Seksi günlerim mazide kaldı

Güncelleme Tarihi:

Seksi günlerim mazide kaldı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2011 00:00

“Gizli Dosyalar” dizisiyle hafızalara kazınan Amerikalı oyuncu Gillian Anderson, Londra’da Kelebek’in sorularını yanıtladı. Dizinin yayınlandığı dönem ‘dünyanın en seksi kadını’ seçilen Anderson, hem bu unvan hem de son filmi “Johnny English’in Dönüşü” hakkında konuştu.

Haberin Devamı

“Gizli Dosyalar” (The X Files) dizisinin yayınlandığı dönem en beğenilen yıldızlardan biriydiniz. Hatta “Dünyanın en seksi kadını” da seçildiniz. Kendinizi seksi buluyor musunuz?  

- Şöyle bir geriye dönüp bakınca, sanki çok uzun zaman önceydi gibi geliyor... Aslına bakarsanız, en seksi kadın seçilmemin çok da ilginç olmayan bir öyküsü var. O dönem verdiğim bir röportajda bir fantezimden bahsetmiştim. Üzerimde sadece kovboy çizmeleriyle, ata çıplak binmek istediğimi anlatmıştım. Sanırım bu fantezi “çok çılgın ve seksi” imajını yarattı. Ama o günler mazide kaldı. Uzun zamandır kimse bana seksi olduğumu söylemiyor. Artık iki çocuklu bir anneyim. Hayatımın merkezi çocuklarım. Seksi görünmeliyim diye tutturacak halim yok.

Siz, “zeki ve soğuk kadın” rolleriyle tanınıyorsunuz. Gerçek yaşamınızda da böylesiniz sanırım...

- Doğru gözlemlemişsin. Ben karakter olarak da soğuk ve mesafeliyimdir. Aslında beni yakından tanıyanlar soğuk olmadığımı bilirler ama insanlara güvenmem zaman alıyor. Bu süre içinde de rol yapamıyorum. Mesafeli ve kontrollü olmayı seviyorum. Bir de yine seksiliğe takıldım. Soğuk ve ciddi bir kadın olduğumdan, ki böyle bir algıyı “Gizli Dosyalar” yarattı, benim için “Bu kadın, karizmatik ve seksidir” diyorlar. Yani, seksilik etiketi biraz önyargıyla gelen bir şey. Ama fark ettim ki, insanın gururunu okşayan bir durum.

GİZLİ SERVİS İLANLARI İMAJA YAKIŞMIYOR

“Johnny English’in Dönüşü” (Johnny English Reborn) filminde gizli servis MI5’ı yöneten o güçlü kadını oynadınız. Filmde gizli servislerin ajan bulmak için gazeteye ilan vermeleri ti’ye alınıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Gizli servislerle ilgili büyülü, bilinmeyen, açık olmayan bir gizlilik söz konusuydu. Bu da yapılan işi çok daha önemli hale getiriyordu. Şimdi bu tabuların yıkılması, hatta gazeteye ilan verilmesi imaja yakışmıyor. Ben bu konuda geleneksel düşünüyorum. Bazı kurumlar çağa ayak uydurmak için imajlarından taviz vermemeli. Gizli servisler de öyle. Mesela filmde bir sahne var; barda size yaklaşır ve elinize bir kart sıkıştırırlar. Ama kimden geldiği, ne olduğu belli değildir. Ben böyle şeyleri seviyorum.

JOHNNY ENGLISH’İ JAMES BOND’A TERCİH EDERİM

Sizden Johnny English ve James Bond arasında bir seçim yapmanızı istesem, hangisini tercih edersiniz?

- Kesinlikle Johnny English’i. Bir kere naif bir erkek. Biraz şapşal ama iyi niyetli. Sakar ama düşünceli. Hem James Bond’un sevgilisi olmak ne zor olurdu. Düşünsene adam yakışıklı, her an her yerde. Sürekli seyahat halinde, bazen hiç ulaşamıyorsun. Ortadan kayboluyor. Her an başka bir kadınla birlikte olma tehlikesi var. James Bond gibi bir erkek egoist de olur aynı zamanda. Kim ister böyle bir erkeği? Ben istemem. Johnny English’in saf ve sadık hallerini tercih ederim. Çirkin ama sadık, bana beni sevdiğini hissettirecek ve yanımda olacak bir erkek isterim. Hayat zaten zorluklarla dolu. İlişki denen iki kişilik oyunda yeterince huzur olmazsa, ben ilişki istemiyorum.

Johnny English’i oynayan Rowan Atkinson’u oyuncu olarak nasıl buluyorsunuz? Onunla çalışmak nasıldı?

- Aslında, Rowan ile oynamak nasıl olur diye ben de merak ediyordum. Çok ilginç bir oyuncu. Fiziksel oynayan, aynı zamanda çok da kuvvetli bir aktör. Teknik bir aktör. Komedi oynuyor gibi gözüküyor ama yaptığı iş çok farklı. Onunla bu filmde oynamak çok keyifliydi. Hem çok güldüm hem de çok iyi bir iş çıktı.

Haberin Devamı

KIZIM İSTANBUL’U ANLATA ANLATA BİTİREMEDİ

“Johnny English’in Dönüşü” filminin yönetmeni Oliver Parker, Türkiye’ye geldiğini söyledi. Sizin böyle bir planınız var mı?

- Bu aralar çok yoğunum, film projelerim var. Seyahat etmem çok zor. Ama Türkiye’nin çok güzel olduğunu o kadar çok kişiden duyuyorum ki... Kızım da geçenlerde İstanbul’a gitti, anlata anlata bitiremedi. Çok beğenmiş. Belki onunla birlikte gideriz diye konuştuk.

Haberin Devamı

GÜÇLÜ KADINI OYNAMAYI SEVİYORUM

Hangi kadın karakterler sizi çekiyor?

- Güçlü kadını oynamayı seviyorum. Öyle ezilen, duygu sömürüsü yapan, bırakılan, terk edilen, duygusal çıkmazlar içinde olan kadın karakterleri oynamayı sevmiyorum.

                                                                                                  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!