Aslan BATUR
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2008 00:00
İnsanoğlunun, icat edildiğinden beri motorlu taşıtlara olan ilgisi, bazen hastalık halini alabiliyor. Özellikle otomobile ve motosiklete gerçekten tutkuyla bağlı olanlar, bu hastalığı sıradan bir durum gibi görse de; bu sevdadan yoksun kişilerin olaya ’delilik’ diyerek yaklaşması da işin diğer boyutunu oluşturuyor.
Kimileri için bir tutku, kimileri için de hayat felsefesi olan otomobil ve motosiklet sevdası, ona ulaşamayanları bazen farklı yollara yöneltebiliyor. Örneğin, hayallerini süsleyen otomobile sahip olmak için hayatları boyunca çalışsalar dahi kazanamayacakları bir serveti o otomobile vermek yerine, ellerindekileri değerlendirip ortaya birer şaheser çıkarabiliyorlar. Peki üniversiteden mezun olmuş ve evlenip, çoluğa çocuğa kavuşmuş bu insanların içlerinde hiç bitmeyen otomobil sevdası onlara neler yaptırıyor?
KİBRİT ÇÖPÜNDEN F1 ARACI Formula 1 takımlarından McLaren’ın büyük bir hayranı olan Michael Arndt, kumdan kaleler yapmaya benzetebileceğimiz bir çalışmaya imza atmış. Deniz kenarındaki çocuklar ellerindeki
kova ile basit bir kale inşaa etmek için birkaç dakikaya ihtiyaç duyarken; kibrit çöpünden birebir boyutlarda McLaren Formula 1 aracı yapan Arndt ise bu uğurda 6 yılını feda etmiş. Ortaya çıkarılmak istenen eser, Mika Hakinen’e 1999 yılında dünya şampiyonluğunu kazandıran aracın maketi örnek alarak tasarlanmış. Orijinali ile aynı boyutlarda Formula 1 aracını yaratmak için 6 bin Euro harcayan Arndt, barutlarını dahi teker teker söktüğü 956 bin kibrit çöpü kullanmış. Evinin mutfağının büyük bir bölümünü kaplayan bu kibrit çöpleri 1686 tüp yapıştırıcı ile birbirine tutturulmuş. Küçük bir kıvılcımla küle dönebilecek bu eser, istenildiğinde başka bir yere taşımak için 45 parçaya bölünebilecek şekilde tasarlanmış.
PİYANGO BİLETİNDEN HUMMER YARATTILAR
İnsanların piyago bileti alırken, akıllarından ilk olarak lüks bir otomobili geçirdiklerini söyleyen Amerikalı Lauren Was ve Adam Eckstrom çifti, bu düşünceden çıkarak enteresan bir çalışmaya imza atmışlar. 35 bin dolar değerindeki karşılıksız şans oyunu kağıtlarını yapıştırarak yarattıkları Hummer H3, orijinali ile birebir boyutlarda hazırlanmış. Sanatçı çiftin ’Rüyanın hayaleti’ olarak adlandırdıkları H3 camları, plastik jantları, silecekleri ve arka bagaj kapağındaki yedek lastiği ile gerçekmiş gibi duruyor. Aracın içini de dolduran değersiz şans oyunu kartları, bu Hummer sayesinde değer kazanmış gibi duruyor. Bu aracı satın almak isteyen bir loto milyoneri ortaya çıkar mı bilinmez ancak, en azından işe yaramayan loto kağıtlarının nasıl değerlendirilebileceği de ortaya çıkmış oldu.
İÇTİĞİ SİGARANIN PAKETLERİ ÇÖPE GİTMEDİ
Sigara tiryakileri üfledikleri dumanla etrafındakilere zarar verirken; günde ortalama 1 paket sigara tüketen milyonlarca insanın boş sigara paketleriyle çevreyi de kirlettiği bir gerçek. ’En azından doğaya zarar vermeyeyim’ diyerek, her gün çöpe attığı sigara paketlerini değerlendirmeyi akıl eden bir Japon; yıllardır Ferrari’nin ana sponsorluğunu üstlenen Phillip Morris firmasını, ’Lamborghini yerine Ferrari’ye destek verip de hata mı ediyorum acaba?’ diye düşündürecek gibi görünüyor. İşin esprisi bir yana; otomobil tutkusunu tükettiği sigara paketlerine yansıtan ismi meçhul bu Japon, hazırladığı Lamborghini maketi ile ’Origami’ (kağıt katlama) sanatının neler kádir olduğunu da gözler önüne seriyor. Sadece 20 adet üretilecek olan 1.5 milyon dolar değerindeki Lamborghini Reventon’a olan hayranlığını, içtiği sigaraların paketlerini katlayarak ortaya koyan bu otomobil tutkunu, aracın yukarı doğru açılan kapılarına maketinde de yer vermeyi ihmal etmemiş.
SEPET HASIRINDAN MOTOSİKLET
Rusya’da yaşayan "Hell’s Weavers" adındaki chopper motosiklet grubu, Amerikan filmlerinden üzerlerine yapışan ’serseri’ imajından çok farklı olduklarını göstermek için farklı bir yola başvurmuşlar. Genellikle Amerikan filmlerinde görmeye alışık olduğumuz chopper motosikletleri ile dolaşan serserilerle dolu bir grup olmadıklarını kanıtlamak isteyen Ruslar, uzun uğraşlar sonunda bu iddialarında haklı olduklarını ortaya koymuşlar. Genellikle süs eşyaların ve sepetlerin yapıldığı hasırdan, bire bir boyutlardaki Harley-Davidson FLSTSB Cross Bones modelini yapan ’Kibar Harleyciler’; maketin en ufak detaylarını bile atlamadan, özenle hazırlamışlar. Bu modele özgü olan kısa gidon, tekli ayaklık ve amortisör sistemi de gayet başarılı bir çalışma sonucunda gözle görülür bir şekilde ortaya çıkarılmış.