Güncelleme Tarihi:
Kanal D ekranlarına gelen Hanımın Çiftliği dizisinde Halide karakteriyle gönüllere taht kuran Ebru Özkan başarılı oyunculuğuyla alkış alıyor. Daha önce Gözyaşı, Güldünya, Kara İnci dizileriyle ekranlara gelen Ebru Özkan şimdi Hanımın Çiftliği dizisinde tecrübesini ortaya koyuyor. Zarafeti ve duruluğuyla dikkat çeken Ebru Özkan, tüm güzelliğiyle karşınızda.
HELLO!: Adana’da nasıl gidiyor her şey? Ebru Özkan: Halide sezona mutsuz ve hüzünlü başladı, şimdilerde bir bebek bekliyor, yeni başlangıçlar yeni umutlara gebedir. Herşey çok güzel.
HELLO!: Halide’yi ne kadar seviyorsunuz?
E. Özkan: Halide’yi çok seviyorum. Başlarda karaktere alışamadım ama alışamama sebebim karakteri yaratmakla ilgili her oyuncunun yaşadığı sancılı süreçti. Halide olmaya başladığımı gördüğümde artık Ebru onu değil, o Ebru'yu yönlendirmeye başladı. Bu kadını seviyorum çünkü ayakları yere sağlam basan ve zorlayıcı bir karakter.
HELLO!: Benzer yönleriniz var mıdır?
E. Özkan: Karakter özellikleri bana benzemiyor tabi, akıllı bir kadın ama entrika çevirebilecek kapasitede bir kadın. Entrikaları salt kötülük için değil inandığı şey uğruna yapıyor. Olaylar karşısındaki mesafeli duruşu ve sakinliği açısından kendime benzetiyorum.
HELLO!: Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya mezunusunuz. Okuldan sonra neler yaptınız?
E. Özkan: Öncelikle henüz mezun olmadım. Oyunculuk ana sanat dalında okuyorum. Okul devam ederken 2006 yılında "Gözyaşı Çetesi" dizisiyle sektöre girdim. Hala tezim var, tezimi verince mezun olacağım.
HELLO!: Nasıl bir sosyal yaşamınız vardır?
E. Özkan: Yoğun bir tempoyla çalıştığımız için sosyal yaşama çok fazla vakit kalmıyor. Oysa ki sosyal yaşam oyuncunun beslenme kaynağı. Biz de bu eksikliğimizi dar alanlarda kendimize keyifli zamanlar yaratmaya çalışarak telafi ediyoruz. Zamanla yaşam biçiminizi buna göre ayarlıyorsunuz. Kitap okumak, film izlemek, dostlarla görüşmek, aileyle yemek yemek en kıymetli anlar haline geliyor.
HELLO!: Nerelisiniz aslen? Ailenizden bahseder misiniz?
E. Özkan: Ankara'da doğdum. Ama aslen Yugoslav göçmeniyiz. Ailem Nevşehir'de çok güzel bir kasabada ağaçlar içinde doğal bir yaşam sürüyorlar. Dört kardeşiz, en küçüğüm ve dolayısıyla en şımarıkları benim. Bir abim iki ablam var.
HELLO!: Çocukluğunuz orada mı geçti? Ailenizde sanatçı var mıydı?
E. Özkan: İlkokula kadar Ankara’daydım, ortaokul lise bölümü kasabada geçti. Doğayla iç içe büyüdüm, toprakla iletişim içindeydim. Şu anki Ebru’yu oluşturan temeller aslında orada atıldı diye düşünüyorum. Kendi çocuğumu da öyle bir yerde yetiştirmek isterim, şehirden yeteri kadar uzak, fakat gerektiği kadar yakın. Evet ailemde sanatçılar var. Dedem müzisyenmiş, keman çalarmış. Sanatla uğraşan iki yeğenim var. Biri müzisyen, diğeri sinema televizyon okuyor.
HELLO!: Neyi seversiniz hayatta?
E. Özkan: Sanatın her dalından hoşlarım. Enstrümanlardan çelloyu severim. Bir süre denedim ama devam edemedim. Şu ara piyano öğrenmek istiyorum. Dansı çok severim, üniversite döneminde bir süre topluluklarda dans ettim. Resme çok meraklıyım, boya alır kendime göre derme çatma bir şeyler yaparım.
HELLO!: Evliliğe ne kadar yakınsınız peki?
E. Özkan: İmza atmak, yüzük takmak gibi belirli bir kalıba sokulmuş bir evlilikse uzak durmak isterim. Birlikte olduğunuz kişiyle evlisiniz zaten. Bana göre sevgiliniz eşinizdir, aşık olmanız yeterlidir.
