Güncelleme Tarihi:
Bir zamanlar ülkemizde panayırlar kurulur, çadırlar açılır ve bin bir çeşit eğlence yaşanırdı. Çadırların kapılarına koca koca afişler asılırdı. Örneğin bir satıcı avazı çıktığı kadar “Gelin gelin, mucize makine burdaaaa...” diye bağırırdı. “Bu makineye kağıt koy, öbür yandan para çıksın...” diyerek insanları başına toplardı. Devir yokluk devri olduğu için biz de saf saf satıcının etrafını çevirir ve onu dinlerdik...
Başına yeteri kadar insan toplandığında, mucize makineyi çantasına koyar “Biraz sonra size istediğiniz kadar para basacağım” diyerek çantasından bir yığın jilet çıkartıp küçücük masasına yerleştirir ve jileti anlatmaya başlardı... Ama asla para makinesini bir daha çıkartmazdı ve toplanan kalabalığa bol bol jilet satardı...
Sihirli İksir de böyle bir şey olmalı diye düşündüm. Araştırmacı yazar arkadaşım gülümsedi. “Hayır” dedi. “Sihirli İksir bir Şaman Türk kültürüdür. Dikkat et, incele... Bugün tüm iş adamlarımız hem piyasayla boğuşuyor, hem de hastalıklarla... Herkeste tansiyon var. Atalarımız bitkilerin dilinden anlıyordu. Sihirli İksir de çok derde deva olan bir karışım. Ruslar bu karışımı yıllarca kullandı. O dönemin insanları, bu nedenle uzun ve sağlıklı yaşadı.”
Orhan Bey haklıydı. Tanıdığım işadamlarının neredeyse tamamı rahatsızdı... Yani bir koşturmadır gidiyordu...
- Ne işe yarıyor bu iksir? Diye sordum...
Orhan Ürgenç anlatmaya başladı:
- Tüm damar iltihaplarını tedavi ediyor. Tıkanan damarları açıyor. Damar sertliğini ve hipertansiyonu önlüyor. Koletrol ve lipiti düşürüyor. Zararlı yağların yakılmasını sağlıyor. Kilo verdiriyor. Şekeri düşürüyor, pankreasın kendisini yenilemesini sağlıyor. Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinlik ve dokulardan ödemi kaldırıyor. Helycobacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve on iki parmak bağırsağı ülserini tedavi ediyor. Tüm romatizmal iltihabı önleyip, her türlü romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem düzeylerinin yenilenmesini sağlıyor. Her türlü ağrıyı kesiyor. Devam ediyorum, bu iksirin işe yaradığı başka hastalıklar da var. Bu iksir beyin hücreleri ve tüm sinir sisteminin yenilenmesini sağlıyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip, ileri- refleks hızını artırıyor, felçlere ve vertigoya karşı da çok faydalı. Vücudun bağışıklık sistemini son derece kuvvetlendiriyor ve her türlü alerjiyi özellikle damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden kesiyor, kansere karşı tüm vücudu koruyor...
Referans bir ekonomi gazetesidir. Bende Çukurova bölgesinden iş adamlarımıza bir katkı sunayım istedim ve sihirli iksirin tarifini aldım... Bu iksir şöyle yapılıyor:
“2 litre limon suyu, 40 diş orta boy soyulmuş ve ezilmiş sarımsak, ağzı sıkı kapanan bir kavanoza konup üzeri koyu renkli kağıt ve bezle kapatılıyor. Normal oda sıcaklığında 25 gün boyunca her gün çalkalanarak saklanıyor. Sarımsak iyice eriyince 25 günün sonunda kavanozu açıp her sabah aç karnına yarım veya içebiliyorsanız bir çay bardağı içiyorsunuz. Kavanoz bitene kadar bu iş devam ediyor. Yalnız kavanozun kapağını hep kapatın ve içine asla su şeker gibi şeyler katmayın. Yarım saat boyunca hiçbir şey yemeyin. Yarım saat sonra kahvaltınızı yapabilirsiniz. Mümkünse her sabah aynı saatte bu iksiri için.”
İşte sihirli iksir bu...
Bugünlerde Çukurova’yı sıcak bastı. Ekonomi malum... İş adamlarımız tıpkı diğer bölgelerde olduğu gibi boğuşup duruyor. İstedim ki onlara bir iksirle katkı sunayım ve Orhan Ürgenç’in Şaman-Türk araştırmasını kendilerine aktarayım...
Bir de şunu hatırlatayım, bu iksiri deneyenler var. Faydasını da anlata anlata bitiremiyorlar...
Bari gelecek günleri görebilmek için sağlıklı yaşayalım...