SESSİZ DÜNYANIN BÜYÜSÜ

Güncelleme Tarihi:

SESSİZ DÜNYANIN BÜYÜSÜ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2013 01:29

Dünya Serbest Dalış Şampiyonu Yasemin Dalkılıç, uzun süre ara verdiği dalışlarına eşi Rudi Castineyra ile çektiği “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” isimli 6 bölümlük belgeselle geri döndü. “Enerjini doğru kullan” sloganıyla dalış yapan Dalkılıç ve eşiyle İstanbul’da buluştuk, hem 2,5 yaşındaki kızları Lara ile değişen hayatlarını konuştuk hem de belgeseli ve sualtı dünyasını...

Haberin Devamı

* “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” isimli 6 bölümlük bir belgesel çekiyordunuz. Bitti mi çekimler?

Yasemin Dalkılıç: Üç bölümü bitirdik, kalan üç bölümün de yüzde 60’ını çektik. Yılsonuna kadar tamamlarız.

Rudi Castineyra: Proje, tahmin ettiğimizden zor çıktı. Aslında daha çok yerde çekim yapmak istiyorduk ama bazı aksilikler yaşadık, olmadı.

* Nerelerde çekim yaptınız?


Yasemin: Florida’da Key Largo bölgesindeki USS Spiegel Grove batık gemisinde, dünyanın tek kalıcı sualtı araştırma laboratuvarı Aquarius’ta, Kuzey Florida’da Şeytan Havzası’nda, Bahamalar’da Köpekbalığı Geçidi’nde, Andros ve New Providence adaları arasında yer alan, ‘Okyanusun Dili’ denilen labirentlerden oluşan derin dalış noktasında çekimler yaptık. Tüpsüz daldım ve görüntüleri de böyle aldık.

* Zorlandığınız yerler oldu mu?

Yasemin: Batıklar bölümünün çekiminde bayağı zorlandık. 155 metrelik savaş gemisi USS Spiegel Grove, 200 metrelik bir yamaçta 40 metrede bir batık. İnanılmaz bir okyanus akıntısı vardı. Yerimizde durmak bile zordu. 50 kiloluk kameralar savruluyordu.

SUALTI YAŞAMI HIZLA YOK OLUYOR

* Belgesel kanallarında yayınlanacak nitelikte bir iş çıktı mı sonuçta?

Yasemin: Rudi’nin video prodüksiyon şirketi var. Discovery Channel ve National Geographic için çalışmalar yapmıştı. Belgeseli, o standardı tutturarak hazırlamaya çalıştık. Amacımız da bu kanallarda yayınlanması tabii.

Rudi: Ben bir yönetmen olarak sonuçtan çok mutluyum. En büyük hedefim, sualtındaki renkleri olduğu gibi gösterebilmekti. Çoğu belgeselde renklerin kaybolduğu masmavi bir görüntü var. Özellikle HD olarak oynatma şansı bulursak, görenler oldukça etkilenecek.

* Bu işe başlarken öncelikli amacınız bir çevre mesajı vermek miydi?

Yasemin: Kesinlikle. Yıllar önce rekor için daldığımda pek çok yeri görme fırsatı buldum. Bu yerlere döndüğümde hatırladığım görüntülerden eser yoktu. Mercan resifleri azalmış, balık türlerinin çoğu yok olmuş. Sualtı yaşamı hızlı bir şekilde yok oluyor. Hepimizin bu konuda bir şeyler yapması gerekiyor. Çevre temalı belgeseller biraz sıkıcı. O yöne kaçmadan, hem güzelliği göstererek hem de izleyiciyle güzel bir ilişki kurarak mesajımızı iletmek istedik.

* Bir sonraki adımınız ne olacak?


Yasemin: Bu tip projelere devam etmek istiyoruz.

EVDE YEMEKLERİ RUDI YAPAR

* 14 yıldır hem evde hem işte berabersiniz. Mutluluğunuzun sırrı nedir?


Yasemin: İnanılmaz bir uyumumuz var. O kadar çok açıdan benzer düşünüyoruz ki... Birbirimizin yaptıklarına, hayatına saygı da gösteriyoruz.
Rudi: 14 yıldır bir aradayız ama Yasemin odadan 1 dakika çıksa onu özlerim.

* Nasıl bir hayatınız var?

