Güncelleme Tarihi:
TANIŞMA VE ARKADAŞLIK
- Villiers-le-Bel Derneğimizde tanıdım. İlk anlar öyle samimiyetimiz yoktu. Sonrasında hayatın akışı deriz ya daha da samimileşmeye başladık.
- Gözlemlediğim kadarıyla sakin, düzgün bir insandı. Sürekli dernek çevresindeki arkadaşlarla temas halinde gördüğüm için güvendim. İkinci bir izlenim, hep kendisine hedef belirlerdi. Bu ortamda hep bir konuma gelmek istediğini söylerdi.
- Eve gelip gitmeye başladı. Ardından bana evini açar mısın deyince ben de dernek çevresinde gayret gösteren bir şahıs olarak gördüğüm için evimi kendisine açtım. Son 1.5 ay beraber kaldık aşağı yukarı. Üç kişi kalıyorduk.
BABASI KÜRT, ANNESİ TÜRK
- Gerillacılığa sempatisi var gibi görünüyordu. Kendisini tamamen bu harekete adamak istiyordu.
- Babasının bir Kürt olduğunu ancak Kürtlüğü sevmeyen bir tarzda olduğunu söyledi bana. Babasından şikayetçiydi. Kürtlüğe karşı çıkıyor ama iltica oturumu aldı diyordu. Ve özellikle boşanıp Fransa’ya döndüğü esnada burada Kürt halkı içerisinde ilgi görmüş. Derneğimize gitmiş Villiers-le-Bel’e. Oradaki arkadaşların sıcak davrandığını söylemişti. Annesinin Türk olduğunu ve ailesinin derneğe gidip
gelmesini engellediğini ve tepki gösterdiğini söylemişti.
- Ben senden daha iyi Kürt’üm diyordu hep. Telefonlar geliyordu tabii ama çok sorma gereği duymuyordum. Özellere girmiyordum.
OLAY GÜNÜ EVDEYDİLER
- Olay günü gece 03.05 ya da 03.07 sıralarında bir arkadaşımız beni aradı. Arkadaşların öldüğünü söyledi bana. Ben de bunun şokuyla nasıl giyindim bilmiyorum. Her ikisini de ben uyandırdım. Arkadaşlar böyle diyor dedim. Ben inanmıyorum, dedi. Hemen toparlanın gideceğiz, dedim. Aşağı indim bir iki sigara içtim. Tabii onları beklemek zorunda kaldım. Daha sonra arabayla arkadaşların öldürüldüğü yere gittik.
- Ben inanmıyorum dedi. Kendileri olduğuna inanmıyorum dedi bana. Böyle bir şey olamaz. Sağ salim gördüm ve ayrıldım kendilerinden dedi. İnanmak istemediğini söylemişti bana.
45 TAKIM ELBİSESİ VARDI
- Baskın, bir gece (gözaltında) kaldık. Ertesi gün bizi arabayla getirdiler eve. Bir sürü telefon çıktı. Hatırlamıyorum tam, 4-5 telefon.
- Bir de şöyle bir şey var. 45 takım elbisesi vardı. Sorduğum zaman mağaza mıdır bu nedir diye sorduğumda akrabalarım bana alıyor, ailenin tek çocuğuyum diyordu. Genelde kimsenin çok özelini karıştırmam aileden böyle bir insanım. Ama üzerinde tornavida, anahtar, bıçak, sprey bu tür şeyler taşıdığını biliyordum. Sorduğumda ‘ben her zaman hazırlıklıyım. Senden iyiyim. Ben her zaman bir şeyler yapmak istiyorum’ diyordu.
- Kendisini hiç namaz kılarken görmedim ama bana niye camiye gitmiyorsun dedi, camiye gidelim dedi. Ben komünist bir insanım dedim ki bana dayatmada bulunmasın.
- Bazen oluyordu. Bazen eve gelmiyordu. Ben Normandiya’ya geçeceğim ya da kızkardeşime gideceğim diyordu.