Güncelleme Tarihi:
Bazı kırmızı şaraplarda etkin madde olarak bulunan resveratrol maddesi laboratuar ortamında farelere enjekte edildiğinde oksidasyon seviyelerinin hızla düştüğü gözlemlendi. Bilindiği üzere, oksidasyon hücre yaşlanmasının kimyasal ifadesi oluyor.
Bu bulguların ışığında bazı bilimadamları resveratrol maddesini kapsül olarak üretme projelerini geliştirmek üzere çalışmalara başladı.
Resveratrol maddesiyle aynı etkiyi gösterecek ilaçlar geliştirmek üzere 2004 yılında kurulan Sirtris adlı şirketin geçtiğimiz hafta GlaxoSmithKline adlı ilaç üretici gruba 720 milyon dolar karşılığı satılmasının ardından, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. David Sinclair “Resvaratrol maddesi esasen insanlarda ‘sirtris’ olarak bilinen protein ajanını aktive ederek hücre oksidasyonunu düşürüyor. Eğer araştırma sonuçlarını doğru olarak değerlendirmişsek ‘sirtuin’ maddesini kontrol edebilen ilacı üreten şirket, ilaç endüstrisini kontrol edecek ve belki de tıp ilmini değiştirecektir” diyor.
Hayatı uzatacak iksilerin geliştirilmesi konusu çok eski çağlardan beri simyacıların ilgi alanına girmişti. Bugün dahi vücudun üreme fonksiyonlarından doku yenilenmesine kadar uzanan bir alanda ‘yaşlanmayı durdurucu’ etkileri araştıran çok sayıda ciddi bilim adamı var.
Doku yenilenmesi süreci geliştirilebilirse, yaşlanmanın insan vücudunda yarattığı her türlü etkinin önü alınabilecke demektir. Yaşlanmadan kaynaklanan bütün hastalıkların da bu şekilde tedavisi, hatta daha oluşmadan önlenmesi mümkün olabilecek.
Yaklaşık 20 yıl önce Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Dr.Leonard Guarente tarafından başlatılan araştırma çalışmaları neticesinde, vücudun ‘sirtuin’leriniaktive ederek doku yıpranmasının durdurulabileceği bugün için kesin olarak saptanmış bulunuyor.
Dr.Guarente’nin eski bir öğrencisi olan Dr.Sinclair ise ‘sirtuin’ maddesinin doğal bileşikler kullanılarak tetiklenebileceğini 2003 yılında keşfetti. Bu maddenin tetiklenmesini sağlayan resveratrol maddesi ise bazı kırmızı şarap türlerinde zaten bulunuyordu.
Dr.Sinclair’in bulguları birkaç değişik yönde ilerledi. Başka bir takım bilim adamları da kırmızı şarapta bulunan dozdan daha fazlasını farelerde denedi. Illkirch, Fransa’da bulunan Genetik ve Moleküler-Hücresel Biyoloji Enstitüsü’nden Dr.John Auwerx’in yaptığı çalışmalar resveratol enjekte edilen fareleri adeta birer atlete dönüştürdü: Normal farelere kıyasla iki kat hızlı ve iki kat uzun süre koşmaya başladılar.
İnsanlarda da benzer bir etkinin gözlemlenebileceğine dair henüz herhangi bir veri yok. Dr.Sinclair kesin cevabı buluncaya kadar yapılması gereken daha bir çok deney olduğunu belirtmekle birlikte ‘resveratrol’ maddesinin tam olarak nasıl bir fonksiyon gerçekleştirdiği konundaki tarışmaların halen devam ettiğini vurguluyor.
Şarap içmenin alışkanlık haline geldiği İtalya, Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerde insan ömrünnün normalden uzun, ortalam kolesterol seviyelerinin de dünya ortalamalarından düşük olduğunu hatırlamakta fayda var.