Semtler de insanlara benzer

Güncelleme Tarihi:

Semtler de insanlara benzer
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2011 00:51

Karantina, tarihi cumhuriyet öncesine dayanan, İzmir’in kadim bir semtidir. Yeni nesil Küçükyalı olarak bilebilir ama oranın eskileri hâlâ inatla bu tekinsiz kelimeyi kullanırlar semtleri için.

Haberin Devamı

Her ne kadar Göztepe Spor Kulübü’nden dolayı “Gözgözlüyüm” desem de benim erken gençliğim bu muhitte geçmiştir. Ama pek incelemeden, umursamadan arşınladım o sokakları. Annem iki yıldır oyun çevirilerini ve hikâyelerini erteledi, bu semti araştırdı. Sokak sokak gezdi, semtin sakinleriyle konuştu, gazete sayfalarına daldı, eski fotoğrafların arkasındaki notları büyüteçle okudu, adeta bir dedektif gibi geçmişin izini sürdü. Sonunda da ‘Yitik Zamanın Peşinde Karantina’ isimli kitap çıktı. Kitabı okuyunca bu semte olan hayranlığım arttı. Halikarnas Balıkçısı’ndan Sezen Aksu’ya, Ferdi Özbeğen’den Haluk Bilginer’e kadar birçok sanatçının yolunun geçtiği Karantina’nın isimsiz ama birbirinden ilginç karakterleriyle tanıştım. Neden İzmirlilerin sigorta yerine “asfalya” dediğini öğrendim. Kitaptaki gibi, sahilden denize girilebilen bir İzmir’in hayalini kurdum.

