Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2003 00:00
HATIRLADIĞIM ilk TV reklamı Mintax'ınkiydi. Biri kadın üç çizgi
film karakteri, elleri bellerinde, bacaklarını bir o yana bir bu yana sallayarak,‘‘Çamaşırda Mintax, bulaşıkta MintaxTertemiz yapar, ilk günkü gibi’’ diye şarkı söylerlerdi.Bayrak çıkana kadar ekrana yapıştığımız günlerdi. Evet her akşam, direğe bayrak çekilir, İstiklal Marşı okunur, kanal kapanırdı. Artık ertesi güne kadar ne ‘‘necefli maşrapa’’ ne başka bir şey. ‘‘Necefli maşrapa’’yı bilenler bilmeyenlere anlatsın.İlk heves... Reklamları da seyrederdik. Zaten seyretmeyip de ne yapacaksınız, zaplayacak başka kanal yok ki. A, pardon biz İzmirlilerin iki tane de Yunan kanalı vardı. Onların reklamları mükemmeldi bizimkilerle kıyaslayınca. ‘‘Makaronya Misko’’ kalmış o günlerden aklımda.Hayat ne sadeymiş. Düşünsenize, çamaşırda da, bulaşıkta da Mintax. Şimdi neredeyse çorabımızın bir teki için ayrı, öteki teki için ayrı deterjan var piyasada.Çamaşırın ömrünü uzatanlar...Hijyen sağlayanlar...Hindistancevizliler, kaymaklılar...Ne? Kaymaklısı yok mu? A, hayret! O da çıkar yakında merak etmeyin.Geçtiğimiz cuma gecesi Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen Kristal Elma Reklam Ödülleri Töreni'nde aklımdan geçti bunlar.Yok, ‘‘nereden nereye geldik’’ geyiği yapmayacağım. Geceden izlenimlerimi aktaracağım sadece.* * *Törenin ilk dakikalarında 134 reklamcının ödül alacağını duyunca, ‘‘Allahım, ömür biter bu gece bitmez’’ düşüncesinin yarattığı ruh haliyle hafif bir baygınlık geçirir gibi oldum.Hayret! Hem de her ödülün önce yanlış birine verilmesine, sonra geri alınmasına, en nihayet doğru adama verilmesine rağmen gece bitti. Demek her şeyin bir sonu olduğu doğruymuş.Törenin sonuna kadar oturup, her dakikasını pür dikkat izlediğim halde kimin hangi ödülü aldığını ancak ertesi günkü gazetelerden öğrenebildim. Şimdi organizasyonu gerçekleştirenler bunu benim zeká düzeyime yoracaklardır. Takdiri size bırakıyorum.Erkeklere bir müjdem var. Geçen yıl ‘‘düşük belli’’ olarak kadın vücudunda yerini almak suretiyle içinizi açan pantolonlar bu yıl öldürücü hale gelmiş. Zira artık belleri falan yok, iki parçadan ibaretler. Gerisi kalça, göbek, kasık. Eğer bu kızlar işyerinde de bu pantolonlarla geziyorlarsa erkekçikler reklamlarda habire kadınları kullanmasınlar da ne yapsınlar?Töreni Okan Bayülgen sundu. ‘‘Varlığı orada oluşuma ekstra anlam kattı’’ desem kendisini pek sevdiğimi anlatmış olurum herhalde.Fakat şu hayatta hiçbir mana ifade etmese de bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Okan tepede, biz aşağıda olmamıza rağmen... Hani insanlar aşağıdan bakınca biraz daha uzun görünürler ya... Okan hálá kısaydı.Ali Taran'la Sinan Çetin hiçbir törene katılmazlarmış. Bu yıl ilk protestosunu gerçekleştirmiş olan Serdar Erener de katılmaz herhalde bundan böyle... Belki bir araya gelip MRD'yi kurarlar. MRD'nin ne olduğunu tahmin edersiniz.Sloganı ‘‘Herkese bir ödül’’ olabilecek yarışmada ‘‘Çelik’’in ödülsüz kalması beni de çok şaşırttı. ‘‘Robotsun dediler, vermediler’’ diyordur şimdi. Ne yani? ‘‘Estağfurullah’’ diyen bunu diyemez mi?‘‘Reklam’’ deyip geçmeyin! Çok önemli. Bakın bana bile bir köşe doldurttu.MIŞ-MUŞMasallar 9 yaşından küçük çocuğa zarar veriyormuş.Bir yandan da ileride dinleyeceği masallara karşı hazırlıklı olur.Gelir vergisi beyanları belli olunca işadamı, doktor ve avukatların yoksul olduğu ortaya çıkmış.Doğrudur. Utançtan yoksun olmak da bir nevi yoksulluk sayılabilir.Meksika'da sadece şişmanlar için tatil köyü açılıyormuş.‘‘Sen Kendi Göbeğine Bak Tatil Köyü.’’
button