Güncelleme Tarihi:
Eurovision temsilciliğiniz hayırlı olsun. Birçok ismin katığı, bazılarının ise üzerine atladığı bu imkan için siz ne düşünüyorsunuz?
- Her şeyden önce çok büyük bir heyecan ve mutluluk yaşadık tabii... Dediğiniz gibi birçok kişinin cesaret istediği için sıcak bakmadığı bu proje bana teklif edildiğinde çok gururlandım. TRT gibi köklü bir kuruluşun, ilk albümünü çıkaralı bir yıl bile olmamış 24 yaşındaki bir müzisyene bu teklifte bulunması çok cesurcaydı. Ben kendimde de aynı cesareti buldum, teklifi kabul ettim. Silkelenip kendime geldiğim andan itibaren de çok yüksek bir tempoyla çalışmaya başladım.
Teklif geldiğinde aklınızdan ilk geçen ne oldu?
- Çok şaşırdım. Ekip olarak birbirimize bakakaldık, cevap vermeyi unuttuk. şoku atlattıktan sonra aramızda konuşup teklifi kabul ettik.
Olumlu yanları kadar olumsuz yanları da var Eurovision’un. Başarınızın sorgulanması gibi, yarışmanın politik dayanakları olması gibi mesela... Size “evet” dedirten neydi peki?
- Açıkçası çok fazla düşünmeye gerek duymadık. Benim de, çalıştığım insanların da yaşı çok genç ve çok küçük bir ekibiz. Böyle bir fırsatı değerlendirmemek yanlış olurdu. Ayrıca Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğimize inandık.
MÜZİĞİM SAĞLIKLI DOZDA POP İÇERİYOR
Haber duyulduğunda bazıları “Kim bu Can Bonomo” dedi.
- Benim yaptığım müzik, alışılagelmiş pop müzik tarzının epey dışında. Sağlıklı dozajda pop öğeler de barındırıyor ama genele hitap etmekteki hızı “alternatif” diye tabir edilen müziğin biraz üzerinde. Biz, bu vesileyle müziğimin daha çok yayılacağını ve daha çok tanınacağını düşünüyoruz. Hani “Kimmiş bu Can
Bonomo?” diyenler var ya, işte onlara kendimizi tanıtmak için daha güzel nasıl bir fırsat geçebilirdi ki elimize?
Eleştirmenler gençliğinizden dem vurdu, tek albümünüz olduğunu söyledi. 8 yaşından bu yana müzik yapan biri için yeterli deneyime sahip değil misiniz hâlâ?
- Semiha Yankı Eurovision’a çıktığı zaman 17 yaşındaydı. Eurovision için ne kadar deneyimin ne kadar yeterli olacağı konusunda net bir fikre sahip olunabileceğini düşünmüyorum. TRT’nin kararı açıklanalı çok uzun bir süre olmadı fakat şimdiye dek aldığımız tepkiler gayet pozitif yönde. Bir takım ağabey ve ablalarımız, yeterli tanınırlığa sahip olmadığımızı söylediler. Artık biraz daha fazla tanındığımıza göre o sorun da ortadan kalkmıştır diye düşünüyorum. Herkes gönül rahatlığı ile yapacağımız şarkıyı bekleyebilir. Biz bu iş için çok heyecanlıyız. Bakü’ye Can Bonomo konseri vermeye değil, Türkiye’yi temsil etmeye gidiyoruz. Halkımızın da bize destek vereceğini düşünmek istiyoruz.
ONLINE KONSERLERİMİ 10 BİN KİŞİ İZLİYOR
Albümün çıkalı yaklaşık bir yıl oldu.
- Evet... Çok hızlı bir tüketim söz konusu. Her yıl yeni bir albüm çıkarmak alışılmış bir durum oldu. Ama biz birkaç klip daha çekip yeni albümü bu yılın çıkarmayı düşünüyoruz. ışin güzel kısmı üçüncü albümde bile hangi şarkıları kullanacağımız belli çünkü sürekli beste yapıyorum.
Live Stream (canlı yayın) internet sitesi üzerinden konserleriniz oluyor. Bu konserlere nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Aslında bu konserlerin özelliği, evimizin salonunda, arkadaşlarla kendi aramızda müzik yaparmış gibi çalmamız. Bir akşam siz evde oturuyormuşsunuz da biz size oturmaya gelmişiz gibi hissettirmesi. Teknik altyapı ile ilgili çalışma yapıyoruz ama o amatör ruhu ve samimiyetini kaybettirmeyecek kadar. Bilgisayar kamerası ve mikrofonu ile yayın yapıyoruz. Konserlere sadece sahne arkadaşlarım değil müziğe meraklı kendi arkadaşlarım da katılıyor. Gittikçe daha kalabalık oluruz umarım.
O konserleri kaç kişi izliyor?
- Ortalama 10 bin kişi... Tekrarlarıyla bu sayı daha da katlanıyor. Bu konserleri iple çekmeye başladık. Bir kere evdeyiz. Can gitarı çal, insanlarla konuş, canlı telefon bağlantısı yap (Facebook ya da Twitter üzerinden telefonunu yazanlardan bazılarını yayına alıyoruz)... Bildiğiniz TV programı oluyor. Hem de akustik performanslı, müzikli, muhabbetli...
