Septisemi canavarına çare aranıyor

Güncelleme Tarihi:

Septisemi canavarına çare aranıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2005 00:00

Her üç kurbanından birinin ölümüne neden olan beklenmedik bir ağır hastalık olarak seyreden septisemiye (kana mikrop ve zehirli madde karışması) yeni biyoteknoloji yöntemleriyle tedavi geliÅŸtirilmeye çalışılıyor.Septisemi nasıl geliÅŸir: ÖrneÄŸin bir menenjitle ortaya çıkabilir. Mesela çocuÄŸunuz sabah vücudunda isilik ve ateÅŸle uyanabilir, okulda menenjit salgınını duyduÄŸunuz için onu hemen hastahaneye koÅŸturursunuz. Fakat yolda daha da kötüleÅŸir ve bilincini yitirmeye baÅŸlar Hastahanede septisemi teÅŸhisi konur. Septimesi, patojenlere, herhangi bir yaralanmaya ve bunlarla birlikte vücut sıcaklığı, kalp atışı, solunum hızının deÄŸiÅŸmesine vücudun verdiÄŸi tepkidir. EÄŸer tepki ağırlaşır, kalp, böbrekler ve karaciÄŸer gibi önemli organlar ciddi boyutlarda iÅŸlevini yitirmeye baÅŸlarsa, bu duruma ağırlaÅŸmış septisemi denir.Son 20 yılda ağır septiseminin altında yatan nedenlere iliÅŸkin görüşler deÄŸiÅŸti ve ilaçların bu hastalığı yeneceÄŸi yönündeki umutlar da arttı.Bir çok örnekte hastalık menenjitin bir yan etkisi olarak ortaya çıksa da, birçok hastada hastalığı asıl tetikleyen zatürree, apandisit, kanser, kalp hastalıkları veya bir deri yangısı olabilir. Hatta herhangi bir çocukta bir böcek ısırığı veya bir yetiÅŸkinde sıradan bir yaradan bile baÅŸlayabilir. Hastaneye kaldırılan kimselerde rastlanan hastalıklarda ilk iki sırayı kalp rahatsızlıkları ile kanser, üçüncü sırada da ağırlaÅŸmış septisemi gelir.Batı ülkelerinde, bu hastalığa yakalananlar yoÄŸun bakım ünitesinde haftalarını ve milyarlarca lira harcar. Ağır septisemi sadece ABD’de yıllık 17 milyar dolarlık bir harcamayı içerse de, ne hastalık tam olarak biliniyor, ne de AIDS veya kansere yardım eden vakıflarca dikkat çekiliyor.Bağışıklık hücreleriAğırlaÅŸmış septisemiye iliÅŸkin teoriler yıllarca bu hastalığın ürettiÄŸi zehirli moleküller ile bakteriler üzerinde yoÄŸunlaÅŸtı. Bu bakteriyel zehirli maddelerin doÄŸrudan hücrelere ve organlara zarar verdiÄŸi düşünüldü. 1980’lerdeyse New York’tan Lloyd Old ve ekibi, farelerdeki tümörlerin büzüşüp ölmelerine neden olan yeni bir bağışıklık hücresi molekülü, diÄŸer bir deyiÅŸle bir sitokin tespit etti ve adına kimyasal tümör nekroz faktörü (TNF) koydu. Bir deneyde farelere bakteriyel zehirli maddeler, öldürücü oranda enjekte edildi. Ardından da TNF’ye karşı antikorlar verilen farelerin, bu tür bir zehirlenmeden korundukları saptandı. AğırlaÅŸmış septiseminin baÅŸlamasına neden olan gizemli zehirlerden biri de TNF miydi? Farelere TNF yüklemesi yapıldığında hayvanlarda bir tür ÅŸok ve doku yarası yaÅŸandı. Bu durum, ağır septisemiyle birlikte tansiyonu ve kalp atışı aniden duran hastalarda da ortaya çıkan septik ÅŸoktan neredeyse farksızdı. 