Haberin Devamı

*  Anlatmak ve geçmişini aydınlatmak için neden Karantina’yı seçtin?
-Heyamola Yayınları’ndan İzmir’in bir semtini yazmamı istediklerinde, Karantina’yı seçtim. Öncelikle o semtte doğduğum ve büyüdüğüm için bana çok şey ifade ediyordu. Karantina isminin gizemli bir anlamı olduğunu da düşünüyorum. Bir kıyıda, bir sınırda beklemeyi düşününce farklı şekillerde içini doldurabileceğimiz bir kavram, hatta bir sembol bence.
*  Nereden geliyor bu isim?
-19. yüzyılda dışarıdan gelecek salgın hastalık tehlikesine karşı karantina idaresi kurulmuş. Karantina, İtalyanca’dan alınmış, kırk, kırklık, kırktan ibaret anlamını taşıyor. İstanbul’dan sonra ikinci karantina idaresi 1840’ta İzmir’de kuruluyor. Henüz Mithat Paşa Caddesi yok. O zamanki ismiyle Kallithea (Yunancada güzel manzara demek) şehrin en uç yerleşim bölgesi o vakitler. Önce gemiler Karantina sahilinde denizde kırk gün bekletiliyor. Yolcular barakalarda kalıyor. 1846’da Mithat Paşa Meslek Lisesi’nin yanındaki yerde bir karantina binası inşa ediliyor. O günden sonra semtin adı Karantina olarak kayıtlara geçiyor. 1863’de karantina idaresi Urla’ya taşınsa da semt sakinleri arasında bu isim günümüze kadar yaşamaya devam ediyor.
AYNI HAYATLARI YAŞAMIŞIZ
*  Kimler yaşamış bu Karantina’da?
-1885’te muhtarlıklar kurulmaya başlandığında “Karantina Rum mahallesi” olarak kayıtlara geçmiş. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve İslâm olarak kayda geçen Türkler birlikte yaşamışlar. 1911’de resmi belgelere Karantina İslam ve Karantina Rum olarak kayıt düşülmüş. Attila İlhan’ın “Karantinalı Despina” adlı şiiri işgal dönemi hakkında ipuçları sunuyor. 1922’den sonra semtin kozmopolit yapısı kaybolmuş. Balkanlar’dan, Girit’ten gelen mübadillerle İzmir’in daha eski Müslüman semtlerinden ve Ege’nin ilçelerinden gelenlerin yanısıra Yahudiler de önemi sayıda bir grup olarak birlik, beraberlik içinde yaşamışlar. ‘Dünden Yarına İzmir Yahudileri’ kitabının yazarı Sara Pardo, bana semtteki Yahudiler’in yaşantısını çok renkli örneklerle anlattı. Onun anılarıyla bizim anılarımızın hiç farkı yok. Hepimiz aynı hayatları yaşamışız.
*  Karantina adı ne zaman değişmiş?
-Bugün İzmir’de Karantina adlı bir semt yok. 1937’de belediye meclisi, maziyi hatırlatan sokak ve mahalle isimlerinin değiştirilmesine karar veriyor. Sokak isimleri kaldırılıyor, sokaklar numaralandırılıyor. Karantina mahallesi Mithatpaşa Mahallesi adını alıyor. Buradaki otobüs durağına Küçükyalı deniyor. Kısa bir süre önce semt sakinleri aralarında imza toplayıp Karantina adının geri verilmesi için belediyeye başvurmuşlar. Ben bu çabanın altında geçmişe sahip çıkma, maziyi hatırlama ve tarihi geçmişe kök salmış bir semte ait olma arzusu olduğunu düşünüyorum.
GENÇLİĞİNİ CANLANDIRMAYA ÇALIŞTIM
*  Kitapta Karantina bir roman karakteri gibi anlatılmış. Özellikle mi böyle kurguladın?
-Bence semtler de insanlara benzer. Doğar, büyür ve yaşlanırlar... Karantina şu anda adını, yaşını, hatıralarını unutmuş bir demans hastasına benziyor. Oysa ben onun gençliğini canlandırmaya çalıştım. Piyano çalan, şarkı söyleyen, bale yapan sakinleri gibi neş’eli, canlı, enerjik ve sportmen bir karakter. Sinemadan, tiyatrodan çıkmıyor. Taklit yapmaya bayılıyor. Her daim âşık ve biraz avare. Boğazına düşkün. Lezzet meraklısı. Çalışkan bir öğrenci aynı zamanda. Onca profesör boşuna mı mezun oldu Berber Mümtaz üniversitesinden? Aslında bu kitapta her biri bir roman olabilecek çok sayıda hikâyecik var.
*  Bu neşeli karakter sonra nasıl ve ne zaman değişti?
-Bugün oraya kırk yıl önceden biri gelse kesinlikle tanıyamaz. Geçmişten kalan sadece tarihi Mithatpaşa Meslek Lisesi binası, Hamidiye Camisi ve Karantina hamamı var. İzmir’in en güzel köşkleri, yalıları, sakız tipi evleri bu semtteydi. 70’lerin başıydı, sahil şeridine ve Mithatpaşa Caddesi’ne 8 katlı apartman izni verilince, hepsi tek tek yıkıldı, yerine şehrin rüzgârını kesen bitişik nizam betondan sevimsiz bir set dikildi. O güzelim bahçeler, ağaçlar, çiçekler, sarmaşıklar yok edildi. Arnavut kaldırımları asfaltla kaplandı. Karantina’nın güler yüzlü, süslü cumbaları, deniz banyoları, iskeleleri, kumsalları, yelkenleri, şarpileri, sandalları, bütünüyle denize dönük yaşantısı asfaltı ilerleme sayan çarpık bir medeniyet zihniyetine kurban edildi. Şehrin ve semtin ruhu öldü, neşesi kaçtı.

Haberin Devamı

SEZEN AKSU VE HALUK BİLGİNER BU SEMTİN ÇOCUKLARI

*  Eski günlerden aklında en çok kalan yerler?
-Karantina şehrin kültür merkezlerinden biriydi. 1950’den sonra kapatılan Halkevi’nde semtin gençleri tiyatro yapmış. Benim çocukluğumda halkevinin yerinde Köşk Sineması vardı. Semt sinemaları sadece sinema değil bir sosyal iletişim merkeziydi. İzmir Radyo ve Filarmoni Orkestraları’nın temelinin Karantina’da akrabam Selahattin Berksoy’un evinde atılmasını, ilk konserlerini Köşk Sineması’nda vermelerini, o yıllarda ünlü müzisyenlerin burada yetişmiş olmasını çok önemsiyorum. Sezen Aksu bu mahallede alıyor ilk müzik derslerini, Haluk Bilginer bu semtin çocuğu ve daha nicelercesi. Karantina, ülkemizin modernleşme tarihini yansıtıyor. Komşuluğun, arkadaşlığın çok değerli olduğu günleri hatırlıyorum. Eski evlerle, güzel köşklerle birlikte kaybettiğimiz bir yaşam tarzı var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!