Şiddete karşı her kadın asker olmalı

Hayranlarınız neredeyse üç yıldır sizden yeni albüm bekliyor. Müzik, hayatınıza hangi aralıklarla nasıl giriyor?   �

- Şarkılarının söz ve müziğini kendi yapan sanatçılar için belirli bir süre gerekiyor. Yaşayıp, görüp hazmetmek ve bunlardan beslenerek bir şey ortaya çıkarmak zaman istiyor. Yoksa başkalarından söz, müzik alarak altı ayda bir albüm çıkarmak mümkün tabii. Görüyorum, düşünüyorum, hoşlanıyorum, aşık oluyorum, seviyorum, ayrılıyorum, evleniyorum, boşanıyorum... yani yaşıyorum da bu şarkılar ortaya çıkıyor. Bu yüzden bence iki üç senedir ideal albüm aralığı.

Albümün adı ‘Kargalar’. Kargaları bazıları uğursuzluk sayar. Siz albüm adı yapmışsınız. Öyle batıl inançlarınız var mı? �

- Hiç bir canlı uğursuz değildir. Neden olsun ki. O da bir canlı sonuçta. Pek batıl inançlara sahip birisi değilim. Hayatımızda zaten hastalık, ölüm gibi daha korkutucu şeyler varken, gerçeklikten uzak batıl inançlara kafa yormaya gerek yok. Albümün adı ‘Kargalar’ çünkü çıkış şarkımız ‘Kargalar’. Üstelik karga, akıllı hayvandır. Hatta en zeki kuş diyebiliriz.

Gelelim Kargalar’ın meşhur sözlerine... “Bugün seni öldürsem mi?, Cesedine tükürsem mi?” Hangi yaşanmışlıklar size bu sözleri yazdırdı?

- Aslında bu bir aşk şarkısı. Yarı yolda kalmanın hikâyesi. O kadar seversin ki ayrıldığında, nefretle aşk birbirine karışır. Sensiz nefes almasını istemezsin ya da affedip kendini hiçe sayarsın.

Ama siz, “Kargaları gözlerinle beslesem mi?” diyorsunuz. Hayatta gerçekten bir erkeğe karşı böyle hisler beslediniz mi?

- Dediğim gibi, yazdığım hiç bir şarkı hayali bir olaydan veya duygudan ortaya çıkmıyor. Hepsi aslında ben!

Peki, o kişinin yüzüne karşı bu kadar sert sözler söyleyebildiniz mi?

- Bunlar benim iç dünyamda yaşadığım duyguların metaforik hali. O yüzden sözlerin gerçek anlamına değil hangi hislerden doğduğuna yoğunlaşmak daha doğru olur sanırım. Ayrıca şarkıyı her söylediğimde bu sözleri sarfetmiş oluyorum zaten.

SAVAŞÇI BİR RUHUM VAR

Ayrılıkların sonrasında böyle bir Özlem mi çıkıyor içinizden?

- Tabii. Oturayım, ağlayayım, efkarımı da şarkı yapayım gibi bir durum olmuyor bende.

Ruhunuz da şarkı sözleriniz kadar sert mi?

- Savaşcı bir ruhum var. Hiç bir zaman evimde oturayım, beni istemeye gelsinler kafasında olmadım. Kimsenin de olması taraftarı değilim. Herkes ne istiyorsa, ne hissediyorsa onu bulmak için savaşmalı ve peşinden koşmalı. Eğer bu sert bir ruha sahip olduğum anlamına geliyorsa, galiba öyle!

Kargalar klibi, şarkının sözleri yüzünden mi Power Türk tarafından yasaklandı?

- Bildiğim kadarıyla sözler yüzünden değil, müzik tarzı yüzünden yasaklandı. Sloganı ‘önce müzik’ olan bir kanal için oldukça ironik bir yaklaşım. İnternetin bu kadar hayatımıza entegre olduğu bir dönemde çok da büyük bir kayıp olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki müziğimi hiç bir zaman bu tarz ambargoları göz önünde bulundurarak yapmadım.

Son aylarda ülkemizde ‘Şeker Portakalı’ kitabı bile sakıncalı bulundu. Sansür ve yasaklamaları, bir sanatçı olarak nasıl yorumluyorsunuz?

- Ülkemizde sakıncalı bulunmayan değerleri, doğru değer yargıları diye tanımlayamayız. Şu anda televizyonu açtığımızda her gün şiddet, vahşet ve sosyal bozukluk görüyoruz. Bunları engellemenin yolunun, ‘Şeker Portakalı’nın sakıncalı bulunmasından değil, aksine sanatın tüm topluma benimsetilmesinden geçtiğine inanıyorum.

Şiddete karşı her kadın asker olmalı

Bütün sözleri size ait olan albümü nasıl bir hikâye üzerine kurguladınız?

