Güncelleme Tarihi:
Arjantin’e yerleştiniz mi sonunda?
- Yerleşmedim ama gide gele yerleşmiş kadar oldum. Yılın 3,5 ayını orada geçiriyorum.
Adaptasyon sorunu yaşıyor musunuz?
- Biraz. Şimdi orası kış. Şükür ki Türkiye’de yaz geldi, biz geldik. Yılan gibi üç kez deri döktüm. Biz yazın ortasında çekime gittik, hep yaza getiriyoruz çekimleri. Dönünce adaptasyon sorunum oluyor. 1,5 ay orada kalıyorum mesela, dönünce oranın saatiyle yaşamaya devam ediyorum. Son 3,5 ay hiç gelmedim, hep orada kaldım. Buraya döndüğüm ilk üç gün hiç uyuyamadım. Jet lag’in kralını yaşadım.
Dilini söktünüz mü oranın?
- Tam söktüm sayılmaz. Çünkü herkes İngilizce konuşuyor, yarışmacılar ve ekip de Türkçe.
EBRU ŞAM BÜTÜN ERKEKLERİ GEÇTİ
Türk-Yunan vatandaşlarının mücadelesini izledik, peki Türk-Yunan ünlülerini yarıştırma fikri nasıl ortaya çıktı?
- Bu sonradan oluşan bir fikir değildi, zaten aklımızda vardı. Eğlenceli bir yarış olduğu için de ünlüler hemen kabul etti. Bizim yarışmacı konusunda bir kriterimiz yok. İstiyoruz ki herkes katılsın.
Sizi yarışmada en çok kim şaşırttı?
- Hepsi! Ebru Şam mesela, sessiz sakin ilerlemesine rağmen çok güzel yarıştı. Ona bakınca mülayim birini görüyorsun, hırsını göstermiyor ama bütün erkekleri geçti. Atilla Taş da çok hırslı. Ümit Erdim de öyle. O cüsseli adamın yaptıklarını görmeliydiniz!
Yarışın sonlarına doğru nasıl bir değişim yaşadılar?
- Buraya ilk eğlenmek için geldiler. Yarışmalar geçtikçe hırslandılar, takım oldular. Kazanınca seviniyor, kaybedince ağlıyorlardı.
TONY VE ATİLLA TAŞ, BOĞA GİBİ BİRBİRLERİNE GİRDİ
Yarışmanın en ilginç anını bizimle paylaşır mısınız?
- Aslında birçok ilgin an var. Özellikle kostümle yarıştıkları için izleyenler çok gülecek. Bir seferinde herkes gülüp eğlenirken bir anda ortam gerildi mesela. Ben anlamadım başta ne olduğunu. Tony bir sopayla geldi, bunu yarışmadaki diğer arkadaşlarına gösterdi, bir şeyler ima etti. Meğer grup olarak başarısız olmalarına içerlemiş. Atilla da hırslanmış, birbirlerine laf atmaya başladılar. Ortada gerçekten garip bir durum vardı. “Şaka yapıyorsunuz değil mi?” demeye başladım ben, anlamadım çünkü. Bunlar iki boğa gibi birbirlerine girdiler! Ben sürekli “Ne oldu” diyordum. Tartışma bitti, ben hâlâ “Şaka yapıyordunuz” diyordum. Orada nasıl olduğumu görmeyi çok istiyorum...
O tartışmadan sonra mı beyazladı saçlarınız yoksa?
- Beyaz vardı, daha da beyazladı.
KİMİLERİ EVLENİYOR KİMİLERİ KARİYER PEŞİNDE
Yunan ünlüler nasıldı?
- O ekibin içinde olimpiyat şampiyonları, atletler vardı. Onları görünce “E biz de birilerini getirseydik” dedik. Bir de ekipteki kızlardan biri Hawaii’deki güzellik yarışmasında birlikte olduğumuz Yunanistan güzeli çıktı. Zengin biriyle evlenip gazeteci olmuş. Görüyorsun, kimileri evleniyor, kimileri kariyer peşinde...
Kaç bölümde izleyeceğiz bu renkli mücadeleyi?
- Beş bölümde. Aslında o kadar çok malzeme çıktı ki, daha da uzatabilirdik. Ama “Wipe Out”un güzel bir stili var, tadında bırakıyoruz.
Finalden sonraki hava nasıldı? Üzülenler, sevinenler?