Yasemin: İkimiz de sosyal hayat meraklısı değilizdir. Evin sakinliği ve huzuru hoşumuza gider. Eşim çok güzel yemek yapar, evin yemekleri ona aittir. Ben de bol bol tadını çıkarırım. Kendi işlerimizi yapıp, ortak zamanlarımızda da çocuğumuzu büyütüyoruz.

* Çocuk büyütme konusunda anlaşmazlığa düştüğünüz oluyor mu?


Yasemin: Tabii oluyor. Eşim özellikle güvenlik konusunu abartıyor. Çocuğu hasta etmeyelim diye aldığı aşırı önlemler, İstanbul’da taksiye binme ihtimalimize karşı araba koltuğunu taşıtmalar... Ama hak vermemek de mümkün değil, çünkü çocuk için bir tartışma olduğunda güvenli olan seçim kazanmalıdır.
Rudi: Bu da benim kazandığım tek an! (Gülüyor)

MÜZİKLERİ DE BEN YAPTIM

* Miami’de pek çok alanda faaliyet gösteriyorsunuz. Orada yaşam nasıl?


Yasemin: ODTÜ’de Matematik bölümünde okumuştum. Şimdi bilgisayar programı yazıyorum. Evden çalışıyorum. “Computer geek” (Bilgisayarla ilgili her şeyi bilen) dedikleri biriyim aslında. Onun dışında spor yapıyoruz. Şu sıralar belgeselin müziklerini yapıyorum.

* Gerçekten mi?

Yasemin: Evet, belgeselin müzikleri bana ait. Elektronik ortamda, bilgisayar ve piyano ile hazırladım tüm müzikleri. Gitar da çalıyorum ama belgesel müziklerinde hiç kullanmadım.

* Denizde sizi zor tutmuşlar aslında. Müzisyen de olabilirmişsiniz.


Yasemin: Çok küçük yaşlarda piyano dersleri almaya başlamıştım. Sonuç olarak müzik, spor ve matematik içinde bir hayatımız var.

* Başka alanlarda da çok başarılı olabilirmişsiniz aslında...

Yasemin: Olabilirdim ama dalış ağır bastı. İçimde daha derine gitmek için bastıramadığım bir duygu vardı.

* Derinde sizi etkileyen neydi?

Yasemin: Kendimi geliştirmek ve insan vücudunun ne kapasitede olduğunu görebilmekti benim için derine inmek. Dibi seyretmek, sessiz dünyanın büyüsü bana çok hoş geliyordu.

* Tatmin oldunuz mu sonunda?

Yasemin: Oldum ve çok mutluyum.

* Pankreasınızda tümör bulunmuştu. Sonra ameliyat oldunuz. Bu rahatsızlık hayatınızda neleri değiştirdi?

Yasemin: 2003’te olmuştu bu. Sanıldığı gibi kanser olmadım. Kitle vardı, alındı. Hayat benim için biraz daha değer kazandı. Sonra sorun yaşamadım.

Haberin Devamı

KÖPEKBALIĞI GEÇİDİ'NDE TEHLİKELİ ANLAR

Haberin Devamı

* Dalmayı bir süre önce bıraktınız. Artık dalış yaparken zorlanıyor musunuz?

Yasemin: Rekor dalışları yapacak durumda değilim ama onun yüzde 60-70 oranında dalabilecek performansta tutuyorum kendimi. Rekor denemesinde her şey matematiksel ve bilimseldi ama şimdiki dalışlarımda beklenmedik durumlar olabiliyor.

* Ne gibi?

Yasemin: Belgeselin her bölümü için bir zor dalış denemesi gerçekleştiriyorduk. Bahamalar’da Köpekbalığı Geçidi’nde aralardan geçip yolumu bulmam gerekiyordu. 3 dakikalık bir sürem vardı. Yanlış bir şey yaparsam, tehlikeli olabilirdi. Neyse ki olmadı.

ASLINDA ÇOCUK HAYALİM YOKTU

* Çocuk için mi rekorlardan vazgeçtiniz?

Yasemin: Hayır. Rekorlara son verip tamamen tatmin olduğumu düşününce çocuğa niyetlendim.

* Nasıl bir annesiniz?

Yasemin: İyi bir anne olduğumu düşünüyorum. Aslında hiç çocuk hayali olan biri değildim. “Zamanı gelince anne olurum” diyordum. Fakat Lara doğduktan sonra inanılmaz bir annelik güdüsü çıktı içimden. Kendim de şaşırıyorum. Huzur içinde olduğum bir dönemdeyim. Bu, çocuğa da yansıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!