OluÅŸturulma Tarihi: Mart 21, 2004 00:00
15 yaşında. Tekirdağ’a 80 kilometre uzaktaki küçük bir beldede yaşıyor. Lise 1’inci sınıf öğrencisi. Bu yılın ilk tarih sınavında kağıdına gerçek babasını çok özlediği için dersine çalışamadığını, ölmek istediğini yazdı.Annem üzülmesin, kardeşimle ortada kalmasınlar diye tek kelime söylememiştimÇ.K. 15 yaşında. Tekirdağ’a 80 kilometre uzaktaki küçük bir beldede yaşıyor. Lise 1’inci sınıf öğrencisi. Bu yılın ilk tarih sınavında kağıdına gerçek babasını çok özlediği için dersine çalışamadığını, ölmek istediğini yazdı. Öğretmeni Filiz Gerey bu satırları ciddiye alıp Ç.K’yla konuşmasaydı, okul ve milli eğitim müdürleri harekete geçmeseydi küçük kızın yıllardır yaşadığı kabus ortaya çıkmayacaktı. Sabırla, sevgiyle yapılan konuşmada Ç.K’nın üvey babasının taciz ve tecavüzüne uğradığı, üstelik bunun tam altı yıldır sürdüğü ortaya çıktı. Ç.K’nın başına gelenleri değerlendiren Doç. Dr. Bengi Semerci ensestin Türkiye’de sanıldığından yaygın olduğunu söylüyor: ‘Yakınlarından umudunu kesen çocuk, yaşadıklarını güvendiği bir yetişkine anlatır. Yalan söyleyen çok az çıkar. Çocuğun taciz şikayeti mutlaka dikkatle incelenmelidir.’Üzerinde lacivert plili okul eteği ve süveteri var. Duruşu ‘Aslında ben 15 yaşında bir genç kızım’ diyor. Ama omuzları çökmüş. Çorlu Devlet Hastanesi’ndeki muayene sonrasında, Ç.K ve annesiyle konuştum. Küçük kız başına gelenlere rağmen çocuksu neşesini kaybetmemiş. Çantamı karıştırırken ‘içinde bir ben eksiğim’ diyor. Sonra yine omzu çöküyor. Olayın ortaya çıkmasının üzerinden 5 gün geçmiş. Üvey babası hapse girdiği için büyük ihtimalle onu suçlayan, sorgulayan bir akraba çevresiyle birlikte. Benimle konuşmayı kabul ediyor ama bir itirazı var: ‘Gazeteler benim söylediklerimi yazmadılar, ben annem biliyor demedim.’ Öylesine suçluyor ki kendini ‘Bunların hepsi benim yüzümden ortaya çıktı’ diye. O, tecavüz yükünü çekmeye devam etse sürüp gidecekti aile düzenleri, ama belki sonunda, tarih öğretmenine gizlice işaretini verdiği gibi, dayanamayıp intihar edecekti. NELER YAŞAYACAĞI DOĞMADAN BELLİYDİDaha doğmadan Ç.K’nın hayatının zorluklar içinde geçeceği belliydi. 17 yaşında evden kaçan annesiyle babasının, nikahlı mı nikahsız mı bilinmez, başarısız evliliğinin çocuğuydu. Daha o annesinin karnındayken babası evi terk etti. Annesi Z.E. Ordu’ya, ailesinin yanına döndü. Gençsin ‘laf atarlar’ gerekçesiyle, doğum bile yapmadan evlendirildi. İkinci evlilik de çabuk bozuldu.‘Kızımı öz babası almadı, senin yanında daha iyi bakılır, dedi. Evlatlık istediler vermedim. Ayrılamam, nereye gidersem o da benimle sürünecek dedim.’Z. E. üçüncü evliliğini Trakya’da C. E. ile yaptı. Ç.K daha 1,5 yaşındaydı. Yeni yürümeye başlamıştı. C.E.’nin de önceki evliliğinden iki oğlu vardı. Çiftin bir oğlu daha oldu. Trakya’da farklı yerlerde yaşadıktan sonra C.E’nin forklift operatörü olarak iş bulduğu Kalpaklı’ya yerleştiler. Anne Z.E ise tekstil fabrikasında çalışmaya başladı.SERVİSİNİ BEKLER ANNEMLE EVE GİDERDİMZ.E’nin anlattığına göre eşi çok içerdi. Yine de çocuklara el kaldırdığını görmemişti. Belki suçluluk duygusundan, Ç.K da normalde üvey babasının iyi davrandığını söylüyor. ‘Böyle bir şeyi nasıl yaptığını anlamadım’ diyor. Konuştukça tacizin yıllar önce başladığı çıkıyor ortaya: ‘Çocukluğumda olanları pek hatırlamıyorum. Üçüncü sınıfa gidiyordum, başladı. O zamanlar fazla bir şey yapmıyordu. Beni okşadığını sanıyordum. Yaptığı, sonrakiler gibi değildi.’ Ç.K’nın telaffuz etmek istemediği kelime 9 yaşından beri hayatındaydı, yani tam altı yıldır. Üvey babası üç haftada bir gündüz vardiyasına geçtiğinde hayat onun için kabusa dönüyordu. 16.15’te okuldan geldiğinde üvey babası evde oluyordu. Kardeşi o saatlerde okuldaydı. Ç.K. uzun süre tecavüze boyun eğmek zorunda kaldı. Sonunda üvey babasıyla mesai dönüşü yalnız kalmaması gerektiğini öğrendi. ‘Bazen annemi işten getiren servisin durduğu yere gidip beklerdim, annemle birlikte eve gelirdim.’ EVLADIMI YAKAR MIYDIM HİÇBİR ŞEY SEZMEDİMİddiasına göre, annesi hiçbir şey sezmemişti. ‘Evin içinde kocamın bir hareketini görmedim. Eğer öyle bir şeyden şüphelenseydim, haberim olsaydı ben evladımı yakar mıyım? Çeker giderim. Bu yaşa kadar çocukları büyüttük, çocuklar da birbirine bir fiske vurmadı, kocam da iyiydi. Anlamadım ne oldu?’ Bazen kızını ağlarken bulurdu. Fakat nedenini anlayamamıştı. ‘Olanları hiç fark etmedim. Bir seferinde ağlıyordu. Niye ağlıyorsun kızım, sıkıştıran mı var seni, diye sordum. Kafa salladı, ama niye kafa salladı anlamadım. Bir cevap vermedi ki bana...’Annenin kızıyla iletişimi bundan öteye gidemeyince, belki de evdeki düzenin bozulması istenmeyince, tecavüz sürüp gitti. Peki, üvey baba ‘annene söyleme’ demiş, küçük kızı tehdit etmiş miydi?Annesi bu konuda da başı öne eğik duran kızını konuşmaya teşvik ediyor. Şefkatli bir tonda soruyor: ‘Konuşsana kızım, bir şey dedi mi?’ Ç.K.’nın cevabı kısa: ‘Dediyse bile ben hatırlamıyorum...’Küçük kızın tecavüze tahammül edip açıklamamasının bir nedeni vardı. Ailenin dağılmasından korkuyordu: ‘Böyle olmasını istemedim, annem ve kardeşim şimdi ortada kalacak. Annem üzülmesin, ortada kalmasınlar diye ona tek kelime söylemedim. Yani üzerine basarak söylüyorum. Gazetede yazmışlar ya, annesinin haberi var diye asla doğru değil...’ ARKADAŞLARI FARK ETTİ ÜSTÜ KAPALI ANLATTIAnnesinin görmediğini, sınıf arkadaşları fark etmişti. Ağzını yokladılar, hatta açık uçlu sorularla Ç.K’nın yaşadığını ortaya çıkardılar. ‘Öyle ayrıntılı söylemedim... S., F. ve P.’yle bu konuyu konuştum. Beni üzgün görünce ne oldu diye sordular. Konuşmayınca önüme seçenek koydular. Evde mi sorun var, bir şey mi oldu yoksa, baban bir şey mi yaptı, diye sordular. Tahmin ettiğiniz gibi, dedim. Başka bir şey söylemedim. Olanları anneme anlatmamı önerdiler. Açıklayamazsan gel birlikte söyleyelim, dediler. Ben istemedim.’SINAV KAĞIDINDAKİ İMDAT ÇIĞLIĞISonunda tecavüzün ipuçları sınav kağıdında ortaya çıktı. Aslında Ç.K. sadece gerçek babasını özlediğini anlatmıştı. ‘Öğretmenim ben sınava hazırlanamadım. Babamı özledim, bu dünyada yaşamak istemiyorum’ diye yazmıştı. Olayların bu noktaya geleceğini hiç düşünmemişti: ‘1,5 yaşından beri babam beni aramıyor. Her çocuk babasını görmek ister. Onunla tanışmak istiyorum. Gözlerinin rengini bile bilmiyorum. Özlemimi yazdım. Öğretmenimle konuştuk, bunlar aramızda kalacaktı. Ama o okul müdürüne, milli eğitim müdürüne söylemiş. Olayların bu noktaya geleceğini düşünemediğim için hislerimi sınav kağıdına yazdım.’ BAŞKA BİR KENTE YATILI OKULA GİDECEKİki satırlık yazı nedeniyle annesinin, kardeşinin küçük dünyası parça parça olduğu için Ç.K şimdi çok pişman. Tecavüzden kurtulduğuna sevinmek yerine sürekli kendini suçluyor. Birkaç gün daha evde annesi, kardeşi ve üvey babasının annesiyle kaldı. Sonunda Sosyal Hizmetler Müdürlüğü kanalıyla, başka bir kente yatılı okumaya gönderildi. 12 yaşındaki erkek kardeşi Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilecek. Annesinin geleceği ise belirsiz. Çocuklar elinden alınıp, tek gözlü gecekondudan da ayrılmak zorunda kalınca yine memlekete dönecek. Ve bir kez daha, ailesinin uygun gördüğü kişiyle evlenmek zorunda kalacak.FİLİZ GEREY (Tarih Öğretmeni)Ben de anneyim, duyduklarımdan sonra günlerce uyuyamadımBakışından, hareketlerinden bir terslik olduğu anlaşılıyordu. Daha önce de onunla konuşmayı denemiştim. Neden ders çalışmadığını öğrenmeye çalıştım. ‘Bir sorunun mu var’ diye sordum. Bir şey söylemedi. Babasını özlediğini biliyorduk ama tacize uğradığını bilmiyorduk. Tarih notları kötüydü. Bu dönemin ilk sınav kağıtlarını okurken yazdıkları dikkatimi çekti. ‘Bu dünyada olmasam daha iyi olur. Belki bu akşam, yarın, belki de şimdi bile olabilir’ cümlesinden endişelendim. Daha önceki diyaloğumuzdan cesaret alıp ‘Belki benimle konuşursunuz’ notu düşmüş. Ertesi gün derse girince yanına gidip konuşmak istediğimi söyledim. Müdür Yardımcısı Menekşe Erdoğan’ın odasına çağırdım. Üçümüz konuştuk. Duyduklarımdan sonra geceler boyu uyuyamadım. Ben de bir anneyim çok etkilendim. MENEKŞE GÜL ERDOĞAN (Müdür Yardımcısı)‘Hocam öyle dokunmak değil daha fazlası’ dedi, annesinin de birkaç kere gördüğünü söylediÖnce derslerinin neden zayıf olduğunu sorduk. Babasını özlediğini söyledi. Meğer baba olarak tanıdığı kişinin üvey babası olduğunu beş yıl önce öğrenmiş. Üvey babasının ona nasıl davrandığını konuşmanın değişik bölümlerinde birkaç kez sorduk. ‘İyi davranıyor ama...’ dedi. Ayrıntılar üzerine konuşmak isteyince ağlamaya başladı, sustu. ‘Daha kötü bir şeyler yapıyor mu’ deyince ‘evet’ anlamında başını salladı. ‘Nedir’ sorusuna ‘Hocam siz tahmin edin’ cevabını verdi. Tam bir saat sohbet ettik, sonra yeniden ‘Tam olarak ne yaptığını bana söyler misin’ dedim. ‘Hocam öyle dokunmak gibi bir şey değil daha fazlası’ diye cevapladı. Filiz öğretmen ne kadar ileri gittiğini öğrenmek isteyince ‘Söyleyemeyeceğim, çok utanıyorum. Siz anlayın artık’ cevabını aldık. Her şey belliydi. Onu sınıfa gönderip, kimseye söylememesini tembihledik. Rehber öğretmenimiz yoktu, Rehberlik Araştırma Merkezi’nden yardım istedik. Bu arada birkaç kez daha konuşup iyice emin olduktan sonra Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurduk. Ç.K, annesini çağırıp konuşmak isteyince korktu, ‘hayır’ dedi. Annesinin olaydan haberi olup olmadığı