Güncelleme Tarihi:
Keanu Reeves, ‘‘Şeytanın Avukatı’’ (Devil's Advocate) için ‘‘Speed 2’’de oynamayı reddettikten sonra bir yıl boyunca ortadan kayboldu. Ve mükkemmel bir seçim yaparak ‘‘Matrix’’le geri döndü. Makinelerin egemenliğinden dünyayı kurtarmak için seçilmiş kişi rolüyle, uzun zamandır kendisini merakla bekleyen hayranlarını mest etti. Fransız Premiere dergisinin aktörle yaptığı bir söyleşiyi kısaltarak sunuyoruz.
‘‘Matrix’’i seçmeniz bir yıldan fazla sürdü...
- Doğru. ‘‘Şeytanın Avukatı’’ndan bu yana tam bir yıl. Ama ‘‘seçmek’’ uygun terim değil. Tam olarak öyle olmadı.
Yani?
- Yani, bazen oyuncu iş aramak durumunda kalır. Bir senaryoyla ilgilenirsiniz ama yapımcılar sizi istemez, ya da yönetmen. Tamamen size bağlı değil.
Fiziksel rollere bu düşkünlüğünüz nereden geliyor?
- Çok tuhaf, aynı soruyu dün akşam ben de kendime sordum. Sırf bunu yapmıyorum, ama gerçekten de bu tarz rolleri biriktiriyormuşum gibi görünüyor.
Wachowski kardeşler rol için bir kaçığa ihtiyaçları olduğunu, bu kaçığın da siz olduğunu söylediler...
- Oyuncunun kendini neredeyse tamamen role adaması gerektiğinden söz ediyor olmalılar.
Önceden çok kung-fu filmi seyrettiniz mi?
- Evet, hem de çok. Wachowski kardeşler bana koca bir paket seyrettirdiler, ama beni en çok etkileyen ‘‘The Tai Chi Masters’’ (Yuen Wo-Ping, 93) oldu. Hepsi dövüş sahnelerinin koreografisini Yuen Wo-Ping'in yaptığı filmlerdi, ‘‘Matrix’’tekileri de o hazırladı.
Kung-fu üstadı Yuen Wo-Ping'le ilk karşılaşmanız nasıl geçti?
- Yeni ameliyat olmuştum. Üç ay önce üç boyun omurumu yerine oturttular ve bir disk çıkardılar. Yani ilk karşılaşmamızda boyunluk takıyordum! Zaten boynuma koydukları platin parçayı görmeleri için boynumun röntgen filmini Wachowski kardeşlere yollamıştım. Yine de Wo-Ping tekme atmayı öğrenmem için beni çalıştırmaya başlamak istiyordu. Doktorlar da peşimden ayrılmıyordu. Anlayacağınız, dövüş sahnelerini çekimlerin sonuna erteledik. Parçanın kemiklerimle iyice kaynaşmasını beklemek gerekti.
Dövüş sanatlarını ilk kez mi deniyorsunuz?
- Evet. Bütün oyuncular için ilkti. Üç ay boyunca her gün çalıştık.
Pek de başarılı olmayan ‘‘Johnny Mnemonic’’tekine benzer bu rolü almakta tereddüt etmediniz mi?
- O filmin koca bir fiyasko olduğu bile söylenebilir! Bu konuda kaygılanmama gerek yoktu çünkü KİMSE ‘‘Johnny Mnemonic’’i seyretmeye gitmedi. Ben yine de o filmi seviyorum. Hem sonra iki filmin hiçbir ortak noktası yok. Bilimkurgu türüne de bayıldığım için bir an bile tereddüt etmedim.
Hakkınızda duyduğunuz en acayip söylentiler hangileri?
- Bir düşüneyim... Beni Sharon Stone'la denizde yüzerken görmüşler... David Geffen'le evliymişim, ya da aşığıymışım... İnternet'te ya yeni peygamber, ya da Deccal olduğum söyleniyor... Bütün bunlar sonuçta çok bayağı...
Oldukça teknolojik bir oyuncu imajınız var; Web'de çok dolaşır mısınız?
- Biraz. Ama benim bilgisayarım bile yok! (Gülüşmeler) Yönetmenler de buna çok güldü. Filmde bir bilgisayar dáhisi sayıldığım halde, ben bu işlerden hiç anlamam! Makineden ziyade makineye hákim olanlar ilgimi çeker. İnternet'te de sevdiğim şey, bilgi kaynaklarının zenginliği.
‘‘Matrix’’in tanıtım kampanyasında tehlikeli sahnelerde bizzat sizin oynadığınız üzerinde ısrarla duruluyor...
- Evet, çok gülünç. Ben tehlikeli sahne çevirmem. Tehlikeli sahneleri dublörler çevirir. Normalde bir oyuncudan beklenenden çok daha fazlasını yaptığım doğru. Mesela, havada geçen dövüş sahneleri için saatlerce madeni kablolara asılı kaldım.
Çok dayak yediniz mi?
- Evet. Laurence Fishburn'den. Çok kuvvetli biri.
Wachowski kardeşler sizin üzerinize saatte 150 km hızla fırlatılmış bir ‘‘füze kamera’’ kullanmayı düşünüyorlardı, ama hukuk danışmanları bunun size çarpmasından korkmuşlar...
- Evet, ‘‘bullet camera’’ (mermi kamera) diye bir şey icat ettiler. Ne şirin değil mi... Bu adamları seviyorum! Ama işte hukuk danışmanları...
Sizi en çok korkutan ne oldu?
- Saatler ve saatlerce elli katlı bir gökdelenin çatısının kenarında kalmak belki... Beni sadece bir ip tutuyordu. Başta, içim hiç rahat değildi, ama sonra bundan sahiden hoşlandım. Bir de kabloların üzerinde öne arkaya perendeler vardı. Adamakıllı çalışmak gerekti, ama sonunda oldu işte.
‘‘Matrix 2’’den bahsediliyor. Kontratı imzalayacak mısınız?
- Evet, ama ne olduğunu bana söylemiyorlar.
Bir senaryoları var mı?
- Bilmiyorum. Bana söylemek bile istemiyorlar. İşin içinde olup olmadığımı bile bilmiyorum. Umarım varımdır... Aslında, başta kardeşler aynı anda iki film daha çekmek istiyorlardı.
Yani üçleme mi olacaktı?
- Evet, sanırım. Her şeyi bir anda çekmek istiyorlardı, bu tamamen kaçık bir proje. Bu adamlar gerçek birer ‘‘itici güç’’. Filmdeki her oyuncuyu, her teknisyeni sınırlarını zorlamaya ittiler. Ortaya çıkan ürünün okuduğum senaryodan daha iyi olduğunu düşünüyorum, ve bu nadir rastlanan bir durum.
Batman serisinin devamı için Wachowski kardeşlerin adı geçiyor. Size rol teklif ettiler mi?
- ‘‘Batman’’daki başrolü almayı isterdim doğrusu!