Sevgi ve bağımlılık üzerine

Güncelleme Tarihi:

Sevgi ve bağımlılık üzerine
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 22, 2012 19:16

Bu bir adamla bir kadın arasındaki aşk hikâyesi. Bir anne ile oğlunun arasındaki sevgi bağı. Aşka fantastik ve mistik bir kapıdan bakan film, birbirine paralel iki hikâye üzerinden ilerliyor.

Haberin Devamı

Bir hikaye 1960’lara giderken, ikincisi günümüzde devam ediyor. Ve bize sevginin, sevmenin ne kadar karmaşık ve zor bir duygu olduğunu gösteriyor. Ruh Eşim’in yönetmen koltuğunda C.R.A.Z.Y. filmiyle dünya çapında tanınmış olan Fransız Jean-Marc Vallee var. Vanessa Paradis bu filmdeki rolüyle Genie Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu seçilmişti.

C.R.A.Z.Y. filmiyle dikkatleri üzerine çeken, Kanada’nın Oscar’ı sayılan Genie ödüllerinden 11 heykelle dönen Fransız yönetmen Jean-Marc Vallee’in son filmi Ruh Eşim, 2011 Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapmış ve TIME eleştirmenleri tarafından övgüyle karşılanmıştı.
Övgüler boşa değil gerçekten de.
Karşımızda son zamanların en ilginç ve de en sağlam filmlerinden biri var.
Ruh Eşim ilk yarım saatinde neler olduğunu anlayamayacağınız ama sonrasında bilmecenin parçalarının teker teker yerine oturup, resmin net olarak ortaya çıkacağı bir film.
Merkezinde farklı zamanlarda geçen paralel sevgi ve bağımlılık hikâyeleri var.

Haberin Devamı

HER MUTLULUK RESMÄ°NÄ°N ARKASINDA ACILI HÄ°KAYELER VAR

Antoine, Montreal’de yaşayan bir DJ. İlk bakışta sarışın sevgilisi Rose ve iki çocuğuyla çok mutlu bir hayatı varmış gibi duruyor.
Ama hiçbir hayat göründüğü gibi değil.
Arkada acılar, anılar, yenilgiler, üzüntülerle dolu kocaman hikayeler var.
Boşanmalar, kırgınlıklar, unutamamalar, özlemler, suçluluk duygusu...

OÄžLUYLA AÅžK YAÅžAYAN ANNE

Diğer taraftansa 1960’larda bambaşka bir sevgi hikâyesi izliyoruz. Jacqueline, Down sendromlu oğluna sıkı sıkıya bağlı bir anne.
Oğluyla arasındaki; tam bir kendini adama, teslim etme hikayesi.
Bir dakikaları ayrı geçmemecesine.
Çocuğunu babasız büyüten anne, oğluyla bir tür aşk yaşıyor.
 
İKİ AYRI HİKâYENİN MERKEZİ BİR

Paralel ilerleyen bu iki ayrı hikâyedeki bulmacaların parçaları zaman içinde teker teker yerine oturuyor.
Hikâyeler arasındaki benzerlik işte o zaman daha da netleşiyor.
Her ikisinin temelinde de aşırı bağımlılık, terk edememe, paylaşamama sorunu var.
Bir kadının oğluna, bir diğerininse hayatını paylaştığı adama, çocuklarının babasına.
Bu hastalıklı sevgi bağlarından sadece birinci şahısların değil çevrelerindeki anne babalar ve çocukların da nasıl etkilendiği ve sonuçlarının neler olduğu filmin sonuna kadar heyecanlı bekleyişin sürmesine neden oluyor.

