Güncelleme Tarihi:
Müziğe ilginiz nasıl başladı?
- Çalışan bir anne babanın çocuğuyum, anaokulunda büyüdüm. Grup oyunları ve çalışmalarla müziğe ilgim başladı. Ardından ilkokul öğretmenimin müthiş mandolin çalmasından etkilendim. Ailemde müzisyen yoktu.
Peki neden konservatuvarda müzik değil tiyatro okudunuz?
- Bence sanat dalları birbirinden ayrılabilen şeyler değil. Hepsi güzelin oranıyla ilgileniyor. Oyunculuk insan hallerinin, müzik seslerin ve ritmin, resim renklerin ölçüsüyle alakalı. Yani konservatuvarda seçim yaparken “aman müzik olmasın illa tiyatro olsun” demedim. Mehmet Beyazıt Lisesi’nde tiyatro kolundaydım, oradan da konservatuvara geçtim.
Sesinizin iyi olduğunu ilk nasıl keşfettiniz?
- Kendimi bildim bileli şarkı söylerim. Ancak sesimin teknik olarak güzel olduğunu sanmıyorum. Çünkü şarkı söylemek spor yapmak gibi bir kondisyon meselesi. Ses teli iki kas...
İlk şarkı sözünü size neyin yazdırdığını hatırlıyor musunuz?
- Bu aslında tavuğa yumurtayı nasıl çıkardığını sormak gibi bir şey. ‘Yani’ isimli şarkımın sözlerini 15 yaşlarında yazdım. Ama aşık olmak, sevdalanmak gibi bir durum yoktu. Hatta kötümser ve olmayanı anlatan bir şarkıydı. Şimdi de yaptığım bestelerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez.
EMRE ALTUĞ KEŞFETTİ
Peki şarkılarınız nasıl keşfedildi?
- Emre Altuğ konservatuvardan arkadaşım, bir gün buluşmuştuk. Ben de ‘Yani’ şarkısını söyledim. Emre albümüne koydu. Sonra Gülay başka bir şarkımı seslendirdi ve ikinci albümüne ismini verdi. Bu şarkılar özellikle internette ilgi gördü. Beklemediğim bir durumdu. Zaten başıma ne geldiyse beklemediğim için geldi (Gülüyor). Bir arkadaşım Sümer Ezgü’nün programındaki performansımı internette paylaştı. Ve Türkiye’de en çok paylaşılanları arasına girdi.
36, albüm yapmak için geç bir yaş mı?
- Kendimi çok genç ve geç hissediyorum. Aslında 36 geç mi erken mi kaygılarım yok. Uzun zamandır albüm yapmak aklımdaydı. Bestelerim vardı. Müzikle ilgiliyim, bir albüm yapıp paylaşabilirim diye düşündüm ve bu fikir hayata geçti.
Albümün nasıl bir tarzı olacak?
- Müzik albümünü fotoğraf albümü gibi düşünmelisiniz... Kafamda sound’la ilgili bir etiket yok. Eser Taşkıran’la çalışıyoruz. Şimdi beş şarkı var. Biri Behçet Necatigil’in ‘Sevgilerde’ şiiri. Diğeri sözleri Cüneyt Uzunlara ait ‘Yavaş’. İki besteyi de Turgay Yakut yaptı. ‘Damlalar’ sözleri bana ait, yağmuru anlatan bir şarkı. ‘Üsküdar İskelesi’ni de, iskeledeyken dalgalar kıyıya metal halatlarla bağlanmış tekneleri hareket ettirirken çıkan melodiye göre yaptım.
Albüm çok tutar ve ilgi görürse müzik hayatınızda oyunculukla yer değiştirir mi?
- Bilmem, kahin değilim! Adımdan gayrısını bilmiyorum. Bakıp göreceğiz...
Müzikte herkesin lakabı var. Kimi romantik, kimi depresif prens. Sizinki ne olur?
- Prens varsa, demek bu müzikleri tüketen prensesler var. Ama krallıktan kovulduk. Bizde prens, prenses ya da masal yok (Gülüyor).
Albümle imaj çalışmasına girişecek misiniz?
- Yok yahu (Gülüyor). Ne alakası var Allah aşkına? Aşık Veysel’in imajı neydi, kurban olayım. Yağlı vücutla kapakta fotoğraf falan, çok gülerim... Ancak bu durumu eleştirmek için böyle bir şey yapabilirim.
Tiyatro sahnesi mi yoksa konser sahnesi mi daha zor?
- Henüz binlerce kişi karşısına çıkmadım. Ama başıma gelirse cevabını sahneden veririm.
Mankenden şarkıcı olmaz, dendi. Oyuncudan da şarkıcı olmaz eleştirileri de gelir mi?
- Neden şarkıcı olmasın? Bir insan bir şeyi yapmayı istiyorsa, yapar. Keyif almıyorsa da elenir gider. Hiçbirimiz hayattan daha baskın ve etkin değiliz. Bu yüzden herkesten her şey olur.
Fırat Ortaç değilim, lafınız var...
- Demek her yerde her şeyi söylememek lazım... Serdar Ortaç’ın belirlediği bir beğeni var. Ne mutlu. Orada kast ettiğim besteleme hızımdı.
HEP BÖYLE ZAYIFTIM
Görünen bir insan olmanın artıları ve eksileri var. Hatta eksileri daha fazla. Çünkü sizden beklentiler değişiyor. Ben muhabbetli biri değilim. Genelde suskunum. Her şeye gülmem, ciddiyim. Hatta buz gibi bir adamım. Ama seni öyle düşünmüyorlar işte! Hep zayıftım ama şimdi yaşıtlarımı görünce kendimi zinde ve sağlıklı hissediyorum. Günde bir buçuk saat yüzüp, spor yapıyorum.
SAKAL NEDEN KORKUTUYOR
Bir kahramanı ya da bir psikopatı oynayan, öyle olmak zorunda değil. Bu bir iş. Bir oyuncu, yelpazesini genişletmek istiyorsa kendi sosyal, biyolojik ve psikolojik yapısını değiştirmeli. Yeğenlerimin benden korktuğu doğru değil. Sadece sürekli sakallı görmekten sıkıldılar. Ayrıca sakal neden korkutuyor? Eskiden derviş ve filozof gibi gösterirmiş. Bu sadece bir önyargı.