Sezaryenle doğumu özel hastaneler artırıyor
Güncelleme Tarihi:
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2008 11:31
KADIN doğum uzmanlarının Antalya'daki buluşmasında Türkiye’de sezaryenle doğum oranının hızla yükseldiğine dikkat çekildi. Uzmanlar, Türkiye'de hastane doğumlarının yüzde 40'ının sezaryenle yapıldığını, bunun artmasındaki en büyük nedenin özel hastaneler olduğunu savundu.
Türkiye Maternal ve Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği’nin 6’ncı Ulusal kongresi, Antalya- Belek Rixos Premium Hotel’de başladı. Yaklaşık 800 hekimin, ülkemizdeki gebelik ve sağlıklı nesillerin doğumu ile ilgili birçok konu üzerinde tartışma ortamı bulduğu kongreye dünyaca ünlü yabancı jineloglar da katılıyor. Kongreye Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden ve aynı zamanda Türkiye Maternal ve Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Acar Koç başkanlık ediyor. Prof. Dr. Acar Koç ve derneğin Yönetim Kurulu üyeleri bir değerlendirme toplantısı düzenlendi. Bu toplantıda Dernek Başkanı Prof. Dr. Koç ve Yönetim Kurulu üyeleri tarafından Türkiye’de son yıllarda hızla artış gösteren sezeryenle doğum konusu değerlendirildi.
Dernek Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hayri Ermiş, sezaryenle doğumların son yıllarda hızla artış gösterdiğe dikkati çekti. Özellikle özel hastanelerde sezaryenle doğumun daha da yüksek oranlarda olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ermiş, bazı hastanelerde doğumların yüzde 70'inin bu yöntemle yapıldığını vurguladı. Türkiye'de hastane doğumlarının yüzde 40'ının sezaryenle yapıldığını belirten Prof. Dr. Ermiş, “Türkiye’de 1.5 milyon civarında yıllık gebelik var ve sezeryenle doğum oranlarının artmasındaki en büyük neden özel hastaneler. Özel hastanelerde sezaryen yöntemi hastanın talebine göre yükseliyor. Bu oranların düşürülmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
DAYATMAYLA OLMAZ
Dernek Başkanı Prof. Dr. Acar Koç da, sezaryenle doğumların zorlama ya da cezalandırmayla değil, birtakım ekonomik ve bilimsel ödüllendirme yöntemleriyle düşürülmesi gerektiğini savundu. Türk Ceza Kanunu'ndaki birtakım değişikliklerin, özellikle kadın doğum hekimlerinin elini kolunu bağlamaya başladığını savunan Prof. Dr. Koç, hekimlerin risk almak istemediğini kaydetti. Sezaryenle doğum oranının düşürülmesi için Sağlık Bakanlığı'nın yazılı talimatı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Koç, bunun zorlayıcı bir uygulama olduğunu ve üzerinde dikkatle düşünülmesi gerektiğini belirtti. Normal doğumun dayatma olarak uygulanması durumunda istenmeyen anne ölümlerine de neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Koç, “Bir ülkedeki tüm sanatçı kadınlar sezaryenle doğum yapıyorsa, bütün kadınların sezaryenle doğum yapmak hakkıdır” diye konuştu.
KAPALI ODADAKİ KEDİ
Dernek Yönetim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Faik Mümtaz Koyuncu da, Sağlık Bakanlığı'nın sezaryenle doğum oranını yüzde 15 ile sınırlamak istediğini belirterek, ailelerin isteklerine mutlak suretle saygı duymak gerektiğini kaydetti. TCK'nın yeni şekliyle doktorlar için çok ürkütücü olduğunu, bu nedenle hastaları takipte kadın doğum uzmanlarının zorlandığını dile getiren Prof. Dr. Koyuncu, “Normal doğum ortalama 10 saattir. Doğumların yüzde 80'ini vajinal doğumla zorlamak ve TCK'yı tepesinde tutmak hekime, kapalı odadaki kedi gibi hissettirecektir. Hekim daha fazla güven altında tutulursa doğru karar vermesi daha kolaylaşacaktır” dedi. Koyuncu, ileri teknolojik imkanlar ve yeterli yardımcı personel sağlanmadan yapılacak dayatmaların, hekim- hasta- devlet çatışması doğurabileceğini ileri sürdü.
KADINLAR DA İSTİYOR
Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Atıl Yüksel de, sezaryenle doğumun 20 yılda dünyada büyük artış gösterdiğini belirterek, ABD'de tüm doğumların yüzde 30'unun bu yöntemle gerçekleştiğini söyledi. Özellikle çalışan kadınların sezaryeni tercih ettiğini dile getiren Prof. Dr. Yüksel de, özel hastanelerin sayısındaki artışın da bu yöntemle doğumları arttırdığını kaydetti.