Haberin Devamı

PINK FLOYD ‘NEFES ALIN’ DİYOR

Müzik, filmin önemli yapı taşlarından.
Pink Floyd’un nefes almamızı öğütleyen şarkısı (Breathe) bunların başında geliyor.
Filme adını veren ve karakterleri birbirine bağlayan şarkı Cafe de Flore ise Doctor Rockit adlı İngiliz müzisyene ait.
1960’lardaki hikâyenin başrolündeki Vannessa Paradis zor bir rolün altından incelikli bir performansla kalkıyor.
Ruh Eşim, parçalı, geri dönüşlü ilginç anlatımıyla sıyrılan ve kendini farklı bir yere konumlandırmayı başaran bir film.
Yıllar sonra hatırlanacak olmasının en önemli nedenleri ilginç anlatım tarzı ve izleyiciyi ilerleyen her dakikasında avucunun içine alarak karmaşık bir duygu seline kaptırıyor olması.
 
HAFTANIN DÄ°ÄžER FÄ°LMLERÄ°
 
DES VENTS CONTRAIRES
SERT RÃœZGARLAR

Haberin Devamı

Yön: Jalil Lespert
Oyn: Benoit Magimel, Audrey Tautou, Antoine Dulery, Ramzy Bedia
Tür: Dram
Süre: 91 dk.
 
Çocuklu ve terk edilmiş
 
Ünlü Fransız yazar Olivier Adam’ın aynı adlı çok satan romanı Des vents Contraires’ten uyarlanan Sert Rüzgarlar, karısı tarafından terk edilen bir adamın yeniden ayağa kalkma çabasını konu alıyor. Yazar Paul Anderen, karısı Sarah ortadan kaybolduktan sonra, iki çocuğu ile birlikte onu Paris’teki evlerinde uzun bir süre bekliyor. Tabii beklerken boş durmuyor, eşini olabilecek her şekilde arıyor. Ve sonunda yeni bir başlangıç yapabilmek için doğup büyüdüğü sahil kasabasına geri dönüyor.
 
THE INBETWEENERS
SKOR SIFIR

Yön: Ben Palmer
Oyn: James Buckley, Blake Harrison, Joe Thomas, Simon Bird, Emily Head, Lydia Rose Bewley, Laura Haddock, Tamla Kari, Jessica Knappett, Theo Barklem Biggs, Theo James, Anthony Head, Victoria Willing, Greg Davies
Tür: Komedi
Süre: 96 dk.
 
Rekor kıran komedi filmi
 
İngiltere’de E4 kanalında yayınlanan ve 4 sezondur devam eden BAFTA ödüllü dizi; kafayı kızlarla bozmuş dört lise öğrencisi kafadarın eğlenceli maceralarını anlatıyor. Filmde dizinin karakterleri tam kadro buluşmuş. Hikaye, Will (Simon Bird), Simon (Joe Thomas), Jay (James Buckley) ve Neil’ın (Blake Harrison) okul bittikten sonra Yunanistan’ın Mali adasına tatile çıkmalarıyla başlarına gelen komik olaylar üzerine kurulu. Skor Sıfır, İngiltere sinema tarihinin en çok izlenen komedi filmi oldu.
 
THE INKEEPERS
RUHLAR OTELÄ°

Haberin Devamı

Yön: Ti West
Oyn: Sara Paxton, Pat Healy, Kelly McGillis, Alison Bartlett, Jake Ryan, Lena Dunham
Tür: Gerilim
Süre: 100 dk.
 
Ruhlar temas istiyor
 
Ruhların insanlarla temas isteği pek çok gerilim filmine konu olmuştur. Ruhlar Oteli de onlardan biri. Hayaletli olduğuna dair nam salmış ve 100 senedir hizmet veren Yankee Pedlar Inn Oteli kapanmak üzere. Son günlerinde iki genç çalışanı Claire ve Luke, otelin sırlarını açığa çıkarmak için doğaüstü olaylara dair kanıt aramaya başlıyor. Ancak asıl soru şu: Onlar mı aradıkları şeyi önce bulacak, yoksa aradıkları şey mi onları önce bulacak? Ucuz numaralara başvurmadan gerilimi yakalamayı başaran, sağlam karakterlerle güçlendirilmiş bir gerilim Ruhlar Oteli. Yönetmenliğini en son 2009’da House of the Devil ile kamera arkasına geçen Amerikalı Ti West’in üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Sara Paxton, Pat Healy ve Kelly McGillis yer alıyor.
Â
THE FAIRY
AÅžK PERÄ°SÄ°

Haberin Devamı

Yön: Dominique Abel, Fiona Gordun
Oyn: Dominique Abel, Fiona Gordon, Philippe Martz, Bruno Romy
Tür: Komedi, Dram
Süre: 93 dk.
 