- Tüyo vermeyeyim ama kimse gitmek istemiyordu. Düşünün, Tony oyunun içerisinde Arjantin bayrağı açtı. “Onlara da yazık, onların da bayrağı olsun” diyordu. Böyle bir ekip bir daha kolay kolay bir araya gelemez.
ORADA DAHA ÇOK KENDİM OLUYORUM
“Wipe Out”un metinlerini kim yazıyor?
- Tamer İpek ve Engin Güzar yazıyor, Orhan (Ayhan) Abimiz seslendiriyor. Ben de kafama göre takılıyorum. Ama oradaki en önemli faktör yarışmacılar.
Biraz daha kendiniz olduğunuz bir yer mi “Wipe Out”?
- Evet, orada daha çok kendim oluyorum. Bir deliliğim varsa o da orada ortaya çıkıyor.
Siz yarış parkurunu kaç kez denediniz?
- Bir kere. İlk sezonda final parkurunu geçtim mesela. Öyle canınız istediğinde de deneyemiyorsunuz oyunları. Aslında riskli bir parkur değil, sakatlanmanızın da imkanı yok ama güvenlik nedeniyle izin verilmiyor.
SU YILANLARININ HEPSİ Mİ YAKIŞIKLI OLUR
Yarışmacının yardıma ihtiyacı olsa da olmasa da cankurtaranları sık sık parkura sokuyorsunuz...
- Evet, biri düştüğünde “su yılanlarını” çağırıyorum. Öyle diyoruz onlara aramızda. Bu sezon iyice cozuttum, “Yardım ister misin diyorum” yarışmacılara, sırf “su yılanlarını” ıslak görebilmek için. Adamlar kapı duvar gibi! O kadar konsantre izliyorlar ki yarışmacıları, gram oynamıyorlar. Bir de özel seçim mi yapıyorlar bilmiyorum ama hepsi mi yakışıklı olur?
Neden “su yılanları”?
- Su yılanı dememizin sebebi Engin’dir. İlk çekimler başladığında “Ciddi bir rekabete giriyorum” demiştim, “Aman Allah’ım ne yapacağım” diye korkmuştum. Korktuğum başıma gelmedi, aksine orada diğer ülkelerden daha fazla prim yaptım. Sette hepimizin ayrı ayrı çadırları var. Her molada cankurtaranlar soluğu benim çadırın önünde alıyorlardı. Bir tanesi çok ısrarcıydı mesela. O zamanlamayı nasıl tutturuyordu, bilmiyorum. Engin sürekli “Geldi yine senin su yılanları” diyordu, adları öyle kaldı.
İlerleyen sezonlarda su yılanlarıyla dostluğunuz gelişti mi?
- Hiç gelişemedi. Çünkü bunların ağzından lafı kerpetenle alıyorsunuz, konuşmuyorlar!
“TANRI ERKEĞİ YARATTI” GRUBU
Tipik Arjantin erkeği nasıl oluyor?
- Yönetmen yardımcımız Alfredo, Türkiye’den gelen sarışın kızları görünce “Tipik Türk değil, değil mi?” diyor mesela. Biz anlatamıyoruz “tipik Türk” diye bir şey olmadığını. Ama biz Arjantinlileri üçe ayırdık. Maradona gibi Paraguay’dan falan gelen insanlar var, sarışın olan bir grup var bir de “Tanrı erkeği yarattı” grubu var. İşte o Tanrı erkeği yarattı grubunda gözlerinize inanamıyorsunuz...
GÜZELLERİ ÇOK GÜZEL ÇİRKİNLERİ ÇOK ÇİRKİN
Bir Latin ülkesinde Türk kadını olmak, başlarda nasıldı?
- Orada müthiş sükse yaptım. O kadar sükse yapacağımı düşünmüyordum. Sonuçta bir Latin ülkesi ve birbirimize çok benziyoruz. Bir de giderken zannediyordum ki her yerde Adriana Lima, Gisele Bündchen gibi kızlar olacak. Güzelleri çok güzel, çirkinleri ise çok çirkin. Ama hepsinin mi kalçası güzel olur, yürüse yeter diyorsunuz.
KİMLER YARIŞACAK?
“Wipe Out”ta yarışacak ünlü isimler şöyle: Atilla Taş, Ümit Erdim, Mehtap, Sertaç Akkaya, Tony, Metin Yıldırım, Esra Sönmezer, Ebru Şam ve Senem Kuyucuoğlu.