Sevgiliyle aynı sette olmak hata

Güncelleme Tarihi:

Sevgiliyle aynı sette olmak hata
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2008 00:00

Tuğba Büyüküstün'le başrolü paylaşan Bülent İnal, aşkların sette zarar gördüğünü söyledi.

Haberin Devamı

"Ihlamurlar Altında" dizisinde o dönem birlikte olduğu Tuğba Büyüküstün'le başrolü paylaşan Bülent İnal, aşkların sette zarar gördüğünü söyledi. Oyuncu, "Aynı sette olmak, hem işi hem de aşkı zedeleyen bir şey. Bu yüzden iş ile aşkı ayırmak gerekiyor" dedi.

Star TV’nin yeni dizilerinden "Kalpsiz Adam", ilk bölümünden beri seyircinin empati yeteneğini sınıyor, zor sorulara yanıt arıyor. İzleyen herkese "Kalp nakli sonrası duygular da değişir mi?", "İnsanı kötü yapan şartlar mı yoksa özü mü?", "Bir baba, oğlunu ölüme terk eden adamın yaşaması için ölen oğlunun kalbini bağışlayabilir mi?" gibi soruları akla getiren dizinin başrol oyuncusu Bülent İnal, cevaplarını Kelebek’e verdi.

Neden bu dizinin içerisinde olmayı istediniz?- Bu dizinin senaryosu çok hoşuma gitti, hikayesi biraz farklıydı. Çünkü seyirci sizi hangi karakterde severse, yapımcılar da size genelde hep aynı tip karakterleri önerirler. Belki televizyon dünyası için doğrusu budur ama biz bazen kahramanlıklar yapıyoruz işte... Bu kez seyirciyi biraz rahatsız

Sevgiliyle aynı sette olmak hata
edecek bir karakter olsun istedim.

Haberin Devamı

Dizinin ilginç bir konusu var. Siz ölüme terk ettiği adamın kalbiyle yaşamaya devam eden bir adamı canlandırıyorsunuz mesela...

- İnsanları biraz zorlasın ve sarssın istiyoruz. Biraz kendilerini başkalarının yerine koysunlar. Acaba biz doğuştan mı iyi ya da kötüyüz ya da şartlar mı bizi oralara getiriyor? Karar aşamalarında bizi engelleyen ya da tetikleyen şeyler neler? Kalpsiz dedikleri Oktay’ın koltuğunda kendileri olsalar, acaba Oktay gibi mi davranırlar? Bunları kendilerine sormaları gerekiyor.

Oktay bu kadar prensip sahibi mi?

- Bence şartlar onu oraya getirmiş. Babasının sevgisizliği, dünya görüşüne yansımış. Kendine bir duvar örmüş. Aslında mutlu değil. Feraye ile tanışınca duvarları kırmaya başlayacak.

Kalp nakli Oktay’ı daha da mı insan yapacak seyirci gözünde?

- Seyircinin senaryo gereği daha da şaşıracağına inanıyorum, çünkü Oktay’ın çok da değişeceğini sanmıyorum. Burada üzerinde durduğumuz soru şu: Kalp sadece kanı pompalayan bir kas mı, yoksa hayatımızın akışına yön veren bir şey mi? Bunu göreceğiz. Bence kalp değişince değil, başka insanları ve dünyaları fark edince değişecektir. Seyirci, Oktay’ın kendisine kalbi nakledilen Hüseyin’in sevgilisi Feraye’ye aşık olacağını düşünüyor. Bu kadar bu senaryo diyorlar, oysa her şey yeni başlıyor.

Haberin Devamı

Peki, siz olsaydınız oğlunuzun ölümüne yol açan birine oğlunuzun kalbini bağışlar mıydınız?

/images/100/0x0/55ea7872f018fbb8f882102f
- O kadar zor bir soru ki... Oğlunuz bitkisel hayatta ve biri gelip sizden kendi oğlunun yaşamı için oğlunuzun fişini çekmenizi istiyor. Baba olmadığım için tam anlayamam ama insanın kafası iki eli arasında kalıyor. Çok zor bir karar. Emin ol, ben çok zor evet derdim, diyemeyebilirdim de...