Üç dilek dile benden
 
Bir motelin gece resepsiyoncusu Dom’un sakin gecesi önce İngiliz bir turistin, sonra da peri olduğunu iddia edip ona üç dilek hakkı sunan yalınayak bir kadının gelmesiyle hareketleniyor. Dom dilekleri diliyor, Fiona ikisini gerçekleştirdikten sonra birden ortadan kayboluyor. Dom ise bu periye delicesine aşık olmuş durumda, her yerde onu arıyor. Bir dizi gülünç olay boyunca Dom ve peri aşkları uğruna bir araya gelmek için çabalıyor ve çatıların tepesinden sualtına kadar uzanan macera böyle başlamış oluyor. Dominique Abel, Fiona Gordon ve Bruno Romy’nin senaryosunu ve yönetmenliğini beraber üstlendiği yapımın başrollerinde yine aynı üçlü var. Fransız ve Belçika ortak yapımı olan filmin dünya prömiyeri geçen yıl Cannes Film Festivali’nde yapılmıştı.
 
DARLING CAMPANION
CAN YOLDAÅžIM

Yön: Lawrence Kasdan
Oyn: Charles Halford, Diane Keaton, Kevin Kline ile Dianne West
Tür: Dram
Süre: 103 dk.
 
Köpekle ısınan ilişki
 
Doktor Joseph ve eşi Beth orta yaşlarında, uzun yıllardır evli bir çift. Çocukları büyüyüp evden taşınınca iyice yalnız kalmışlar. Soğuk bir günde otobanda giderlerken yol kıyısında terk edilmiş, harap halde bir köpek buluyorlar. Köpeğin sevimliliği, Beth’in hayattaki yalnızlığına ilaç gibi geliyor ve hayatını kurtardığı bu hayvana çocuğu gibi bağlanıyor. Fakat bir gün Joseph yazlık evlerinde köpeği kaybedince Beth, çılgınlar gibi köpeğini aramaya başlıyor. Beth’i ve arkadaşlarını duygusal, bazen sinir bozucu, bazen de komik bir macera bekliyor. Yönetmenliğini dört Oscar adaylığı olan Lawrence Kasdan’ın üstlendiği Can Yoldaşım’ın senaryosunda yönetmenle birlikte eşi Meg Kasdan’ın imzası var. Romantik bir çift komedisi olan bu sevimli filmin başrollerindeyse Diane Keaton ve Kevin Kline yer alıyor.

PIRANHA 3DD

Yön: John Gulager
Oyn: Danielle Panabaker, Ving Rhames, Matt Bush, David Hasselhoff, Christopher Lloyd, Chris Zylka, Allison Mack, Gary Busey, David Koechner
Tür: Korku, Aksiyon, Komedi