Konserlere gelemeyen tembel dinleyiciler için büyük bir lüks bu. Bir de müziği bedava sunma durumu var tabii. Bu dinleyici kitlenizi rahatlığa alıştırmaz mı?
- Müzik artık paylaşımla büyüyor. ınsanlar albüm almaz, konserlere gelmezken bu bir lüks.
OYNAYABİLSEYDİM COOL ADAMI OYNARDIM
Hep mi böyle güleryüzlüsünüzdür?
- Evet... Oynayabilseydim cool adamı oynardım zaten! Kliplerde ve sokakta gördüğünüz adam, aynı adam.
İlk dinlemede kabul edilen bir müzik değil sizinki. Müziğin içine bu kadar enstrüman koymak nasıl aklınıza geldi?
- İlk başta parçalar böyle değildi. Can Saban ile birlikte karar verdiğimiz şeyler var. Albüm için “Ben Yağmurum” diye bir şarkı kaydetmiştik. Prodigy gibi, Björk gibi bir şeyler yapalım derken akustik bir şeyler çaldık. Sonra “Bu şarkı keman istiyor” dedi Can, keman çalındı. Ardından şarkının üzerine bendir çaldım. Dinledik, “Hiç de fena olmadı” dedik ve Can da kendi üslubuyla stüdyoda son haline getirdi.
Radyo sinema mezunusunuz. ıleride film de çekecek misiniz?
- Sinemam iyidir ama onu ileride yapacağım.
Her işte de eliniz var gibi. ılüstrasyon, müzik, şiir, film...
- Atölyecilik, mutfak sanatları ve uzay bilimleri değil ki! şiir, resim, müzik yani...
Peki ya oyunculuk? Bir yandan onu da yapabilir siniz?
- Sinema okurken çok fazla kısa filmde oynadım, çok da severim. Ama oyunculuk “bir yandan” yapılabilecek bir iş değilmiş, onu anladım.
MELODİNİN RUHUNA EN ÇOK YAKIŞAN DİLİ SEÇERİZ
Eurovision’la ilgili en merak edilen nokta, şarkıda Türk enstürmanları olacak mı? Ve tabii bir de “Türkçe mi ıngilizce mi” sorunsalı...
- Henüz tam karar vermedik. Üç şarkıyı aynı anda ilerletiyoruz. Türkçe olan da var, ıngilizce olan da... Bir şey söylemek için çok erken... Fakat istatistiklere bakılırsa, ıngilizce söylemek yolumuzu daha çok açabilir. Bizim yaptığımız müzikte saz, vurmalılar, yaylılar, bendir, akordeon gibi zengin bir enstrüman yelpazesi var. Dolayısıyla mutlaka kendi müziğimize benzer bir çalışma çıkacak, melodinin ruhuna en yakışan dil hangisi ise o olacaktır.
ANNEANNEM BENDEN ÇOK UTANIYORDU
Giyim tarzınız garipseniyor mu?
Anneannem lise zamanlarımda “Oğlum sen ne zaman normal insanlar gibi giyinmeye başlayacaksın? Biz çok utanıyoruz böyle” demişti. “Anneanne moda” dedik, “Bak, kimsede yok bak” dedi. O dönem çok daha garip giyiniyordum. İnanılmaz dar pantolonlar ile inanılmaz bol tişörtler mesela... Çok dövmem var, aksesuvar da çok seviyorum. Bu kadarı da olsun.
Üç çizginin anlamı
Can Bonomo, dövmeleriyle de konuşuluyor. Bonomo elindeki üç çizginin anlamıyla ilgili soruya, “Eski çağlarda yaşayan pagan müzisyenleri ilham tanrılarına yakın olabilmek için enstrümanlarının üzerlerine bu üç çizgiyi kazıyorlardı. İnanış biçimleri her olay için ayrı müzik yapmak olan bu insanların mantalitesini kendime yakın buluyorum” yanıtını verdi.
MURAT VE ATİYE'DEN CAN BONOMO YORUMU
Murat Boz: Can doğru tercih
Aylardır Eurovision adayları arasında adı geçen Murat Boz, Can Bonomo’yla ilgili sorulara şöyle yanıt verdi: “Can’ın gitmesine çok sevindim. Çok kaliteli bir isim. Doğru tercih. Ben zaten daha önceden Eurovision’a gitmeyeceğimi belirtmiştim. Çünkü benim için önemli bir yer değil.”
MURAT BOZ SORULARI YANITLADI (FOTO-GALERİ)
Atiye: Gitmeyi bekliyordum
ATİYE BÖYLE GÖRÜNTÜLENDİ (FOTO-GALERİ)
Geçen yıldan beri geniş bir kitlenin Eurovision’a gitmesi yönünde destek verdiği Atiye, Can Bonomo sürprizinden dolayı şaşkın: “Açıkçası bu yıl Eurovision’a gitmeyi bekliyordum, son anda başka bir karar verdiler. Ama gidemediğim için üzgün değilim. Can Bonomo da çok iyi bir isim.”