Seni uzaktan sevmek...

Güncelleme Tarihi:

Seni uzaktan sevmek...
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2005 22:12

Efsane aşklardan öğreneceklerimiz var, diyordu Kelebek’in Renkler sayfasının başlığı. Azize Abla’nın elinden çıkmış bir derlemeydi. Richard Burton-Liz Taylor aşkından, Winsdor Dükü ile Madame Sampson idilinden, Ronald ve Nancy Reagan’dan hatta John Lennon ve Yoko Ono’dan hayata dair dersler çıkarılmıştı. Ama en çarpıcı olanı içlerinde en eskisi, 12.yüzyılda yaşamış Fransız din bilgini Pierre Abélard ile genç öğrencisi Héloise’in dillere destan aşkıydı...

(Yanda: Abbot Fulbert, Abelard ve Heloise’i yakalıyor – Jean Vignaud, 1819)

20 yaş farka ve öğretmen-öğrenci ilişkisine rağmen birbirlerine aşık olmuşlar; genç kız hamile kalınca evlenmek istemişler ancak Héloise’in amcası engel olmuş. (Gerçek bir hikayedir, pek çok kitaba, şiire konu olmuştur.) Kızgın amca adamlarını göndererek yaşlı aşığı hadım ettirtir. Bir daha asla bir araya gelemezler, Héloise bir manastıra kapanır. Ama aşkları hiç bitmez, Abélard ölene kadar mektuplarda devam eder...

Kelebek’te Azize Abla bu aşkı şöyle anlatıyor:

PIERRE ABELARD ve HELOISE

12’nci yüzyıldan günümüze kadar unutulmamış bir aşk hikayesi onlarınki... Pierre Abelard, bir din bilginiydi. Heloise de onun zeki ve yetenekli öğrencisiydi. Öğrencisinden 20 yaş büyük olan din bilginiyle, güzel Heloise’in birbirlerine aşık olmaları uzun sürmedi.

Sevgililer gizli gizli buluşmaya başladılar. Heloise hamile kalınca, Abelard, sevgilisiyle evlenmek istedi. Ancak aşıkların mutluluğu çok kısa sürdü. Heloise’in amcası bu evliliğe karşı çıkıyordu ve her gün yeni evlilere tehditler yağdırıyordu.

Abelard, büyük bir aşkla sevdiği eşini korumak için onu bir manastıra gönderdi. Öfkeli amca, bu olaya daha da büyük tepki gösterdi ve adamlarını gönderip Abelard’ın hadım edilmesini sağladı. Bu olaydan sonra sevgililer birbirleriyle mektuplaşarak duygularını ifade ettiler. Mektuplaşmalar sayesinde aşkları ilk günlerdeki gibi devam etti. Heloise sevgili kocasından 21 yıl sonra, 1163 yılında öldü. Bu büyük aşkın iki kahramanının mektupları bugün de okunuyor.

Ve Kelebek şöyle bir ders çıkarıyor bu ilişkiden:

ALMAMIZ GEREKEN DERS

Günümüzde pek çok kadın ve erkek, aşk ile seks ilişkisini birbirine karıştırıyor. Aşkın, sadece seks yapma isteğinden ibaret olduğunu sanıyor.

Bu aşk hikayesi, gerçek aşklarda ihtiyaçların değil, duyguların önem kazandığını bize kanıtlıyor. İki kişinin birbirini görmeden, birbiriyle temas etmeden de aşklarını devam ettirebileceklerini gösteriyor.

Tabii kadınla erkeği birbirine bağlayan duygu gerçek aşk olursa!

*

Azize Ablamın hoşgörüsüne sığınarak bir itirazım var.

Tamam Abélard ve Héloise’in destansı aşkı, aşkın cinsel ilişkiden ibaret olmadığını göstermiştir de... başka şansları da yoktu aşıkların, doğruya doğru.

Kız bir manastıra kapanmış, ömrünün geri kalanını bir başrahibenin yönetiminde, kendisi gibi kadınlarla, sabahtan akşama kadar dua ederek geçirecek.

Esas oğlanın vaziyeti daha da vahim. Müstakbel kayınamcası (denir mi acaba?) iki adam gönderip iğdiş ettirmiş, iğdiş iğdiş yani hadım! Takım taklavat gitmiş. Héloise’i uzaktan da olsa masum bir aşkla sevmeyip de ne yapacak? Hani utanmasam ‘elinden başka ne gelir fakirin?’ diyeceğim...

Birbirlerini uzaktan ‘seviyor’ gariban, mecburiyetten.

Yakına gelseler ne yapacaklar ki?



*



BUNDAN SONRASI İSTEĞE BAĞLI: Belki diğer aşıklardan çıkan dersi de okumak istersiniz diye, Kelebek’teki yazıyı olduğu gibi aparttım aşağıya.

Efsane aşklardan öğreneceklerimiz var

Efsaneleşmiş aşk hikayeleri, sadece güzel vakit geçirmenizi, romantik hayallere kapılmanızı sağlamakla kalmaz... Size kendi hayatınıza dair dersler de verirler. Unutulmaz aşk hikayelerini bir de o gözle incelerseniz, belki kendi aşk hayatınızın akışını bile değiştirebilirsiniz!

Azize BERGİN – Kelebek, 3 mayıs

RICHARD BURTON & LIZ TAYLOR

Bu iki büyük oyuncu biraraya geldiği zaman, ilişkilerine ait her şey dünya çapında olaylar yaratmıştı. Richard Burton’un Liz Taylor’a hediye ettiği değerli mücevherlerden tutun da, boşanma öykülerine kadar her şey büyük yankı uyandırmıştı.