Bu film iki ‘D’li
 
Pirana 3DD’deki ikinci D ne anlama geliyor diye soruyordum kendi kendime. Filmi izleyince anladım; iki kat (duble) aksiyon, terör ve silikon demekmiş. Silikon kısmı en fazla göze batan unsur aslında. Havuzda, denizde, kaydırakta, bikinili ve hatta yarı çıplak olmak üzere silikonlu kadınlar geçidi izliyorsunuz. Yeni D ile birlikte göğüsler de büyümüş ve filmi tam bir ergen şöleni haline getirmiş. Filmin silikonlardan kalan kısmında ise aksiyon, korku ve komedi var. 2010 yılındaki filmde Victoria Gölü’nü kana bulayan piranalar devam filminde bir su parkının açılışını hedef alıyorlar. Victoria Gölü’nde yaşanan olayların ardından, kana susamış piranalar bu sefer yeni açılan Aquapark’ı gözlerine kestiriyorlar. Park yetkilisi uyarılara rağmen açılışı ertelemeye yanaşmıyor. Bu yaptığının bedelini nasıl ödeyeceğini tahmin ediyoruz. Bir de iffetli (diğerleri gibi soyunmuyor, göğüsleri de silikonlu değil) asıl kızımız var. Pirana saldırısını önlemek için elinden geleni yapıyor. O arada bir de filmin aşk sosunun malzemesi olmakta. Pirana saldırılarının parodisini izlerken önce biraz korkuyor arada da gülüyorsunuz tabii. Piranaların 3 boyutlu olarak saldırmasının ayrı bir görselliği ve etkisi var. Sivri dişlerin üzerinize üzerinize gelmesi izleyiciyi koltuğa yapıştırmak amaçlı. Amacına ulaşıyor da. Eğer niyetiniz bolca göğüs, popo, kan, vahşet görmek, 3’üncü boyutun da etkisiyle hafiften gerilmek ve birkaç espriye gülmekse filmin bunların hakkını verdiğini söylemem gerek.
 
KIRIK MÄ°DYELER

Yön: Seyfettin Tokmak
Oyn: Engin Benli, Selma Alispagiç, Uğur Mehmetoğlu, Seydo Çelik
Tür: Dram
Süre: 93 dk.
 
Pansiyonda kesiÅŸen hayatlar
 
Seyirciyle ilk kez 30. İstanbul Film Festivali’nde buluşan Kırık Midyeler, yönetmen Seyfettin Tokmak’ın ilk filmi. Tokmak kamerasını İstanbul’un kaybedenlerine çeviriyor ve aynı pansiyonda hayat hikâyeleri bir şekilde kesişen farklı dil ve ırktaki insan hikayelerine odaklanıyor. Hakim ve Faysal, Almanya’daki akrabalarının yanına gidebilmek umuduyla İstanbul’a çalışmaya gelen Mardinli iki çocuk. Para biriktirebilmek için Faysal, bir lokantada bulaşıkçılık yaparken Hakim, midyecilik yapmanın yollarını arıyor. Kumkapı’da göçmenlerin kaldığı virane bir pansiyonda yaşayan çocuklara, Afrikalı Babatunde de yardım ediyor. Çekimleri 2010 baharında İstanbul’un Kumkapı semtinde gerçekleştirilen film, yarı kaçak, yarı göçmen, hepsi farklı nedenlerle bu 3. sınıf pansiyona sığınmış insanların hikayeleri üzerine kurulu.

MISS BALA

Yön: Gerardo Naranjo
Oyn: Stephnie Sigman, James Russo, Irene Azuela
Tür: Dram
Süre: 113 dk.
 
Hırslı bir kadının hikâyesi
 
Laura Guerrero Meksikalı genç, güzel ve hırslı bir kadın. Hayattaki en büyük ideali ise güzellik yarışmasında birinci gelmek. Tesadüf eseri bir gece kulübünde narkotik polislerince işlenen bir katliama tanık olunca, hayallerine ulaşmasının yegane yolunun uyuşturucu şebekesiyle işbirliği yapmaktan geçtiğini anlıyor. 2011 Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapılan ve Toronto, Helsinki, New York Film Festivali gibi pek çok organizasyon gezen Miss Bala, Meksikalı yönetmen Gerardo Naranjo’nun imzasını taşıyor. Senaryo da ise yönetmenle birlikte Mauricio Katz’ın da imzası var. Filmin başrollerini ise Stephanie Sigman, Noe Hernandez ve Irene Azuela paylaşıyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!