Sessiz, sakin ve yavaş ama havuzda dev oluyor
Güncelleme Tarihi:
Yeliz ÖZ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2007 00:00
Down sendromlu Durducan Nevruz (15) Çin’in Şanghay kentindeki 12. Özel Olimpiyatlar Dünya Yaz Oyunları’nda bir haftadır fırtına gibi esiyor. Yüzmede 100 metre serbestte 1 dakika 25 saniyeyle gümüş, 100 metre sırtüstünde 1 dakika 48.63 saniyeli dereceyle altın madalyanın sahibi olan Durducan, 200 metre serbestte de şampiyonluğu kimseye kaptırmadı.
Durducan Nevruz, hocası Neşe Beyaz’la bundan sonraki hedefini de çoktan belirledi: Türkiye’ye döner dönmez 400 metre serbest için çalışmalara başlayacak. "10 yıllık hayali"ne kavuşan Durducan’ın en büyük arzusu tıraş olmak. Ergenlik çağına giren Durducan’ın ilk aşkı Roma’da gönüllü tercümanlık yapan Ebru ablası.
Durducan Nevruz 6 Şubat 1992’de doğdu. Hamilelik sürecinde amniyo testi yapılmadığı için, ailesi down sendromlu doğacağını bilmiyordu. Doğumun ertesinde, aile dostu doktor, Durducan’ın down sendromlu doğduğunu üç ay açıklayamadı. Durumu sadece Durducan’ın doktor halası biliyordu. Ama o da ağabeyine ve yengesine bunu anlatacak cesareti bulamadı.
Üç ayın sonunda Durducan’la doktora giden Sevim Nevruz, DNA testinin ardından oğlunun down sendromlu olduğu gerçeğini öğrendi. Ahmet Nevruz, oğlunun hastalığını ancak altı ayda kabullenebildi. Aile, bundan sora Durducan’ın en iyi şekilde yetişmesi için neler yapabileceğini araştırmaya, en iyi geleceği hazırlamaya çalıştı.
Doktorlar, destek olduğu söylenen, koyunlardan sıvı alınarak üretilen tanesi 1000 dolarlık aşılara asla izin vermedi. "Sevgi ve eğitim. Başka yolunuz yok" dediler. Öneri, Durducan’a bir kardeş gelmesiydi. Bu sırada Birce doğdu.
Sevim Nevruz, oğlunun eğitimi uğruna, doktora yapmaktan vazgeçti. İki yıl, hiç evden çıkmadı. Durducan bebekken bakımı 12 saat sürüyordu. Annesinin bir göğsünü bir saatte emebiliyordu. Kardeşi Birce 10 aylıkken yürüdü. Durducan 18 aylıkken yürüyebildi, 3.5 yaşında konuşmaya başladı. Annesi ve babası ona su sözcüğünü öğretmek için yüzlerce kez "su" diyordu. Annesi Sevim Nevruz’a göre, birlikte büyüdüğü kardeşi Birce’nin Durducan’a katkısı çok oldu.
VELİLER BASKI YAPTI OKULA KABUL EDİLMEDİ
Durducan dört yaşında kreşe başladı. İlkokula başlama zamanı geldiğinde, doktorlar normal okula gitmesini tavsiye etti. Evet, down sendromlu çocuklar geç öğreniyorlardı, zor öğreniyorlardı ama öğreniyorlardı. Durducan, özel okulda bir yıl hazırlık sınıfına devam etti. Birinci sınıfa başlayacağı yıl okul, diğer velilerin baskısını gerekçe göstererek Durducan’ı kabul etmedi.
Yeni açılan Bursa Koç İlköğretim Okulu’na ilk kaydolanlardan biri Durducan’dı. Belki daha geç gitseler, okul Durducan’ı kabul etmeyecekti. Her ne kadar kaynaştırma dense de hiç kimse çocuğunun, özürlü çocukla birlikte okumasını istemiyordu. Başlangıçta tedirgin olanlar zamanla Durducan’a alıştı. O da ilköğretim okulunu yıl kaybetmeden bitirdi. Mezuniyetinde öğretmenleri, diğer veliler "Keşke herkes Durducan gibi olsa" diyordu.
![/images/100/0x0/55ea0d4ef018fbb8f86797be]()
6 YAŞINDA YÜZMEYE BAŞLADI
Yalnız önemli bir sorun daha vardı: Arkadaşı yok denecek kadar azdı Durducan’ın. Ailesi, bu sorunu sporla aşmayı denedi. Spor dallarına yatkınlığı araştırıldı. Down sendromlular, bireysel sporlarda daha başarılıydı. Durducan altı yaşında yüzmeye başladı. Kardeşi Birce’yle birlikte yüzme dersi aldı. Genç sporcu önce Bursa’daki il yarışlarına katıldı. Sonra Denizli, Antalya, Konya, Edirne’deki bölgesel yarışlara. Ardından Türkiye şampiyonaları geldi. Sırasıyla Marmara ve Türkiye şampiyonluklarına adını yazdırdı. Yüzdüğü derecelere bakınca neredeyse Türkiye’de rakibi yoktu. Bu sayede uluslararası alana çıktı. Geçen yıl Roma’daki Avrupa Yaz Oyunları’nda 50 metre sırtüstünde ve 50 metre serbestte gümüş madalya kazandı.