Yine Yönetim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Gülay Kurtay, Türkiye'de sezaryen oranındaki artışın en önemli nedeninin anne adaylarının talebi olduğunu söyledi. Kadınların ağrısız doğum yapmak istediklerini dile getiren Prof. Dr. Kurtay, “Kadınlar, daha kapıdan girer girmez ‘sezaryenle doğum yapmak istiyoruz’ diyorlar. Epidural anesteziyle, ağrısız normal doğumla sorunu çözebiliriz ama bunun için anesteziste ihtiyaç var” dedi. Prof. Dr. Kurtay, anestezi hekim sayısında önemli bir açık olduğunu kaydetti.
Dernek Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hayri Ermiş, sezaryenle doğumların son yıllarda hızla artış gösterdiğe dikkati çekti. Özellikle özel hastanelerde sezaryenle doğumun daha da yüksek oranlarda olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ermiş, bazı hastanelerde doğumların yüzde 70'inin bu yöntemle yapıldığını vurguladı. Türkiye'de hastane doğumlarının yüzde 40'ının sezaryenle yapıldığını belirten Prof. Dr. Ermiş, “Türkiye’de 1.5 milyon civarında yıllık gebelik var ve sezeryenle doğum oranlarının artmasındaki en büyük neden özel hastaneler. Özel hastanelerde sezaryen yöntemi hastanın talebine göre yükseliyor. Bu oranların düşürülmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
DAYATMAYLA OLMAZ
Dernek Başkanı Prof. Dr. Acar Koç da, sezaryenle doğumların zorlama ya da cezalandırmayla değil, birtakım ekonomik ve bilimsel ödüllendirme yöntemleriyle düşürülmesi gerektiğini savundu. Türk Ceza Kanunu'ndaki birtakım değişikliklerin, özellikle kadın doğum hekimlerinin elini kolunu bağlamaya başladığını savunan Prof. Dr. Koç, hekimlerin risk almak istemediğini kaydetti. Sezaryenle doğum oranının düşürülmesi için Sağlık Bakanlığı'nın yazılı talimatı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Koç, bunun zorlayıcı bir uygulama olduğunu ve üzerinde dikkatle düşünülmesi gerektiğini belirtti. Normal doğumun dayatma olarak uygulanması durumunda istenmeyen anne ölümlerine de neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Koç, “Bir ülkedeki tüm sanatçı kadınlar sezaryenle doğum yapıyorsa, bütün kadınların sezaryenle doğum yapmak hakkıdır” diye konuştu.
KAPALI ODADAKİ KEDİ
Dernek Yönetim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Faik Mümtaz Koyuncu da, Sağlık Bakanlığı'nın sezaryenle doğum oranını yüzde 15 ile sınırlamak istediğini belirterek, ailelerin isteklerine mutlak suretle saygı duymak gerektiğini kaydetti. TCK'nın yeni şekliyle doktorlar için çok ürkütücü olduğunu, bu nedenle hastaları takipte kadın doğum uzmanlarının zorlandığını dile getiren Prof. Dr. Koyuncu, “Normal doğum ortalama 10 saattir. Doğumların yüzde 80'ini vajinal doğumla zorlamak ve TCK'yı tepesinde tutmak hekime, kapalı odadaki kedi gibi hissettirecektir. Hekim daha fazla güven altında tutulursa doğru karar vermesi daha kolaylaşacaktır” dedi. Koyuncu, ileri teknolojik imkanlar ve yeterli yardımcı personel sağlanmadan yapılacak dayatmaların, hekim- hasta- devlet çatışması doğurabileceğini ileri sürdü.
KADINLAR DA İSTİYOR
Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Atıl Yüksel de, sezaryenle doğumun 20 yılda dünyada büyük artış gösterdiğini belirterek, ABD'de tüm doğumların yüzde 30'unun bu yöntemle gerçekleştiğini söyledi. Özellikle çalışan kadınların sezaryeni tercih ettiğini dile getiren Prof. Dr. Yüksel de, özel hastanelerin sayısındaki artışın da bu yöntemle doğumları arttırdığını kaydetti.
Yine Yönetim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Gülay Kurtay, Türkiye'de sezaryen oranındaki artışın en önemli nedeninin anne adaylarının talebi olduğunu söyledi. Kadınların ağrısız doğum yapmak istediklerini dile getiren Prof. Dr. Kurtay, “Kadınlar, daha kapıdan girer girmez ‘sezaryenle doğum yapmak istiyoruz’ diyorlar. Epidural anesteziyle, ağrısız normal doğumla sorunu çözebiliriz ama bunun için anesteziste ihtiyaç var” dedi. Prof. Dr. Kurtay, anestezi hekim sayısında önemli bir açık olduğunu kaydetti.