- Albüm, duyarlı ve güçlü bir duruşa sahip. Mesela hiç slow şarkı yok. Efkarlanıp ağlamak yerine, insanı harekete geçiren bir ruhu var. Sadece aşk değil, çevre ve bozulan dünya düzenine de değindik. Kadınların öldürülmeleri ve şiddet görmeleri yeterince canımızı sıktı. Kadına şiddet konusunu içeren ‘Asker’ şarkısını albüme aldık. Bu şarkıda her kadını birer asker olmaya davet edip, o şiddet uygulayan korkakların karşılarında durmalarını umuyorum.

Şarkı sözleri içinde ruh halinizi en iyi anlatan cümle hangisi?

- Bunca kötülük yaptığımız halde, bunca çevre katliamına rağmen hâlâ kendini toparlamaya, yaralarını sarmaya ve dönmeye çalışan dünyaya sorduğum soru sanırım; “Neden durmadın? Karşı koymadın. Bizden kurtulup. Küllerinden doğmadın dünyam.” Çünkü bu sadece bencillik yapıp ‘benim ruh halim’i anlatan değil, aslında hepimizi ilgilendiren, pek de konuşmadığımız, göz ardı ettiğimiz bir gerçek.

“Bu albümle Özlem Tekin eski sert günlerine geri döndü” deniyor. Sizce yumuşamış mıydınız?

- Sadece albümleri dinleyen kitleye öyle gelmiş olabilir. Ama biz zaten konserlerde hep böyleydik, hiç değişmedik.

Lezbiyen derler korkusu yaşamadım

Hep maskülen bir tip miydiniz?

- İçimden gelen bu. Hep olduğum gibi olmaya çalıştım.

Hiç mi topuklu ayakkabılar giyip kokoş olmadınız?

- Bir projede rol icabı veya etkinlik gereği o tarz giyinmek zorunda kaldığım olmuştur. Hiç bana göre değil. Ben rahat olmayı tercih ediyorum. Kokoş olup topuklularla yürümeye çabalamak pek benim harcım değil. Zaten istesem de yapamıyorum.

‘Lezbiyen derler’ korkusu hiç yaşamadınız mı?

- Hayır hiç bir zaman. Ayrıca lezbiyen olmak neden korkutucu bir şey olsun ki!

Peki kliplerde kırmızı dudaklar, seksi kıyafetlerle dans edenlere yaklaşımınız ne?

- Herkesin kendi tarzı ve kendi tercihi. Mesela Gwen Stefani de hep kırmızı dudaklı ve bence muhteşem güzel bir kadın. Önemli olan yakıştırmak. Yalnız kendini komik duruma düşürene de gülerim tabii.

HER DAİM FİT KALIP YAŞLANMAMAYI DİLERİM

Şimdi nasıl bir dönemdesiniz?

- Her konuda daha rahat ve hâlâ ne istersem onu yaptığım bir dönemdeyim. Yıllar geçtikçe insan tecrübeleriyle birlikte büyüyor ve hata yapa yapa, yapmamayı öğreniyor. Evimde köpeklerimle, doğayla çok mutluyum.

Hayattaki en büyük pişmanlığınız nedir?

- Pişmanlık olarak adlandıramam. Çünkü insan bütün hatalardan ders çıkararak bugünlerine varıyor.

Sizce insanlar tarafından en yanlış anlaşıldığınız şey ne?

- Hep insanlar tarafından “Bir rock, bir elektronik, bir pop yapıyorsun. Senin tarzın ne” gibi eleştiriler aldım. Aslında anlamadılar ki benim tarzım bu. Hep hayattaki yolculuğumu anlattım. Bu yolculuk da hep aynı yerde dönüp durmaktansa farklı rotalar çizdim. Asla pişman değilim.

Elinizde bir fırsat olsa kendinizde neyi değiştirmek isterdiniz?

- Her daim fit kalıp, asla yaşlanmamayı dilerdim. En azından şu anda gösterdiğim efordan kurtulmuş olurdum.

10 yıl sonrasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz?

- Umarım sebepsiz savaşların olmadığı, yok yere insanların canının yanmadığı günler olur. Ha bir de şu ölümsüzlük formülünü bulmuş olsalar fena olmaz.

Müzikle daha çok uğraşacağım

Oyunculuk önce küçük bir rol teklifi almamla başladı. Zaten hep hevesliydim. Sonra yürüdü gitti. Müzikaller, tiyatrolar, sinema filmleri diziler derken bir baktım ki şarkıcı-oyuncu olmuşum. Artık daha çok müzikle uğraşmak ve daha fazla konser vermek istiyorum. Ama öyle bir rol teklifi olur ve “İşte budur” dediğim bir senaryo gelirse “Hayır!” diyemeyebilirim.