SAKAL TIRAŞI OLMAK İSTİYOR
Durducan şimdilerde ergenlik çağına girişin coşkusunu yaşıyor. En büyük hayali sakal tıraşı olmak ama makineyle tıraşı kabul etmiyor. "Köpükle tıraş olacağım" diyor. Bundan sonraki hedefi 400 metre serbestte yüzmek. Bir de zorlu kelebek stilinde yüzmek istiyor.
BABA AHMET NEVRUZ
Isırır mı, diye soruyorlar
Oğlumuzun özürlü olduğunu hiçbir zaman gizlemedik. Bundan yararlanma yoluna da gitmedik. Durducan bize bir down sendromluyla nasıl yaşanması gerektiğini öğretti. Down sendromlu bir çocuk yetiştirmenin üç boyutu var: Biri özürlünün durumu. Durducan için hayat çok basit. Geçim derdi yok. İkincisi özürlünün ailesi. Üçüncü ise çevre. Çevre genelde çok acımasız davranıyor. Bazen yanınıza yaklaşan biri, "Isırır mı" diye sorabiliyor.
ANNE SEVİM NEVRUZ
Çok emek verdi, başardı
Bursa’da "Down Sendromlu Sevgi Derneği"ni kurduk. 140 down sendromlu çocukla tanıştık. Anneler çocuklarının hastalığının ne olduğunu maalesef tam anlamıyla bilmiyor. Durducan çok emek verdi ve sonunda başardı. Biz de çok zaman ve emek verdik ama karşılığını aldık. 3-7 yaş arası temel eğitimi verirseniz, karşılığını alıyorsunuz. Durducan, artık ergenlik dönemine girdi. Herkes nasıl yaşıyorsa o da yaşayacak. Down sendromlu erkek hastalar kısır, kızlar taşıyıcı oluyor. Sağlıklı biriyle downlu birinin ilişkisi güzel gibi görünüyor ama problemler ortaya çıkabilir.
YÜZME HOCASI NEŞE BEYAZ
Suya girince devleşiyor
Ayn zamanda Zihinsel Engelliler Federasyonu Teknik Kurul üyesiyim. Türkiye’de bölge bölge dolaşıp yüzücüleri seçiyoruz. Durducan 2000 yılındaki seçmelerde dikkatimi çekti. Dışarıda çok yavaş. Ama suya girdiği zaman devleşiyor. İlk başladığımızda Türkiye’de 25 metrelik havuzda yarışlar yapılıyordu. Sonra 50 metreye çıktı. 12-15 yaş grubunda rakipsiz hale geldi. Şu anda yüzme için ideal bir yaşta. Tüm rakipleri suya atlarken Durducan, doktoru karşı çıktığı için atlayamıyor. Bu dezavantaja karşın tekniği giderek daha iyi hale geldi. Şanghay’daki şampiyonada daha yarışa başlamadan altın kazanacağından emindim.
Durducan Nevruz 6 Şubat 1992’de doğdu. Hamilelik sürecinde amniyo testi yapılmadığı için, ailesi down sendromlu doğacağını bilmiyordu. Doğumun ertesinde, aile dostu doktor, Durducan’ın down sendromlu doğduğunu üç ay açıklayamadı. Durumu sadece Durducan’ın doktor halası biliyordu. Ama o da ağabeyine ve yengesine bunu anlatacak cesareti bulamadı.
Üç ayın sonunda Durducan’la doktora giden Sevim Nevruz, DNA testinin ardından oğlunun down sendromlu olduğu gerçeğini öğrendi. Ahmet Nevruz, oğlunun hastalığını ancak altı ayda kabullenebildi. Aile, bundan sora Durducan’ın en iyi şekilde yetişmesi için neler yapabileceğini araştırmaya, en iyi geleceği hazırlamaya çalıştı.
Doktorlar, destek olduğu söylenen, koyunlardan sıvı alınarak üretilen tanesi 1000 dolarlık aşılara asla izin vermedi. "Sevgi ve eğitim. Başka yolunuz yok" dediler. Öneri, Durducan’a bir kardeş gelmesiydi. Bu sırada Birce doğdu.
Sevim Nevruz, oğlunun eğitimi uğruna, doktora yapmaktan vazgeçti. İki yıl, hiç evden çıkmadı. Durducan bebekken bakımı 12 saat sürüyordu. Annesinin bir göğsünü bir saatte emebiliyordu. Kardeşi Birce 10 aylıkken yürüdü. Durducan 18 aylıkken yürüyebildi, 3.5 yaşında konuşmaya başladı. Annesi ve babası ona su sözcüğünü öğretmek için yüzlerce kez "su" diyordu. Annesi Sevim Nevruz’a göre, birlikte büyüdüğü kardeşi Birce’nin Durducan’a katkısı çok oldu.
