimi alan Yunan asıllı ressam Kostas Meletiyadis tarafından toprak boya ile yapılmış. Meletiyadis, sadece Sinasoslu değil, İstanbullu zengin Rum konaklarını da resimlermiş.
Konaktaki odalardan biri, Gül’ün bebek atölyesi. Türk tarihi ve kültürünü simgeleyen bebekleri ve kostümleri burada yapıyor. Turizm rehberlerinde çoktan yerini alan müze, kısa süre öncesine kadar ücretsiz geziliyordu. Ancak artan ziyaretçilerin galoş ihtiyacını ve konağın günlük temizliğini karşılamak için Türkiye’deki müzelerin tarifesi uygulanmaya başladı: Öğrenci 3, tam 4.50 YTL.
Seneye Yunan bebekleri
Müzede 17 Mayıs 2007’de, Japon Büyükelçiliği ile birlikte Japon sanatçıların yaptığı bebeklerin sergisi açıldı. Mayıs 2008’de de Polonya Büyükelçiliği’yle birlikte yapılan organizasyonla, Polonyalı sanatçılar gelecek ve yaptıkları bebekler sergilenecek. Yunanistan’la ise önümüzdeki yıl için temaslar kurulmuş.