Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2004 00:00
Rumuz: Çaresizim Sevgili Güzin Abla, çevremdeki hiç kimseye güvenemediğim için sana yazıyorum. Ben 24 yaşına yeni adım atmış bir delikanlıyım. Kendimden 3.5 yaş büyük bir kız arkadaşım var. 15 aydır beraberiz. Doğrusunu isterseniz o artık bir an önce evlenmemiz gerektiğini düşünüyor ve ben bu konuda yüzde yüz karar vermiş değilim.Tanıştığımızdan kısa bir süre sonra onun ısrarıyla beraber olduk. Az miktarda kan geldi. Kafamdaki şüphe şu: İlişki sırasında gelen o kanın başka bir şey olma ihtimali var mı? Bilgisiz olduğum için merak ediyorum. Daha önce 3-4 kez böbrek taşı düşürmüş. Acaba böbrek taşı düşerken kızlığın bozulma ihtimali var mı? Tanıştığımızda gurbet elde öğrenci olduğu için özgür davranıp yaşayan bir kızdı. Başta umursamadım onu, ama zamanla benim boşluklarımı doldurmaya başladığını fark ettim ve sevdim. Belki de buna uzun zamandır yalnız olmam ve son ilişkimde ihanete uğramamın etkisi oldu. İlişkimiz ciddileştikçe ben ailemin kriterlerini göz önüne alarak akşamları bensiz dışarı çıkmamasını, kıyafetlerine özen göstermesini, bazı arkadaşlarıyla da ilişkisini tamamen kesmesini istedim. Zamanla çok ileriye gittiğimde itiraz etmesine rağmen bunların hepsini yaptı. Bazı geceler beraber kaldık. Sabah kalkar kahvaltımı hazırlar, akşam
yemek yapar. İşte böyle bir ilişkinin ardından şimdi ailesiyle ve başka memlekette. Benden kendisini istetmemi bekliyor. Yeni mezun oldum. Annem ve ablamla tanıştırdım. Annem yaş farkını bilmiyor ama aileleri içinde tartışma ve ilgisizlikleri nedeniyle istemiyor. Ablamın ve annemin itiraz ettikleri bir nokta ise ben 1.83-70 kg., o ise 1.55-70 kg. ölçülerinde olmamızı yakıştırmıyorlar.Bana gelince, aslında istemiyor değilim ama bazı şüphelerimi atamadım. Bazen onu arıyorum her yerde bazen de keşke daha önce uygun bir vakitte bitirseydim diyorum. Bazen de bu kadar uzatmanın sebebini bekaretini aldığıma bağlıyorum. Bir de ailesi öğrenecek olursa kızı, belki de beni yaşatmazlar.Annemin kafasındaki bir diğer soru da kızın annesinin sarılıktan yavaş yavaş kansere çevirmesi. Bir diğeri de ablasının çocuğunun olmaması. Bütün bunlar bir araya gelince sinir hapı kullanmaya başladım, çaresizim. Lütfen bir çıkış yolu göster, çok ihtiyacım var.O halde biraz anatomi dersi verelimSevgili oğlum karmaşık duygular içindesin. Gerçekten ne yapacağını bilemiyorsun. Zor durumdasın ve de haklısın. Üstelik bu yaşına kadar geldiğin halde, hálá bana böbrek taşının düşerken kızlığı bozup bozmayacağını soruyorsun. Sevgili oğlum, hiç mi kitap okumazsınız siz gençler. Hiç mi bu konularda bir araştırma yapmak ihtiyacı duymazsınız? Bir ansiklopedi karıştırıp bir inceleme ihtiyacı duymazsınız. Kadın ve erkek anatomisini biz lisede okumuştuk. Bizim dönemimizde, özellikle de benim okuduğum yabancı okulda elbette ki eğitim süper düzeydeydi. Ama insan bir merak eder. Bir araştırır.Böbreklerden düşen bir taş, erkekte de kadında da idrar torbasına inen, böbreklerden aşağıya doğru uzanan üreterler yani ince kanallar vasıtasıyla mesanemize kadar ulaşır. Mesane erkekte testisler ve penisin hemen arkasındaki üçgen şeklindeki bölümde bulunur. Kadında ise cinsel organının yani vajinasının hemen ön bölümünde yine aynı yerdedir. Kadının mesanesinin idrar yollarının son bulduğu dışa açık bölümü, yani idrar yolu, vajinasının hemen ön kısmında küçük bir deliktir. Vajinayla bağlantısı yoktur. Bunun hemen önünde, dış dudaklar denen kısmın başında, kadının cinsel uyarı organı klitoris bulunur. Erkeğin mesanesinin