Medyanın deyimiyle skandal, 1961 yılında menekşe gözlü yıldız ile İngiliz aktör, Kleopatra filminde oynamak için Roma’da buluştukları zaman patlak vermişti. Bu yasak aşkın alevleri her şeyi yakıp kül ediyordu. Liz’in kocası Eddie Fisher ve Richard Burton’un eşi Sylvie Burton olanları karşıdan seyrediyorlardı.

Yasak aşkın kahramanları 1964 yılında evlendiler. 10 yıl sonra ise bu evlilik nasıl başladıysa, öyle bitti. Yani ortalık yine karıştı. Bir yıl sonra tekrar evlenen çiftin ikinci beraberliği ise sadece dört ay sürdü.

ALMAMIZ GEREKEN DERS

Aşk, her zaman mutluluk getirmez. Aşkın, taraflara zarar vermesi de mümkündür. Tutkulu aşklar, kural tanımaz. Kahramanlarına da her zaman mutluluk getirmez. Aşıklar birbirlerine kavuştuktan sonra her şey güllük gülistanlık olmayabilir.

*

WINDSOR DÜKÜ & DÜŞESİ

1936 yılında İngiltere’de, sofralarda tartışılan bir tek konu vardı: 42 yaşındaki Kral Sekizinci Edward ile 40 yaşındaki Wallis Simpson adındaki Amerikalı kadının skandal yaratan aşkı! Wallis Simpson, kesinlikle güzel bir kadın değildi ama çirkinliğini gizlemek için herkesten daha güzel giyinmeyi biliyordu.

Kraliyet ailesi, kralın dul bir Amerikalı’yla evlenmesine karşı çıkıyordu. İngiliz hükumeti de bu evliliği onaylamayacağını açıklayınca, ipler koptu. Kral Sekizinci Edward, sevdiği kadının desteği olmadan ülkesini yönetemeyeceğini belirterek tahttan feragat etti. Kral ile sevgilisinin İngiltere’den ayrılıp sürgüne gönderilmeleri aralarındaki ilişkiyi etkilemedi. Onlar, birlikte oldukları sürece dünyanın herhangi bir köşesinde yaşamayı kabul ediyorlardı.

Gerçi yıllar sonra bu evliliğin arkasında başka politik nedenlerin yattığı, kralın çocuğu olmayacağını anladıktan sonra tahttan feragat ettiği ileri sürüldüyse de, bu aşk 20’nci yüzyılın efsane aşkları arasına girdi.

ALMAMIZ GEREKEN DERS

Kuralları, sorumlulukları ön plana alırsanız, hayatınızdaki kişiye beslediğiniz duygunun aşk olmadığını kabul etmelisiniz. Aşk, mantık ve kural tanımaz. İnce hesaplarla aşkı sürdürmek imkansızdır.

*

RONALD & NANCY REAGAN

ABD’nin 40’ıncı başkanı, eski aktör Ronald Reagan, 1955 yılında Nancy Reagan’a yazdığı bir mektupta şöyle demişti: ‘Seni o kadar çok seviyorum ki, biraraya gelebilmemiz için bunca yıl beklemiş olmam beni hiç etkilemiyor. Beklemek aşkımı daha da güçlendirdi.’

Reagan’lar tanıştıkları zaman Nancy Davies, MGM’in kadrolu oyuncularından biriydi. Ronald Reagan da eşi Jane Wyman’dan kısa bir süre önce boşanmıştı. Ronald Reagan, Nancy ile 1955 yılında evlendi. Nancy Reagan, bu evliliğin günün birinde onu Beyaz Saray’a taşıyacağını elbette aklına getirmemişti. Karı-koca birlikte çok zor günler geçirdiler. Ronald Reagan, Alzheimer hastalığına yakalanınca, Nancy, kadere boyun eğdi ve kocasını ölünceye kadar onun her şeyi olmayı sürdürdü.

ALMAMIZ GEREKEN DERS

Gerçek aşk, kolay kolay ölmez. Hastalıklar, acı olaylar, engeller, aşıkların duygularında bir değişikliğe neden olmaz. Tam tersine pek çok sevgili, bu zorluklar karşısında aşklarını perçinlerler.

*

JOHN LENNON & YOKO ONO

John Lennon 1966 yılında Londra’da düzenlenen bir sergide tanıştığı Japon sanatçı Yoko Ono için ‘Onunla tanıştığım an, her şeyi bırakmam gerekti’ demişti.

Galeride başlayan aşk, 1969 yılında nikahla noktalandı. Karı kocanın hippilere özgü yaşantıları, çevrede tepki yaratıyordu. John Lennon, Japon sevgilisi uğruna, oğlunun annesinden boşanmıştı. Ayrıca Beatles topluluğuyla da ilişkisini kesmişti. Beatles hayranları Yoko Ono’yu bu iki nedenden ötürü suçluyordu. Fakat bu tepkilerin hiçbiri John Lennon ve Yoko Ono’yu etkilemedi. Onlar, aralarında bir ruh beraberliği kurmuşlardı...

John Lennon’ın 1980 yılında bir cinayete kurban gitmesiyle beraberlikleri sona erdi! Ama Yoko Ono, aşkını kalbinde yaşatmaya devam ediyor.

ALMAMIZ GEREKEN DERS

Günümüzde, ruh beraberliğine inananların sayısı pek fazla olmasa gerek. Ama gerçek aşk, kişilerin ruhlarını etkisi altına alır. Sevgililer, bu ruh beraberliği sayesinde aşklarını sürdürürler.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!