Şiir Dünyası

Güncelleme Tarihi:

Şiir Dünyası
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2000 00:00

Haberin Devamı

Kırkından sonra şair

Bir portre : Şaban AKTAŞ

Saz çalıp türkü söyleyen bir aileden gelen Şaban Aktaş, ‘‘Dünyaya lirik duygularla bakıyorum’’ diyor ve şöyle devam ediyor:

‘‘Bir turist rehberi olarak ülkemi değişik mesvimlerde defalarca gezdim. Suyu, güneşi, dalı, yaprağı, alı, balı ülkemin koyları gibi nakış nakış işledim sevgiyi ve aşkı şiirlerimde. İnsana duyduğum sevgi, evrenin tüm güzellikleriyle birleşti.’’

Sufi düşüncesine ilgi duyan Aktaş, bedenin ruha giydirilen bir giysi olduğuna ve insanın ölümsüzlüğüne inanıyor. Bir şiirinde ise özgeçmişini şöyle anlatıyor:

‘‘Ramazan oğlu Ayşe'den olma/Yıl bindokuzyüzellidört, Antalya/Mevsim bahar aylardan Nisan/Kimliğinde bir Mayıs yazsa da/Oniki Nisan'da gözlerini açtı/İlk kez Dünya'ya bu insan/İki aylık bebeyken henüz ben/Ayrı düştüm memeden/Sevgiye doyumsuzluğum işte bu yüzden/Babam öğretmendi köy köy gezdik/Korkuteli-Kozağacı, Avdan/Döşemealtı-Çığlık, Karaveliler-Killik/Döndük dolaştık şehre geri geldik.../ Akıp gitti hayatım/Hatta hapis bile yattım/evli iki çocuk babasıyım/Sonunda şair ve bestekar/Kırkından sonra aşık olup azanın/Üstelik bir de şiir yazanın/Derdine derman mı var/Halim berbat mı berbat/Bu da benim hayat/Er geldim er gideceğim/Bu ülkede kolay değil elbet/Biraz daha ter dökeceğim’’

Kendi şiirlerinin bestesini de yapan Şaban Aktaş'ı kimi zaman anma günlerinde türkü söylerken görürsünüz. Hasanağa'da bir süre denlendikten sonra siyah kılıfından sazını çıkarıp türkü söylemeye başlayan Aktaş, ne çare ki bir türküyü baştan sona da bitiremez. Bulunduğum öyle gecelerde nedense türküler de hep yarım kalmıştır. Belki bir gün sevgili Aktaş'a bir Ruhi Su türküleri kitabı armağan ederim.

Bu Dallar

Gam kasavet bastı yine mor dağlar

Asmalara astı beni

bu dallar

Yelimdesin dilimdesin

nazlı yar

Yüzün göze dostu durdu

bu dallar

Asma dalım dağı taşı

dolanır

Kaç yaz bahar güzellere ulanır

Kış olur da göz pınarlar bulanır

Yağmur rüzgar dolu vurdu bu dallar

Aktaş ne günlere kaldı

halımız

Kar yağdı da bağlandı

yollarımız

Can canaydık uzanırken elimiz

Kol kırıldı yene döndü

bu dallar.

FAKSIMIZA DÜŞENLER

Deniz ve Ben

Şubat akşamında fenerde bir ben

Tek başıma oturmuşum

deniz kenarına

Aldırmıyorum içimi titreten

soğuğa

Gözüm yıldızlara takılı, radyodaki müzik kulağımda

Umursamıyorum yanımdan geçip gidenleri.

Bir başıma, bir deiçimdeki ben

Bakıyorum denize düşen

yıldızlara.

İçimdeki ben, bazen bir fırtına, bazen de kuytu bir liman

Bazen yüksek sesle

birşeyler söylüyor

Sanki anlatırcasına yıldızlara birşeyleri.

Bazen heryeşe boşverip bir kahkaha atıyor

Tek başıma, bir deiçimdeki ben, konuşuyoruz.

Bazen kızgın bir öfke dalgası,

Bazen de bir duygu seli.

Fenerde bir akşam,

Gözlerimdeki nem ah şu dalgalar.

İçimde bir ses susmak bilmiyor.

Sitem ediyor bana, bazen de alay.

Yıldızlar süzüldükçe ruhuma

Unutuyorum akşamın hüznünü,

Gönlümde hafiften bir sarhoşluk,

Akşamın serinliği çabalıyor uyandırayım diye beni

Hüzünlü bir yüz, yalandan söylenen sözler anımsıyorum.

Ah şu gözlerime vuran denizin nemi

Deniz ve ben söyleşmekteyiz

şimdi.

Fenerdeki ben gören de sanır

deli divane biri.

M. DOĞAN

Nerelerdeyiz

Halıların altına itmediğin çöpünü

Faraşına doldurup balkonundan atarsın

Afiyetle yiyerek biten turşu küpünü

Kapamayı boş verip yıkamadan

yatarsın.