sorduk. ‘Haberi var, birkaç defa gördü’ dedi. Ne tepki verdiğini öğrenmek istedik, ilk gördüğünde annesinin onu dövdüğünü söyledi. Sonrasında annesinin ‘Bir daha bir şey yaptı mı’ sorularına ‘hayır’ dediğini söyledi. Korkusu annesinin onu, anneannesinin köyüne göndermesiydi. ‘Orada uzun etek giymem, başımı kapatmam gerekecek. Okula gidemeyeceğim’ diyordu. Ayrıca annesinin onun için çalıştığını, olay ilgili makamlara yansıdığında kardeşiyle birlikte ortada kalmasını istemediğini söylüyordu. SEMA KARABİBER (Müdür)Babası, ‘Ben öyle yapıyorum ki, evlendikten sonra geri gelmeyeceksin’ demiş, evlerine gittim, hepsi aynı odada yatıyorOlayı anlatırken babasının ‘Ben öyle yapıyorum ki, evlendikten sonra geri gelmeyeceksin’ dediğini söyledi. Hemen çocukla birlikte Milli Eğitim Müdürü Ahmet Hamdi Zenginal’a başvurdum. Şube müdürümüzü alıp, annesinin çalıştığı fabrikaya gittik. Kızı otomobilde bırakıp anneyle konuştuk. Kızının başarısızlığının nedenlerini, evde dövülüp dövülmediğini sordum. Her şeyi inkar etti. Bu arada evde bir üvey ağabey olduğunu öğrendik. Vahim bir durum olduğunu vurgulayıp biraz daha sıkıştırınca ağlamaya başladı. ‘Ne söyleyeceğinizi tahmin ediyorum’ dedi. Kızı evden almayı önerdik. Gizli olması koşuluyla kabul etti. Evlerine gittiğimde hepsinin aynı küçük odada yattığını gördüm. Hayırsever bir işadamının yardımıyla ona elbise aldık.AŞKIN YAŞAR TOPUZOĞLU (İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Sekreteri)Ensest ayrı bir suç değil kanunda yeniden düzenlenmeliAile içindeki cinsel istismar Türk Ceza Kanunu’nda ayrı bir suç olarak düzenlenmemiştir. Irza geçme, ırza geçmeye teşebbüs suçunun ağırlaştırıcı sebebi olarak geçiyor. Çocuğa bakmakla mükellef olan veli, vasi, mürebbi, öğretmen ve hizmetkarlar çocuğa karşı bu suçu işlerse ceza 1/2 oranında artırılıyor. Suç, anne ya da baba tarafından işlenince Medeni Kanun’a göre, çocuğun velayeti alınır. Bu durumda mevcut ve doğacak çocukların da velayeti alınır. TCK’nın 414’üncü maddesine göre her kim 15 yaşını bitirmemiş birinin ırzına geçerse en az 5 yıl ağır hapis cezası alır. Suç şiddet, tehdit ve hileli vasıtasıyla işlendiğinde ceza en az 10 sene ağır hapse çıkar. Irza geçme teşebbüsü de en az 3 yıl ağır hapis ile cezalandırılır. Bunun uzun yıllar sürmesi ağırlaştırıcı sebeptir.Anne biliyor ve saklıyorsa o da TCK’ya göre suçludur. Yapılacak yeni TCK düzenlemesinde ensest bağımsız bir suç olarak ele alınmalı. Ceza boyutunun yanı sıra rehabilitasyon yönü de kapsamlı ve ayrıntılı hükümlerle düzenlenmeli.NECMETTİN YALINALP (Çerkezköy Kaymakamı)Yasaları hatırlattım savcılığa duyurdukMilli Eğitim Müdürü ve öğretmenler çocuğu babasının haberi olmadan bir yurda yerleştirmeyi önerdi. Ben de yasaları hatırlattım. Suç işlendiğini gördükten sonra bunu yetkili mercilere
