Güncelleme Tarihi:
* Neden bu kadar çok dövmen var?
- Dövmelerim gençlik hatırası. Her dövme gibi kendilerine ait hikâyeleri var. Aslında çok değiller, benim gibi dövmeci asistanlığından gelme, dövme kültürüyle çok iç içe biri için az bile... Ben dövmelerime ve kendime karşı çok objektifim. Yani şunu itiraf ediyorum ki şimdiki aklım olsa, asla yaptırmazdım. Hatta sildirmek için iyi bir teknolojinin çıkmasını nasıl dilediğimi bilemezsin.
* Sana “yeni it girl” dediklerinde ne hissediyorsun? Bu istediğin bir paye miydi?
- “It girl” olmak istemek (inan cool olmak adına söylemiyorum) ne planladığım ne de özellikle istediğim bir şey. Ama bu adlandırmayı yapıyorlarsa da bir sorun yok benim için. Bu payeye karşı nötrüm.
* Seni uluslararası modellerle kıyasladıklarında ne hissediyorsun?
- İşte o zaman bir şey hissediyorum! “It girl” umurumda olmaz ama işimle ilgili iyi, kötü her yorum umrum dahilinde. Tabii ki hoşuma gidiyor, varmak istediğim hedefe yaklaştığımı hissettiriyor.
DOĞAL ÇIPLAKLIK GÖZE BATMIYOR
* Bir röportajında, “Elbise giymek gibidir soyunmak” demiştin. Vücudunla barışıksın; kocaman bir tabu olarak hayatımızın ortasında duran çıplaklık senin için nasıl bu kadar doğal olabildi?
- İşim gereği zamanla tecrübe ettiğim bir şey çıplaklık. Normal hayatımda çok utangaç olmama rağmen iş gereği geliştirdiğim ve profesyonellik icabı zamanla alışıp öğrendiğim bir şey. Doğal oldukça göze batmadığını da gördüm. Benim için taşımana bağlı olarak adlandırılan bir durum çıplaklık.
* Bir stil ikonusun. Giydiklerin, önerdiklerin, gittiğin yerler ve söylediklerin hemen “trend” olabilir. Bu aralar neleri ve nereleri meşhur etmek istiyorsun?
- Bir şeyleri meşhur etmek haddime değil; ama ben insanların daha çok Turgut Uyar, Edip Cansever şiirleri, Vuslat O. Bener hikâyeleri okumaları için elimden geleni yaparım. Ha bir de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanını okumaları için. Ayrıca graffiti sanatçısı, çocukluğunu bildiğim Leo’yu takip etsin insanlar.
OYUNCULUK BENİ NEREYE GÖTÜRECEK, MERAKTAYIM
* Seni, yaptığın işe kattığın değerin de ötesinde, ülkede, dünyada olup bitenler hakkındaki fikirlerini, siyasi görüşünü özgürce ifade etmenle de tanıyoruz. “Tepki veriyor olmak, yaşıyor olduğumuzun kanıtı” demiştin. Sana “İşine bak ve gerisiyle ilgilenme” diyenlere ne cevap veriyorsun?
- “İşine bak, gerisiyle ilgilenme” diyeni göz hizamda dahi tutmuyorum, hayatıma sokmuyorum!
* Yolun bir biçimde oyunculukla kesişti, Türkiye’de modellik aslında meslek olarak değerini yavaşça yitirdiği için mi bu tercihi yaptın?
- Oyunculuk, ortaokulda almaya başladığım tiyatro eğitimi ve lisede devam eden amatör oyunlarla hep hayatımdaydı zaten. Ama sonrasında modelliğim o kadar ön plana çıktı ki ilk tercih olarak onu seçtim. Modellikte belli bir noktaya geldikten sonra oyunculuğa tekrar dönme kararı aldım; çünkü ben ne yaparsam yapayım, bir şeyleri birlikte yürütmeyi sevmem. O yüzden zaman anlamında rahatladığım bir dönemde, oyunculuğa gereken değeri ve zamanı ayırabileceğimi hissettiğim anda dizide oynamayı kabul ettim. Oyunculuk bir keşif ve uygulama. İçinde olup beni götüreceği yeri merakla bekliyorum.
* Şu sıralar “Güzel Çirkin” dizisindesin. Sette zaman nasıl geçiyor?
- Sette zamanım ezber yaparak, saç-makyaj ve kıyafet değiştirerek geçiyor.
UMUT'UN DEDİKODUSUNU YAPMAMIZ İMKANSIZ
* Dizide Naz Elmas’la birlikte rol alıyorsunuz. Naz, yakın arkadaşın Umut Eker’in eski kız arkadaşı. Set arası dedikodusunu yapıyor musunuz kız kıza?
- Yapmıyoruz çünkü dedikodu genelde bilmediğin şeyler üzerine yapılan bir şey; adı üstünde “dedi”, “kodu”... Bizim aramızda bilinmeyen olmadığı için dedikodu yapacak bir şey olmuyor. Ayrıca Naz’la hiç sahnem de olmadığından birbirimizi hiç görmedik sette. Ama arkadaşlığımız daimi! Naz dizi setine alışmam konusunda bana çok yardımcı oluyor.