Seni tanıyamadım!

Güncelleme Tarihi:

Seni tanıyamadım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2004 19:31

‘Serdarcığım, senin haldır huldur Çukurcalar’da koşturduğun günlerde, buradaki gazetelerden birinde bir fotoğraf gördüm. İkimizin de çok iyi tanıdığı, eski bir dost, bir zamanların (eskiden böyle denmezdi gerçi) ‘sosyetik güzeli’ M.Ç.nin bir bardan çıkarken çekilmiş bir resmi. Daha doğrusu, bizim bildiğimiz M.nin burnu, ağzı, dişleri, memeleri, karnı, kalçaları, gıdısı, göz kapaklarının altı ve üstü, hatta (inanmayacaksın ama) kulak memesi bile rektifiye görmüş hali... (Berrin’in notu.)

Haberin Devamı


Orta yaşlı kadın, hastaneye getirildiğinde komadaymış. Tam yoğun bakıma alınırken kalbi durmuş. Kendini kör edici bir ışığın içinde, Tanrı’nın karşısında bulmuş:

- Vaktim mi geldi, Tanrım?

- Hayır, demiş Tanrı. Daha 43 yıl, 2 ay, 8 gün ömrün var...

Kalp masajıyla hayata döndürmüşler kadını. Bir iki gün içinde de tamamen iyileşmiş.

- Hazır hastaneye yatmışken, estetik yaptırayım, demiş kadın. Mademki 43 yıl daha ömrüm var...

Yüzünü gerdirmiş, yağlarını aldırmış, lazerle miyopluktan kurtulmuş, gözlerine yeşil lens takıp, saçlarını da sarıya boyatmış. Ve, en az on yaş genç, bomba gibi bir sarışın olarak hastaneden taburcu edilmiş.

Tam ayağını kaldırımdan aşağı atıyormuş ki, hızla gelen bir ambulans kadını ezip, metrelerce sürüklemiş. Yine kör edici ışık ve kendini yeniden Tanrı’nın huzurunda bulmuş:

Haberin Devamı

- Hani en az 43 yıl daha ömrüm vardı! Ölmeme neden izin verdin?

- Vallahi kusura bakma, demiş Tanrı, inan seni tanıyamadım!


(Bizim plastik güzellerin muhasebesini yukarıda kim tutuyorsa yandı demektir. Envanteri üç günde bir yenilemek lazım).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!