Araban pırıl pırıl, köpükler yola akar

Küllüğünü, paspası ortalığa dök gitsin

Biraz zahmet olacak; suyla çıkmaz

çamurlar

Bir parkın kenarında küskü ile sök

gitsin.

Bak o parkta çiçekler çocuklarla

yanyana

Poşetler ve artıklar çimenlere atılmış

Kızarsın, köpürürsün leke düşse

aynana

Kanepede tahtalar koparılmış, yakılmış.

Denize yakınız ya; kıskanırlar uzaktan

Görmezler sık arayla pislik akan

oruyu

Balıklar kurtulamaz kurduğumuz

tuzaktan

Hiç kimseler sormuyor suçlulara

soruyu.

Bizde denize olan sizde dereye, çaya

Kirlettik medenice bacalarla havayı,

Afedersin çocuğum, topraklar oldu kaya

Resimde sunacağız yiyeceğin meyvayı.

Zeki İPEKDAĞ

Çağatay GÜLER Çocuklarım

Bir gün yorgun olursanız, kolunuz kanadınız kırılırsa, umarsız kalırsanız, sanırsınız ki tutunacak dalınız kalmadı, şiire sığının.

Şiir anadilinizin türküsü, annenizin ak sütüdür. Şiir çocuk mutluluğudur. Çiçek açan badem ağacıdır. Yağmurdan sonraki toprak kokusudur. Doğaya saygısıdır insanoğlunun.

Ne güzel sözcükleri vardır anadilinizin: Çocuk, Gelincik, Çamçak..Su.. Ekmek.. Toprak.. Başak.. Alınteri.. Ağaç.. Çiçek.. Ekin.. Doruk.. Ufuk.. Sevgi.. Umut.. Yürek.. Dilek.. Anne.. Anne.. Anne.. Anne..

Şiir bu sözcüklerle yazılır. Yaşam anlamını yitirirse bir gün sizler için, şiire sığının. Çevrenizi korku sararsa, gök kararırsa, içinizi umutsuzluğun gecesi kaplarsa.. Bir kavgaya girişirseniz çocuklar ölmesin diye, şiire sığının.

ŞİİR DİLE SAYGIDIR

Şiir anadilinize saygıdır. Her sözcügü kutsamaktır ekmek kadar, su kadar. Delikanlılık kıvancıdır. Genç kızlık onurudur. Düşüp yeniden ayağa kalkmaktır. Analidinizin tapınağıdır. Yüzündeki çizgilerdir ninenizin, dedenizin. Sizin gözlerinizdeki ışıktır. Geleceğidir ülkenizin. Şiir insan ve doğadır.

Şiir sizleri çocukların sevincine mutluluğuna götürür. Kul olmayı öğretir ülkenizin taşına toprağına. Emeğe saygı duymayı öğretir. İnsanoğlunun yenilmeyeceğini, yenilemeyeceğini, tükenmeyeceğini öğretir. Çocuklarım beni özlerseniz, anmak isterseniz, omuzlarıma binim koşup yuvarlanmak isterseniz benimle.. Şiire sığının. Yazamadığım şiirleri okuyun. Su götürün su götüremediğim insanlara, dikemediğim ağaçları dikin. Koklamadığım çiçekleri koklayın.

Yaşamayı benden daha çok sevin. Benden daha çok sevin insanları. Çocuklara benden daha çok uçurtma yapın. Onları benden daha çok sevin.

Bir fotoğraf ve bir şiir

Çocuklar kediler uskumrular

Tabağımda

Rakı kadehimin yanında

Yeşil soğanlar

Maydonozlar arasında

Uzun uzun yatan uskumrulara

Merhaba!

Atar mıyım onlardan artanları hiç!

Birkere onurlandırmışlar soframı

İnerim dördüncü kattan aşağı

Kedilere sunarım

Kediler

Mahsun çocukları sokaklarımızın!

Benekli güzellikleri

Sırtlarında kışın ayazı

Döner dururlar aç

Ağzı kapalı çöp bidonları

Öksürsem uzaktan

Ürperirler birden

Sonra bir koşu, bi yalvarış,

bi figan!

Çünkü tanırlar Metin Amcalarını

Ayak seslerinden.

Metin DEMİRTAŞ

BAHÇE DERGİSİNDE ‘‘KADIN’’

Antalya'da iki ayda bir yayınlanan Kültür ve Edebiyat Dergisi yaz sayısını kadına ayırdı. Türkiye genelinde dağıtımı yapılan Bahçe'de, Çağdaş Türk Edebiyatı'nda kadın üzerine yazılmış şirler yer alıyor.

Derginin Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Mehmet Tosun, edebiyatımızın 48 ünlü şairinin kadın üzerine yazdıkları şiirlerin seçkisini Hüseyin Cahit Kerse'nin yaptığını, gelecek sayının da Ölüm ve Su üzerine hazırlanacağını söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!