HELLO!: Aşk kavramınızın içini neler dolduruyor o zaman?
E. Özkan: Bütün hayatı paylaşmak… Tamamen açık olmak, doğal olmaktan yanayım. Birlikte olduğum kişiye hayranımdır.
HELLO!: Kolay aşık olan biri misinizdir?
E. Özkan: Hayır, kolay aşık olan biri değilim.
HELLO!: Karşılıksız aşk için ne söylersiniz?
E. Özkan: Çok zor bir şey, düşünemiyorum bile. Acı verir herhalde. Ama onu da keyifli hale getirebilirsiniz. Çok arabesk yaşamadığınız sürece onun da güzel hüzünleri, size öğrettikleri vardır mutlaka.
HELLO!: Zor bir kadın mısınızdır?
E. Özkan: Buna benim cevap vermem zor! “Zor kadınsın” derler, mantıklı cevaplar almalı, ikna olmalıyım.
HELLO!: Güzellik anlayışınız nedir, kendinizi ne kadar güzel ve seksi buluyorsunuz?
E. Özkan: Kendimle barışık biriyim dolayısıyla; Evet, kendimi güzel bulurum. Standart bir güzellik kavramım yoktur. Bir insanı, ifadesi, bakışı, konuşması, tavrıyla çok çekici bulabilirim.
HELLO!: Çocuksu yönünüz mü seksi yönünüz mü ağır basıyor bunda?
E. Özkan: Duruma, şartlara, karşımdakine göre değişir.
HELLO!: Yaşam neler öğretti size?
E. Özkan: Kıskançlık, kıyaslama gibi kavramları hayatımdan çıkardım. Böyle daha mutluyum. Küçük şeylerden zevk almayı öğrendim. Elbetteki hedeflerim ve hayallerim var. Elbette başarma hırsım var, hırsın iyi bir şey olduğunu düşünürüm aklımın önüne geçmediği sürece.
HELLO!: Sizi ne çileden çıkarır peki?
E. Özkan: Samimiyetsizlik, yalan, entrika beni çileden çıkarır. Hemen uzaklaşırım. Güzel bakan insanı anlarsınız, saf bakıyordur, sana bakıyordur.
HELLO!: Öne çıkan özellikleriniz için başka ne söylersiniz?
E. Özkan: Mizah duygumun iyi olduğunu düşünüyorum. Zorlanmaya gelemem. Mantıksız yaptırımlardan rahatsız olurum. Eğer mecbur bırakılırsam hırçınlaşırım.
HELLO!: Çılgınlıklarınız var mıdır?
E. Özkan: Evet, en büyük çılgınlığım oyuncu olmaktı herhalde...
HELLO!: İçsel bir yolculuğa çıktınız mı hiç?
E. Özkan: Herkesin çıktığını düşünüyorum. O yolculuğu yaptığım için kendimi bu kadar iyi tanıyorum.
HELLO!: Stiliniz için ne söylersiniz?
E. Özkan: Rahatlık ön planda. Spor, salaş kıyafetler tercih ederim, uyum takıntım yoktur.
HELLO!: Bu hayatta ne arıyorsunuz?
E. Özkan: Çok büyük bir şey aramıyorum. Hayat bu; görerek, bakarak, tanıyarak gidiyorum. Kendi haline bırakıp güzellikleri yaşamayı seçiyorum. Olması gerektiği gibi yaşıyorum.
HELLO!: Yeni projeler var mı?
E. Özkan: Dizi devam ediyor. Bir sinema filmini yeni bitirdik. Handan İpekçi'yle çalıştım. Handan hanımı tanıdığım için mutluyum. Çok keyifli bir çalışmaydı, yine farklı bir karakter canlandırdım, benim için güzel bir deneyimdi. Şu sıralar yeni film projelerini okuyorum.
HELLO!: Sosyal paylaşım siteleriyle ilgili misiniz?
E. Özkan: Hiçbir sosyal paylaşım sitesinde hesabım yok! Bir süre önce bazı sitelerde benim adıma açılmış birkaç sayfa olduğunu öğrendim. Buralardan insanlar benimle iletişime geçtiklerini zannediyorlar. Bu sayfaları kimin ya da kimlerin açtığını bilmiyorum.
RÖPORTAJ: EDA DOĞAN
FOTOĞRAF: İNCİ CABİR
MODA EDİTÖRÜ: YASEMİN YOLAÇAR/KUM AGENCY