Sempozyuma 18 ton çamur

Eskişehir Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen ve yarın sona erecek olan 5. Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu, Kurt Kiremit Fabrikası’nın bahçesinde bir şenlik havasında gerçekleşiyor. Yarın sona erecek 15 günlük sempozyum süresince kente sanatçılar geliyor, konferanslar düzenleniyor, seramik ve geleneksel el sanatları sergileri açılıyor.
Dış mekanları süsleyen bahçe seramiklerinin üretildiği sempozyuma bu yıl 10 sanatçı katılıyor: Achim Kühn ve Dorit Bereach (Almanya), Martha Jimenez Page (Küba), Kim Yong Moon (Güney Kore), Peter Randall (İngiltere) ile Oya Uzuner, Sakine Çil, Metin Yurdanur, Erdinç Bakla ve Türker Özdoğan (Türkiye).
Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç etkinlikle ilgili şunları söylüyor: “Kentimizin, özellikle de Tepebaşı bölgesinin önemli kimliklerinden pişmiş toprağa sahip çıkmak; sanatsal, sektörel ve bilimsel olarak ele alıp geleceğe taşımak istiyoruz. Bu sempozyumu düzenlediğimiz için çok mutluyuz.”
Sempozyumun düzenleme kurulundaki Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Bilgehan Uzuner de, Eskişehir’in pişmiş toprak konusunda bir merkez haline geldiğini, bunun da kent kimliğine dönüştüğünü anlatıyor: “Sempozyumu iki sene önceden planlamaya başlıyoruz. Seramik ağırlıklı olsa da, plastik sanatların her türünü dahil etmek istiyoruz. Sanatçılar hiçbir şey getirmiyor. Malzemeleri biz sağlıyoruz. Bu sene 18 ton çamur hazırladık”

AYRAN HAYATIMIN İÇECEĞİ

Yabancı sanatçıların tamamı ilk kez Eskişehir’de bulunuyor. Ressam Dorit Bereach de ilk defa bu sempozyumda seramikle tanışmış: “Eskişehir’de muhteşem bir deneyim yaşadık. Diğer sanatçılarla arkadaştan öte olduk. Bize yardım eden öğrenciler çok çalışkan ve bilgili. Yemekler de harika. Ayran hayatımın içeceği.”
Hacettepe Üniversitesi’nde de ders veren Kim Yong Moon ise karnıyarığa bayılmış ama tatlıları fazla şekerli bulmuş. Eskişehir’deki sanat eserlerine şaşıran Moon; “Zengin birinin odasında duracak eserlerin dışına çıkmak çok güzel. Benim eserim belediye binasının önüne yerleştirilecek. Pek çok insanın görecek olması çok heyecan verici. Her seferinde başka birinin bakmasıyla eserim yeniden yaratılacak.”
Sempozyumda pişmiş toprakla çalışmayan tek sanatçıysa Achim Kühn. Berlin’deki atölyesini ziyaret eden belediye başkanı Ahmet Ataç’ın davetini memnuniyetle kabul etmiş. ‘Ateş Kuşu’ eserinde demirle çalışan ortaya Kühn ülkesinin tanınan isimlerinden ve Türkiye’ye ilk gelişi: “Sınırların önemsizliğini anlatmak için kuş figürünü tercih ettim. Tezatların kesişmesi var eserimde. Rüzgarın hafifliğiyle demirin ağırlığı yan yana” diyor.

SERAMİK VE GRAFİTİ

Boğaziçi Üniversitesi’nde ders veren sanatçı Sakine Çil ise “Eserimde en eski sanatlardan seramikle en yeni sanatlardan grafitiyi birleştirdim. Çektiğim bir fotoğraftaki gölgeyi duvara aktardım” diyor.
ABD’deki George Washington Üniversitesi’nin seramik bölümünün başkanı olan Türker Özdoğan da sempozyumda hem misafir hem de ev sahibi. Kendi yarattığı taş örme tekniğiyle amfora benzeri bir tören vazosunda Anadolu esintilerini kullanan Özdoğan 35 yıldır ABD’de de yaşıyor: “Heykel bağnazlığından kurtulmamız lazım. Türkler heykelde hep iyiydi, nereden çıktı bu heykel korkusu ve nefreti anlamıyorum” diyor. Yine de gelecekten umutlu: “Öğrenciler cin gibi ve istekli. Umarım bu sempozyum örnek olur.”
Sanatçılara farklı şehirlerin seramik bölümlerinden 30 öğrenci asistanlık yaptı. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde Elif Biricik, yeni teknikler öğrenip ünlü sanatçılarla çalıştğı için çok şanslı olduğunu düşünüyor.

LİVANELİ VE BEYAZ

Sempozyum sonunda sanatçıların işler kentin dört bir yanını süsleyecek, sunulan bildiriler de önceki yıllardaki gibi bir kitapta toplanacak. Ayrıca bu akşam Zülfü Livaneli bir konser verecek. Yarın da Beyazıt Öztürk’ün katılımıyla, 18.00’de sempozyum Bülent Özdemir ve Ebru Elver bir konser verecek. Tüm etkinlikler ücretsiz.