Güncelleme Tarihi:
3’üncü albümünüz “Macadam Flower”ın öncekilerle arasındaki temel fark nedir?
- Yaratıcı süreçte pek de bir farklılık yok. Ama ilk iki albümde yeni bir dünya yaratmaya çalışmış, birçok farklı fantastik karakterden anılar anlatmıştım. Bu albümde ise tek bir karakterin daha büyük bir hikayesini anlatıyorum. Bir de bu popa daha yakın bir albüm oldu. şiiri ön plana çıkarmaya çalıştım.
Müziğe yedi yıl ara vermenizin sebebi neydi?
- Birçok şey oldu. ılk iki albümdeki yapımcım, neredeyse bütün şarkıları yapan kişiydi. Onunla çalışmayı bıraktım. Menajerim de değişti. Kendi şirketimi kurdum. Ardından ikinci albümüm “Etterna” ile turneye çıktım, döndüğümde hayatımı yeniden organize etmem gerekiyordu. “Macadam Flower”ı hazırladıktan sonra ise Almanya ve Fransa’daki yapımcılarla görüştüm ama önceki iki albümden farklı olduğundan yayınlamak istemediler. Bence albümü anlamadılar.
Neden anlamadılar?
- Kendimi anlatış tarzımı beğenmediler, daha doğrusu anlamadılar. Onların inanması benim için çok önemliydi. Bu yüzden bekledim. Sonunda albüm için ülke ülke anlaşmalar yapmaya başladık. şu an Latin Amerika ve Avrupa’da dinleniyoruz.
İlk iki albümde ıtalyanca söylediniz. Bu albümde ise Fransızca ve ıngilizce... Bir Fransız’a göre ilginç bir detay bu...
- Farklı dillerde şarkı söylemeyi seviyorum. Dili, albümlerde belirlediğim karakterleri doğru anlatmak için seçiyorum. Dil bana karakteri de çağrıştırıyor. ılk albüm “Carmine Meo”da tanrılar ve sesleri vardı genellikle. Onları düşündüğümde aklıma gelen dil buydu. “Etterna”da Yunan sualtı tanrıları aklıma geldi. “Macadam Flower”da ise ıngilizce ortaya çıktı.
AJDA PEKKAN’IN YORUMU BENCEN ÇOK İHTİRASLI
İnsanların önünde şarkı söylerken hâlâ utanıyormuşsunuz. şu an Türkiye’desiniz ve burada defalarca konser verdiniz. Binlerce Türke “Beyaz Giyme Toz Olur” diye seslendiniz. Nasıl bir duyguydu?
- Canlı yayında çok az söyleyebildim. Kulağa nasıl geldi, onu bile bilmiyorum. Doğru söylüyor muydum?
Gayet doğru çınlıyordu, merak etmeyin. Peki Türkçe sizin kulağınıza nasıl geliyor?
- Son derece yumuşak bir dil.
Ajda Pekkan sizin bir şarkınızı, “Spente Le Stelle”yi seslendirdi. Daha önce duymuş muydunuz?
- Duymamıştım. Sabah katıldığım programda izlettiler. Çok beğendim, çok tutkuluydu. Bu ihtiras dolu bir şarkı ve onun yorumunda da bu duyguyu hissedebildim. Gerçekten farklı bir yorum onunki, çok da ilgi çekici.
Daha önce Ajda Pekkan’ı dinlemiş miydiniz?
- Önceki gezilerimde adını duymuştum, ama dinleme fırsatım olmamıştı.
Ferhat Göçer, Sezen Aksu ve Mercan Dede ile de sahne aldınız.
- O zaman da utangaçtım.
Sezen Aksu’yla çalışmak nasıldı?
- Gerçekten çok cömert bir kadın. Utangacım demiştim, bu yüzden insanlarla iletişim kurmam için onlarla zaman geçirmem ve tanımam gerekir. Ama Sezen Aksu beni kısa sürede çok rahatlatttı. Çok sıcak biri.
Mercan Dede sizin için bir kayıt da yapmış...
- Ben ona bazı kayıtlarımı gönderdim, bir parçama remix yaptı. Ney ile çok güzel bir bölüm yazmış, gerçekten inanılmazdı. ıçinde Uzakdoğu’dan öğeler de vardı.
GEÇMİŞTE KALECİ DE OLDUM FORVET DE
Sizin gibi narin bir kadının küçükken futbol oynadığı doğru mu?
- Birileri biyografime yazmış bunu. Belki küçükken çok fazla koşturduğum içindir. Ama doğru... Kaleci de oldum forvet de... Ağaçlara da tırmanırdım. şimdi ise rugby ile ilgili hediyelik eşyalar biriktiriyorum.
At biniyor musunuz?
- Bir gün onu yapmak için daha geniş bir yere sahip olacağım.
İSTANBUL BİR BUKET ÇİÇEK GİBİ
Sevgililer Günü’nde İstanbul gibi romantik bir şehirdesiniz? Yalnız mısınız?
- Yalnız değilim, insanlarla çevrili etrafım. Ama sevgilim Paris’te.
İstanbul’un sizin için anlamı nedir?
- Dünyadaki en önemli şehirlerden biri bence... Bir buket çiçek gibi. Farklı çiçeklerden oluşan bir buket ve önemli bir şiir. Belki bir gün Türkçe de öğrenirim. Çünkü çok önemli Türk şairi Nazım Hikmet’i okudum.
İstanbul günleriniz için planınız nedir?
- Cumartesi gecesi geldim, pazar bütün gün programım yoğundu. Pazartesi (bugün) 46 dergisiyle özel bir çekim yapacağım, akşam da Paris’e döneceğim. Önceki gelişlerimde bol bol gezme fırsatı bulmuştum neyse ki...
JAPONCA ÖĞRENİYORUM
Japonca öğrendiğiniz doğru mu?
- Evet, kitaplarla kendi kendime öğreniyorum. Bir öğretmenim yok.
Nereden aklınıza geldi bu?
- Japon harfleri bana küçük resimler gibi geliyor. Sevimliler. Onları okuyabilmek istedim.
Japonca şarkı söylemek ister misiniz ileride?
- Belki ama önce doğru telaffuz etmeliyim.