Sessiz katil karbonmonoksit, oksijenden 200 kat daha hızlı

Güncelleme Tarihi:

Sessiz katil karbonmonoksit, oksijenden 200 kat daha hızlı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2014 10:45

Manisa Soma’daki maden faciasında işçilerin hayatlarını kaybetmelerine neden olan ve 'sessiz katil' olarak adlandırılan karbonmonoksit gazına dikkat çeken uzmanlar, gaza maruz kalan kişiyi kurtarmaya çalışanların da son derece dikkatli olması gerektiğini söyledi. Uzman Dr. Mustafa Nazif Karagözoğlu, “Karbonmonoksit gazı solunmaya başlandığında özellikle üst solunum yollarından alınarak akciğerlere taşınır. Akciğerlerde karbonmonoksit oksijene oranla kandaki hemoglobin hücresine 200 kat daha hızlı bağlanır. Hücreye hızlı bağlanan karbonmonoksit nedeniyle oksijen bedene giremez ve organlar çalışamaz hale gelir.” dedi.

Haberin Devamı

Dr. Karagözoğlu, karbonmonoksit gazını ve etkilerini Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) anlattı. Gazın, içinde karbon bulunan yakıtların yanması sonucu ortaya çıktığı belirten Karagözoğlu, nitelik olarak gazın renksiz, kokusuz ve insanı zehirleyici bir özelliği olduğunu söyledi. ‘Sessiz katil’ olarak da bilinen gazın zehirleme yapması için bir şekilde maddelerin yanması ya da yanmaması sonucu oluşması gerektiğini belirten Karagözoğlu, “Benzin, doğalgaz, kömür gibi yakıtlar? Bunlar tam bir yanma işlemi yaşamazsa ya da yanarsa karbonmonoksit gazı oluşur. Karbonmonoksit gazı solunmaya başladığında özellikle üst solunum yollarından alınarak akciğerlere taşınır. Akciğerlerde oksijen ve karbondioksit değişimi yapan akciğer ve kan damarları değişimi sırasında karbonmonoksit oksijene oranla kandaki hemoglobin hücresine 200 kat daha hızlı bağlanır. Bu sırada gaza maruz kalan kişi ortamdaki oksijeni alsa bile bedenimiz bütün oksijeni yakıt olarak kullanır. Hücreye hızlı bağlanan karbonmonoksit nedeniyle oksijen bedene giremez ve organlar çalışamaz hale gelir. Bunun ardından da karbonmonoksit zehirlenmesi ortaya çıkar.” ifadesini kullandı.

Gazdan zehirlenme başladığında etkilerin vücutta yavaş yavaş hissedilmeye başlandığını kaydeden Karagözoğlu, “Halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi belirtileri var. Karbonmonoksit zehirlenmesi aynı zamanda meslek hastalığı olarak da geçer. İki tipi vardır. Akut ve kronik olarak tanımlanan zehirlenmelerden kronik olanları aslında meslek hastalığıdır. Ortamda karbonmonoksit gazı bulunan meslekler bu kapsamdadır. Örneğin egzoz dumanına maruz kalınan meslekler, trafik polisliği, kapalı garaj görevliliği gibi. Sigara içimi de aslında karbonmonoksit zehirlenmesi yapar. Yapılacak şey bu gaza maruz kalınıp kalınmadığını bilmektir. Bunun için tedbir almamız gerekir. Meslek olarak bu gazın var olma ihtimali olan meslekler? İlgili havalandırmaların, ilgili güvensel ve sistemsel güvenlik tedbirlerinin alınması sağlanmalıdır. Bunlar kronik olarak gaza maruz kalma durumunda etkiyi azaltan faktörlerdir.” değerlendirmesinde bulundu.

ÖNCE KENDİNİZİ KORUYUN

Günlük hayatta en fazla şofben zehirlenmelerinde karbonmonoksit gazı ile zehirleme vakaları yaşandığını hatırlatan Karogözoğlu, öncelik olarak kurbana müdahale eden kişinin kendini korumaya yönelik tedbirler almasının gerekliliğine işaret etti. Karagözoğlu, “Renksiz, kokusuzdur. İçeri girip müdahale etmek isteyeni de hemen etkileyebilir. Yangınlarda filmlerde bile gördüğümüz sahneler vardır. Islak bez ile ağız kapatılarak soluk alıp vermek? Ortamın öncelikle havalandırılması lazım. Cereyan dediğimiz hava akımının orada sağlanması önemlidir. Çünkü ortamdaki karbonmonoksit gazı mutlaka uzaklaştırılmalıdır. Doğalgaz sistemlerinin olduğu yerlerde açık hava sistemlerinde menfez denen yerler vardır. Yukarılarda menfezler vardır. Çünkü gazlar yukarıdan tahliye edilir. Buna maruz kalanlar hemen yan yatırılmalı, dil içeri kaçmışsa dışarı çıkarılmalı, soluk alıp verdiği bilinen bir hastaya ek masajlar yapılmamalı. Mutlaka kişi o ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Her şeyden önce oksijen verilmelidir hastaya.” şeklinde konuştu.

GAZIN MİKTARI VE BASINÇ ÇOK ÖNEMLİ

Gazın insan üzerinde etkisinin maruz kalınan gazın yoğunluğuna göre değiştiğini belirten Karagözoğlu, “Yoğunlukla beraber oradaki ortamın basıncı da çok önemlidir. Çünkü akciğerlerimize giren o basıncın miktarı, zehirlenme ile ortaya çıkacak etkilerin hızını belirler. Karbonmonoksit zehirlenmelerinde uzun vadede bilinç kaybı yaşamış kişilerde daha çok hissedilir. Zehirlenmeye maruz kalanların yüzde 40 uzun süreli etki altında kalır. Özellikle santral sinir sisteminin etkilenmesine bağlı sorunlardır. Hareket güçlüğü, kas kullanım farklılıkları, bilinç bozuklukları, kişilik değişikleri gibi etkiler ortaya çıkabilir. Bir yıla kadar bu durumlar devam edebilir." dedi.

Gazdan kurtulmuş hastaların sonraki dönemlerine dikkat çeken Karagözoğlu, “En önemli faktör o an yaşanan etkiden kurtulmaktır. Uzun vadede psikolog ve psikiyatrist desteği önemlidir. Bedensel olarak da fizik tedavi, ilaç tedavileri vardır. Bununla beraber kişi elinde olmadan geçmişi, korkularını hatırlamaya yatkındır. Bu nedenle ilaç desteği mutlaka veriyoruz. Bu gibi durumlarda ortaya çıkan kas, üst solumu, mide bağırsak, kalp damar sistemi hastalıkları ortaya çıkabilir. Multidisipliner bir yaklaşımla birden fazla hekimin kontrolü ile süreç devam eder." şeklinde konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!