1986’da, Science dergisinde çıkan bir makalede, bir septik ÅŸokun ortaya çıkması için TNF’nin yeterli olabileceÄŸi kaydedildi.Ardından, bu bilgilerin septik ÅŸokun tedavisi için bir temel teÅŸkil edip etmeyeceÄŸi araÅŸtırıldı. 1987’de, TNF antikorlarının babun maymunlarında septik ÅŸoku önleyebileceÄŸi bildirildi. Öte yandan antikorlar, bakteriden ve ÅŸokun öncesinde kontrol altına alınmalıydı. Antikorlar, TNF bırakıldıktan sonraki zararı tersine çeviremezlerdi. Beden üretiyorTüm bu çalışmalar, ağırlaÅŸmış septisemiyle baÄŸlantılı zehirlerin en azından bazılarının yalnızca vücudu ele geçiren bakteriler tarafından deÄŸil, hastanın kendi bağışıklık sistemi tarafından üretildiÄŸine iliÅŸkin çok kuvvetli birer kanıttılar. Çok kapsamlı olmayan bir yaralanma veya bir yangı sonrasında, patojenleri öldürmek ve iyileÅŸmeyi hızlandırmak için yararlı bağışıklık tepkileri devreye girer. Normal bir bağışıklık tepkisindeyse, sitokinler ön safhalara çıkarak kimi bağışıklık hücresinin aktivitesini taklit ederek onların yerine geçer ve kendini güçlendirir. TNF araÅŸtırmaları, yararlı yanlarının yanında sitokinlerin çok büyük bir tehlike içerdiklerini de ortaya koydu. Bu noktada, biyoteknoloji endüstrisi ağırlaÅŸmış septisemi hastalarında TNF antikorları denemelerine baÅŸladı. Ancak tedavi hayatta kalmayı önemli ölçüde arttırmadı. Ä°lk olarak, denemelerdeki hastaların birçoÄŸu septik ÅŸok yaÅŸamazken, ÅŸokun var olmadığı diÄŸer türdeki septisemiyi taşıyordu. Ä°kinci olaraksa, septik ÅŸok yaÅŸayan hastalar, bağışıklık sistemlerinin TNF üretimini durdurmasıyla iyileÅŸiyordu. Antikorların, TNF yüksek seviyelere ulaÅŸmadan hastalığın çok erken safhalarında kontrol altına alınmaları gerektiÄŸi yönündeki yargılar, klinik denemelerde geçerli olmamıştı. Çünkü hastaların büyük bir kısmının tedavide TNF seviyelerinde büyük bir artış gözlenmedi. BaÅŸka hastalara yaradıUzmanlar yine de, TNF antikorlarının, milyonlarca insanın hayat kalitesini yükselten bir yararını buldu. Bunlar septisemi veya septik ÅŸok taşıyan hastalar deÄŸil, romatizmal arterit veya enflamatuar bağırsak hastalığına yakalanan kimselerdi. Otoimmün hastalıklara dahil olan her iki rahatsızlıkta da aşırı bir sitokin üretimi olur. 1990’lardaysa diÄŸer sitokinlerin de ÅŸok içermeyen ağır septisemiyle baÄŸlantılı olup olmadığı araÅŸtırıldı ve sitokin gibi davranan HMGB1 adlı bileÅŸik saptandı. Hücre çekirdeÄŸinde yer aldığı da bilinen ve kromozomların yapısına katkıda bulunan HMGB1, tam olarak septik ÅŸoka neden olmuyor. New Scientist’teki habere göre, ancak ağır septisemiye çok benzeyen bir ÅŸekilde, hayvanlarda organ yetmezliÄŸi yaratıyor. Ayrıca, ağırlaÅŸmış septisemi hastalarının kanlarında çok çok yüksek seviyelere çıktığı da tespit edildi. Geçen yılsa, HMGB1 antikorlarının, ağır septiseminin bir modeli olarak kabul edilen ölümcül peritonit hastalığına yakalanmış fareleri koruduÄŸu açıklandı.Åžimdi ağır septisemiye neden olan daha baÅŸka moleküller de peÅŸinde bilim. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!