VELİLER BASKI YAPTI OKULA KABUL EDİLMEDİ
Durducan dört yaşında kreşe başladı. İlkokula başlama zamanı geldiğinde, doktorlar normal okula gitmesini tavsiye etti. Evet, down sendromlu çocuklar geç öğreniyorlardı, zor öğreniyorlardı ama öğreniyorlardı. Durducan, özel okulda bir yıl hazırlık sınıfına devam etti. Birinci sınıfa başlayacağı yıl okul, diğer velilerin baskısını gerekçe göstererek Durducan’ı kabul etmedi.
Yeni açılan Bursa Koç İlköğretim Okulu’na ilk kaydolanlardan biri Durducan’dı. Belki daha geç gitseler, okul Durducan’ı kabul etmeyecekti. Her ne kadar kaynaştırma dense de hiç kimse çocuğunun, özürlü çocukla birlikte okumasını istemiyordu. Başlangıçta tedirgin olanlar zamanla Durducan’a alıştı. O da ilköğretim okulunu yıl kaybetmeden bitirdi. Mezuniyetinde öğretmenleri, diğer veliler "Keşke herkes Durducan gibi olsa" diyordu.
6 YAŞINDA YÜZMEYE BAŞLADI
Yalnız önemli bir sorun daha vardı: Arkadaşı yok denecek kadar azdı Durducan’ın. Ailesi, bu sorunu sporla aşmayı denedi. Spor dallarına yatkınlığı araştırıldı. Down sendromlular, bireysel sporlarda daha başarılıydı. Durducan altı yaşında yüzmeye başladı. Kardeşi Birce’yle birlikte yüzme dersi aldı. Genç sporcu önce Bursa’daki il yarışlarına katıldı. Sonra Denizli, Antalya, Konya, Edirne’deki bölgesel yarışlara. Ardından Türkiye şampiyonaları geldi. Sırasıyla Marmara ve Türkiye şampiyonluklarına adını yazdırdı. Yüzdüğü derecelere bakınca neredeyse Türkiye’de rakibi yoktu. Bu sayede uluslararası alana çıktı. Geçen yıl Roma’daki Avrupa Yaz Oyunları’nda 50 metre sırtüstünde ve 50 metre serbestte gümüş madalya kazandı.
SAKAL TIRAŞI OLMAK İSTİYOR
Durducan şimdilerde ergenlik çağına girişin coşkusunu yaşıyor. En büyük hayali sakal tıraşı olmak ama makineyle tıraşı kabul etmiyor. "Köpükle tıraş olacağım" diyor. Bundan sonraki hedefi 400 metre serbestte yüzmek. Bir de zorlu kelebek stilinde yüzmek istiyor.
BABA AHMET NEVRUZ
Isırır mı, diye soruyorlar
Oğlumuzun özürlü olduğunu hiçbir zaman gizlemedik. Bundan yararlanma yoluna da gitmedik. Durducan bize bir down sendromluyla nasıl yaşanması gerektiğini öğretti. Down sendromlu bir çocuk yetiştirmenin üç boyutu var: Biri özürlünün durumu. Durducan için hayat çok basit. Geçim derdi yok. İkincisi özürlünün ailesi. Üçüncü ise çevre. Çevre genelde çok acımasız davranıyor. Bazen yanınıza yaklaşan biri, "Isırır mı" diye sorabiliyor.
ANNE SEVİM NEVRUZ
Çok emek verdi, başardı
Bursa’da "Down Sendromlu Sevgi Derneği"ni kurduk. 140 down sendromlu çocukla tanıştık. Anneler çocuklarının hastalığının ne olduğunu maalesef tam anlamıyla bilmiyor. Durducan çok emek verdi ve sonunda başardı. Biz de çok zaman ve emek verdik ama karşılığını aldık. 3-7 yaş arası temel eğitimi verirseniz, karşılığını alıyorsunuz. Durducan, artık ergenlik dönemine girdi. Herkes nasıl yaşıyorsa o da yaşayacak. Down sendromlu erkek hastalar kısır, kızlar taşıyıcı oluyor. Sağlıklı biriyle downlu birinin ilişkisi güzel gibi görünüyor ama problemler ortaya çıkabilir.
YÜZME HOCASI NEŞE BEYAZ
Suya girince devleşiyor
Ayn zamanda Zihinsel Engelliler Federasyonu Teknik Kurul üyesiyim. Türkiye’de bölge bölge dolaşıp yüzücüleri seçiyoruz. Durducan 2000 yılındaki seçmelerde dikkatimi çekti. Dışarıda çok yavaş. Ama suya girdiği zaman devleşiyor. İlk başladığımızda Türkiye’de 25 metrelik havuzda yarışlar yapılıyordu. Sonra 50 metreye çıktı. 12-15 yaş grubunda rakipsiz hale geldi. Şu anda yüzme için ideal bir yaşta. Tüm rakipleri suya atlarken Durducan, doktoru karşı çıktığı için atlayamıyor. Bu dezavantaja karşın tekniği giderek daha iyi hale geldi. Şanghay’daki şampiyonada daha yarışa başlamadan altın kazanacağından emindim.