Peki ya Oktay’ın durumunda siz olsaydınız?

- Babanın yerinde değilseniz, mantık devreye giriyor. Adam bitkisel hayatta ve yapacak bir şey yok. Ne kadar bekleyebilirsin ki? Bari başka birinin hayatı kurtulsun dersin. Çok zor ama ya... İnsanların böyle bir durumla karşılaştıklarında mantıklı düşünebileceklerini zannetmiyorum. Vicdan da burada devreye giriyor. Sezen Aksu’nun son albümünde bir şarkı var, bence bu diziye de çok uygun: "Vicdan ilahi bir takiptir"...

Haberin Devamı

Suudi Arabistan’dan size film teklifi geldiği doğru mu?

- Yer aldığımız diziler Arap dünyasında enteresan bir şekilde ilgi görüyor. Onlar da "Gelin, burada dizi çekelim. Haftada 4 gün çek, diğer günlerini de kendine ayır" diyorlar. Set işçisinin de oyuncunun da bu zamana ihtiyacı var çünkü... Türkiye’de bunu yakalayamıyoruz. n Peki neden onlara "evet" demiyorsunuz?

- Biz hem prodüksiyon, hem oyunculuk hem de reji kalitesi anlamında onlardan çok daha ilerdeyiz. Onlarda da iyi iÅŸler var ama biz bir adım öndeyiz.    Ân Orada bu kadar sevilmenizi neye baÄŸlıyorsunuz?

- Orada Türkiye’den daha fazla meşhuruz çünkü. Onlar Türkiye’de İstanbul’u, denizi, manzarayı keşfettiler ve faydalanmak istiyorlar. Bunda Müslüman bir ülke olmamızın da büyük etkisi var. Aslında Avrupa ile Asya arasında tam bir köprü vazifesi görüyoruz. Oraya gidince bunu daha da iyi anlıyorsunuz. Sadece batıya değil doğuya da aynı önemi göstermek zorundayız. "Bizim gibi Müslümansınız, ama çok modern ve ilerisiniz" diyorlar. Gerçekten cumhuriyetimizin kıymetini bilmeli ve bunun bir nimet olduğunu düşünmeliyiz.

Haberin Devamı

Aynı sette olmak işe de aşka da zarar veriyor

Her yeni dizinizde, adınız rol arkadaşınızla anılıyor...

- Seyirci ya da magazin dünyası, iki kişi uyum içinde karşılıklı oynuyorsa birbirine yakıştırıyor ve gerçek hayatta da birlikte olmalarını istiyor. Saadet’le (Işıl Aksoy) adımız çıkar mı bilmiyorum ama yok öyle bir şey, olacağını da s

Sevgiliyle aynı sette olmak hata
anmıyorum.

Daha önce "Sette aşklar olmuyor mu, oluyor. Oldu da" demiştiniz.

- Oluyor tabii. Sadece oyuncular arasında değil, set işçileri arasında da yaşanıyor. Çünkü haftanın 4-5 günü, günde ortalama 15 saat yaşıyorsunuz ve neredeyse başka bir hayatınız yok. Orada ayrı bir dünya ve ilişkiler var. Evlenenler de ayrılanlar da oluyor.

Haberin Devamı

 Aynı seti paylaştığınız biriyle bir daha birlikte olur musunuz?

- Büyük konuÅŸmak gibi olmasın ama zannetmiyorum. Aynı sette olmak, hem iÅŸi hem de aÅŸkı zedeleyen bir ÅŸey. 24 saatinizi birlikte geçirdiÄŸiniz zaman birbirinizin eksiÄŸini-gediÄŸini aramaya baÅŸlıyorsunuz. KonuÅŸacak bir ÅŸeyiniz kalmıyor.Â

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!