Güncelleme Tarihi:
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Sedat Üstündağ, sık idrara çıkma ve idrarın köpüklenmesinin böbrek hastalığı bulgusu olduğunu söyledi. Türkiye’de yaklaşık 52 bin 500 böbrek hastası olduğunu söyleyen Yrd.Doç.Dr. Sedat Üstündağ, 5 bin 500 kadar hastanın karından yıkama denilen periton diyaliziyle tedavi edildiğini kaydetti. Böbreğin çok vefalı bir organ olduğunu kaydeden Yrd.Doç.Dr. Üstündağ, fonksiyonları ileri derecede azalana kadar dahi böbreklerin tek bir şikayet ortaya koymadığını ifade etti. Küçük şikayetlerin dikkate alınmadığı için büyük hastalıklara neden olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Üstündağ şunları söyledi:
“Ortaya koyduğu şikayetleri de biz dikkate almıyoruz. Örneğin, halsizlik, çabuk yorulma, bir konuya konsantre olamama, gece idrara çıkma, sık idrara çıkma, idrarın köpüklenmesi, ayaklarda şişlik, kan basıncının yükselmesi, böbrek hastalığının bulgusu olabiliyor ama kişiler bu şikayetleri ihmal edebiliyorlar veya yaşlılığa, günün yorgunluğuna yorabiliyorlar. Örneğin kan basıncı yükselmiş de baş ağrısı ortaya çıkmış bir hasta ağrı kesici ilaçla bunu giderme yoluna gidebiliyor. Türkiye’de şeker hastalarının hipertansiyonluların, tuzu fazla tüketenlerin sigara kullananların özellikle diyabet ve tuz tüketimiyle ilişkili olarak artışı da kronik böbrek hastalığının ileriki yıllarda başımıza daha büyük bela olacağını gösteriyor. Kronik böbrek hastalığı çok pahalı bir hastalık. Öncelikli sorun kronik böbrek hastalığından korunma olmalı. Tuz tüketmeme, hiç değilse kan basıncını bir kere ölçtürme şekerin kontrolü, sigara kullanmama gibi basit önlemler dahi bu böbrek hastalığının gelişmesini önemli ölçüde azaltır.”
Türkiye’de geçen yıl 160- 170 kişinin böbreğini bağışladığını anlatan Yrd.Doç.Dr. Sedat Üstündağ, böbreklerin toprak altında çürümekten kurtarılması gerektiğini savundu. Yrd.Doç.Dr. Üstündağ, “Geçen sene 160- 170 kişi böbreğini bağışlamış ve geri kalan kullanılabilir böbrekler heba oldu gitti, toprak oldu. Kadavradan böbrek bağışını canlandırabilirsek bu böbrekleri toprak altında çürümekten kurtarırsak Türkiye’de 5- 6 yıl içinde hiç diyaliz olmak zorunda kalan hasta olmayacak. Amaç canlıdan nakil yapmak değil, toprakta çürümeyi önlemek suretiyle kadavralardan böbreklerin nakil edilmesini, hastalarımızın ızdıraptan kurtulmasını sağlamak” diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde açılan Transplantasyon Ünitesi’nin (organ nakli) şu ana kadar canlılardan 8 böbrek nakli yaptığını belirten Yrd.Doç.Dr. Üstündağ, özellikle kadavradan organ bağışların arttırılması gerektiğini kaydetti.