uzantısı ise penisin içinden geçen idrar yolu ile, penisin uç noktasındaki deliğe kadar uzanır. Kadının idrar yoluyla cinsel organı olan vajina ağzı, döl yolu ve rahim bağlantısı tümüyle ayrı bölgededir. Birbirine komşudur. SEN İSTE BOYU UZAR KİLOSU AZALIRBütün bu anatomik bilgilerden sonra, sana söylemem gereken böbrek taşı düşürürken kızlık bozulmaz. Bekaret ilişki sırasında bozulurken çok hafif bir kanama olur. Bazen de olmayabilir. Şimdi kızlar evlenmeden önce bekaretlerini diktiriyorlar oğlum. Bana bu konuda yüzlerce mektup geliyor. Aslında bu hiç hoşuma gitmiyor, ama bizim ülkemizde hálá bekarete çok önem veriliyor. Erkekler onlarca genç kızla ilişki kurup bekaretini bozuyor, ondan sonra da evlenecekleri kızdan illa bekaret bekliyorlar. Kızları bu yalana sürükleyen yine erkekler ya da aileler. Sonuçta kime güveneceğini bilemezsin. Bu genç kız, elbette yaşı biraz ileri, evlenmek istiyor. Seni de sevmiş besbelli. Sanırım iyi bir işin var, iyi bir ailen var. Seninle evlenmeyi bekliyor ve kafasına koymuş. Ailesinden de kopuk olabilir. Şimdi diyelim ki, kısa boylu ve şişman. Uzun ince topuklar giyer. Şişmanlığını da söylersin, tatlı tatlı, senin için, seni sevdiği için rejim yapar ve zayıflar. Benim bir yakınım nişanlısı istediği için 16 kilo verdi 6 ayda. O niye yapmasın. Ablasının kısır olması (ki bu da kesin değil, kocasından kaynaklanmadığını nereden biliyorsun?) bu kızı bağlamaz. Annesinin kanser olması (kanserin kalıtımsal olduğu söylense de) burada sarılıktan kansere dönüşen bir hastalık söz konusu ki, siz de aşı olmalısınız. Sarılık hastalığı (biliyorsun 4 tipi var) iyileşmez ise karaciğer harabiyetine yol açar. Kansere dönüşebilir. Bu da herkesin başına gelebilir. BUNLAR BAHANE SEN SEVMİYORSUNBu kızcağızı kötülemek için annen de, sen de elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz gördüğüm kadarıyla. Ama şu bir gerçek ki, sen bu kızı evlenecek kadar sevmiyorsun oğlum. Bütün bunlar bahane. İnsan severse, bütün bunları gözü görmez bile. Annenin etkisi altındasın. Seninle evlenecek kızı önce annen beğenmeli anladığım kadarıyla. O zaman da sana kolay gelsin diyeceğim, işin pek zor oğlum.Bu yaşa gelmişsin ve hálá annem, ablam diye onları sıralayıp duruyorsun. Artık kişiliğini kazanmak zorunda değil misin? Ana kuzusu olmaktan sıyrıl biraz. Onları saymak, sevmek ayrı, bu kadar güdümlerinde olmak ayrı. Ancak sana şunu söylemeliyim... Kendini iyice tart, iyi düşün ve öyle evlen. Evlilik çok ciddi bir iş. Bugünkü gençlere şaşıyorum, olmazsa boşanırız diye evleniveriyorlar. Ama ortaya da bir sürü ana ayrı, baba ayrı, ruhsal sorunlar içinde bocalayan çocuklar çıkıyor. Dünyaya bir insan getirmek, onu şekillendirmek dünyanın en büyük sorumluluğudur oğlum. Eğer evliliğinden emin değilsen, o zaman çocuk yapmayacaksın. Ama daha iyisi duygularından emin değilsen evlenmeyeceksin. Çünkü evlilikte, bir süre sonra aşk bitiyor, yerini çok daha derin, çok daha kalıcı, köklü bir sevgi alıyor. Tabii bu sevgi varsa... Bu genç hanım kendi isteğiyle seninle olmuş. Tabii ki bu bir sorumluluk ama, ömür boyu mutsuz olacaksanız, evlenme. İyi düşün ve öyle karar ver. Ama lütfen kendin karar ver. Bunun için de bu ayrılık, düşünmen için en iyi dönem bence.Not: Bugünkü anatomi dersi için okurlarımdan özür diliyorum. Belki pek çoğunuzu işitir gibiyim. Bu kadar da cehalet olur mu diye düşüneceksiniz. Ama inanın, çok düzeyli ve kültürlü insanlardan olduğu kadar, bu derecede bilgisiz bir kesimden de yüzlerce mektup alıyorum. Biraz anatomik bilgi vereyim bari diye düşündüm.
button