haber vermemek suçtur. Ayrıca, çocuÄŸu yurda göndermek için bile önce durum tespiti yapılmalı, anne ve babanın muvafakatı alınmalı. Baba tutuklansa bile geride kalanlara Sosyal YardımlaÅŸma Vakfı kanalıyla destek olabilirdik. Jandarmanın devreye girmesi gerektiÄŸini anlattım. Sonra da savcılığa suç duyurusunda bulunduk.DOÇ. DR. BENGÄ° SEMERCÄ° (Çocuk psikiyatrı- Yeditepe Ãœniversitesi Tıp Fakültesi) Tacize uÄŸrayan çocuk çok nadir yalan söyler, bu yüzden ciddiye alınmalı ve korunmalıÇocukla kanbağı olan ya da ona bakmakla yükümlü kiÅŸilerin her türlü cinsel eÄŸilimi aile içi cinsel iliÅŸki, yani ensesttir. Sanıldığı gibi kurbanlar sadece kız çocuklar deÄŸildir, erkek çocuklar da tacize uÄŸrayabilir. Ancak ensest kurbanı kızların sayısı erkeklerden 5 kat fazla. Gözlem ve haberlere bakarak ensestin Türkiye’de çok olduÄŸunu, geleneksel yapı nedeniyle örtüldüğünü söyleyebiliriz. Ensest yaÅŸanan aileler bazı ortak özellikler taşıyor: Kalabalık aile, genç yaÅŸta çocuk sahibi olma, aşırı dinsel uÄŸraÅŸlar ve gelenekçi tutumlar, çevreden sosyal olarak kopuk aile, aynı odayı ya da yatağı paylaÅŸma zorunluluÄŸu, çocuklar üzerinde denetimin yetersizliÄŸi... Ensest yaÅŸanan ailelerin bireylerinde alkol bağımlılığı ya da ruhsal hastalık çok sık görülür, anne baba arasında cinsel sorunlara rastlanır. Genelde evin büyük çocuÄŸu tacize uÄŸrar. Büyük kısmında hafif zeka geriliÄŸi görülür. Kurbanlar edilgen, içine kapanıktır, fazla arkadaÅŸları yoktur. Annelerinin eÄŸitimi yetersizdir, bağımlı, olgunlaÅŸmamış kiÅŸilik özellikleri taşırlar. ÇoÄŸunda ruhsal hastalık, zeka sorunu ya da cinsellikte kısıtlı iliÅŸki sorunu vardır. Kızlarıyla annelik rolünü deÄŸiÅŸtirirler. Muhtemelen kendisi ya da kardeÅŸi ensest kurbanıdır. Enseste yönelen babalar ise geçmiÅŸte örselenmiÅŸ, alkol ya da madde bağımlısı, iÅŸsiz, anti sosyal kiÅŸilik özellikleri gösteren kiÅŸiler.Tacize uÄŸradığını söyleyen çocuk ciddiye alınmalı, uzman kuruluÅŸlar tarafından korunmalı. Çocuklar bu konuda çok nadir yalan söyler. Åžu unutulmamalı: Tecavüzü söylemek çocuk için çok zordur. Ä°nanılmayacağı korkusuyla çoÄŸunlukla tacize katlanmak zorunda kalır. Taciz iddiasında mutlaka aile bireyleriyle baÄŸlantıya geçilmeli. Ne kadar inkar edersek edelim, aile her zaman sanıldığı kadar kutsal deÄŸil. Bazen yanlışlar olabiliyor. Çocuk ciddiye alınmadığında ÅŸikayetini tekrarlamayabilir, yıllarca tecavüze katlanır. Bir suçu olduÄŸunu, bu nedenle cezalandırıldığını düşünür. Sonuç depresyondan intihara kadar uzanır. Bazen çocuklar uyarım nedeniyle cinselliÄŸi çok erken yaÅŸta, uygunsuz ÅŸekilde yaÅŸamaya baÅŸlar. Yıllar sonra bu ciddi ruhsal hastalığa neden olur. Çocuk tacizi o kadar derine gömer ki, unutabilir. TERCÄ°HÄ°MÄ°Z TACÄ°ZCÄ°NÄ°N EVDEN UZAKLAÅžTIRILMASITacizde bizim tercih ettiÄŸimiz yöntem çocuk yerine tacizciyi aileden uzaklaÅŸtırmak. Çocuk onu sevenlerle kendini daha mutlu ve güvende hisseder. Annenin ruhsal problemi varsa çocuk korumaya alınır. ÇocuÄŸa yaÅŸadığı tacizin onun herhangi bir suçundan kaynaklanmadığı, durduramayacağı bir durumla karşılaÅŸtığını mutlaka anlatmak gerekir. Çocuk anneden umudunu kesmiÅŸse yaÅŸadığı tacizi güvendiÄŸi herhangi bir eriÅŸkine söyler, bu da çocuÄŸun kurtarılabilecek durumda olduÄŸunu gösterir. Böyle bir durumda karşılaÅŸan öğretmenin yapması gereken okulun baÄŸlı bulunduÄŸu bölgenin rehberlik eÄŸitim araÅŸtırma merkezine baÅŸvurmaktır. Â
button