Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2009 00:00
Elinize bir büyüteç alıp saatlerce inceleseniz hiç bir kusur bulamayacağınız, gördüğünüz anda "Sen insansan biz neyiz kardeşim" diye isyan ettiren tiplerden. David Gandy (29), dünyanın en ünlü modellerinden biri. Massimo Dutti, Stefanel, Zara gibi pek çok markanın katalog yüzü oldu. Ama en çok Dolce Gabbana’nın iç çamaşırı modeli olarak tanınıyor.
Dolce Gabbana parfümü için kayıkta çıplak olarak verdiği pozu herkes hatırlıyor. David Gandy, 2009-2010 sonbahar-kış koleksiyonu için Türk markası Sarar ile anlaştı. İstanbul’un çeşitli köşelerinde poz verdi. Ve bir tek bizim sorularımızı yanıtladı.
Nasıl bir aileniz vardı? -Çok ama çok normal bir İngiliz ailesi. Dedeler ve büyükannelerle birlikte büyüdüm. Annem ve babam çok disiplinliydi. İkisi de ticaretle ilgileniyorlardı.
Bir modellik yarışmasını kazandıktan sonra manken olduğunuzu biliyorum. -Evet ama yarışmaya kendi istediğimle katılmadım. Üniversitede iletişim okuyordum, ev arkadaşım fotoğrafla ilgileniyordu. Bir ödevi için fotoğraflarımı çekti. Benden habersiz o fotoğrafları yarışmaya göndermiş. Finale kaldınız diye aradıklarında çok şaşırdım.
Birinci olduktan sonra yıldızınız hemen parladı mı? -Hayır, benimki ağır ağır ilerleyen bir kariyer. Modelliğe ilk başladığım yıllarda cılız ve zayıf erkekler popülerdi. Büyük markalar bu tip androjenlerle çalışıyordu. Beni fazla yakışıklı buluyorlardı. Eski bir ragbi oyuncusu olarak kaslarım fazla şişti. Ama gelecekte benim gibilerin makbul sayılacağını hissettim. Sıramı bekledim.
Beklerken nasıl para kazandınız? -Markaların ana katalogları için değil de bayilerine gönderdikleri, ürünlerin ön planda tutulduğu sipariş katalogları için poz veriyordum. Hatta ilk işim Paul Smith’in kataloğuydu.
Şansınız nasıl döndü? -Dolce Gabbana sayesinde. Altı, yedi yıl önceydi. Ajansım Stefano Gabbana’nın büyük bir doğum günü partisi verdiğini, mutlaka gitmem gerektiğini söyledi. Tesadüfen gece boyunca Stefano ve Domenico ile aynı masada oturdum. İki hafta sonra defile için çağrıldım ve yeni çıkacak Light Blue adlı parfümün kampanyasında beni kullanmak istediklerini söylediler.
TAMAMEN HİÇ SOYUNMADIM ONLAR FOTOĞRAF HİLESİ Objektif karşısında ilk çırılçıplak kaldığınız anı hatırlıyor musunuz? -Hiçbir zaman tamamen çıplak kalmadım.
Ama ben sizin tamamen çıplak fotoğraflarınızı gördüm... -Onların hepsi fotoğraf hilesi.
Başkalarının yanında soyunmak, iç çamaşırlarınızla kalmak sizin için sorun olmaktan ne zaman çıktı?
-İç çamaşırlarıyla kaldığım ilk gün, bunun çok normal bir şey olduğuna inandırdım kendimi. Ama tabii, ilk günlerle kıyasladığımda şu an çok rahatım. Öyle her soyun diyene de soyunduğum zannedilmesin. W Man gibi dergilere, Mario Testino gibi fotoğrafçılara ve tabii Dolce Gabbana gibi markalara soyunuyorum.
Ama herkes soyunmanızı istiyor değil mi? -İstiyorlar ama olmaz diyorum. Yoksa çok ucuzlarım.
Bu vücudu yapmak için ne kadar emek harcadınız?
-Üç yıl spor yaptım. Ama ben içki içmeyi,
yemek yemeyi severim, çok katı diyetler yapmam. Bir gün fazla kaçırırsam ertesi gün üç saat spor yapıyorum.
Kaç yıl daha mankenlik yapacaksınız?
-Bir yıl yapar bırakırım diyorum.
Bu düpedüz erken emeklilik olur. Başka bir hedefiniz mi var?
-Mankenlikte gelebileceğim en üst seviyeye geldim. Bu meslekte erkekler kadınlar gibi avantajlı değil. Benim erkek Kate Moss olmak gibi bir şansım yok. Sürekli seyahat etmekten usandım.
Sinemaya geçmek istemiyor musunuz? -Bunu birçok insan söylüyor ama bu yetenek işi. Belki ileride birkaç ders alıp yeteneğimin olup olmadığına bakarım. Ama asla oyuncu olmak için Hollywood’a gitmem. Çünkü Los Angeles’tan nefret ediyorum.
Modayla ne kadar ilgilisiniz? -Para kazandığım sektöre ihanet ediyor gibi olacağım ama modadan hiç hoşlanmıyorum. Takip etmiyorum. Sokaklar birbirine benzeyen insanlardan geçilmiyor. Ben markalara hiç para harcamam. İkinci el eşyalar alırım.
Hayranlarınız İtalyan ve Akdeniz ateşine sahip olduğunuzu düşünüyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz? -Yok ya! Keşke öyle olsam ama bu tembel İngiliz aksanım yüzünden tam bir İngiliz erkeğiyim.
Sizi görenlerin en çok sorduğu soruyu sorarak bitirmek istiyorum. Siz insansanız biz neyiz?Biri bunu sorduğunda otomatik olarak o insana ne kadar normal biri olduğumu kanıtlamaya çalışıyorum.
Çok güzel kadınlar paralı ama çirkin adamları seçiyor bize güzel olmayanlar kalıyor
Kadınlarla aranız nasıl? -Severim, onlar da beni sever.
Sizinle kolay iletişime geçerler mi? -Çok yakın iki kız arkadaşım, kadınların benden korktuğunu, kolay kolay yaklaşamadıklarını düşünüyor. Ben pek emin değilim. Kendine güvenen kadınlar pekala gelip, benimle konuşuyor.
Sizin gibi çok yakışıklı adamlar genellikle çok güzel olmayan kadınlarla olur. Neden?
-Bence tam tersi: Çok güzel kadınlar, yüzüne bakılmayacak erkeklerle birlikte. Çünkü para onlarda. Güzelleri onlar kapınca, diğerleri de bize kalıyor. Size Mick Jagger diyorum, başka da bir şey demiyorum. Dünya güzeli kadınlar nasıl onunla birlikte oluyor aklım almıyor!
Gay erkeklerle başınız belaya giriyor mu?
-Hem de nasıl.
Nasıl geri püskürtüyorsunuz? -Moda endüstrisinde bir sürü gay var biliyorsunuz. Üstelik onlar kızlardan daha girişken. Bir kere New York’taki menajerimle gece dışarı çıktım. Kendisi bir gay. Bana tuzak kurdu, bir gay bara götürdü. Bir anda etrafımız sarıldı. Vücudumda sekiz on el gezinmeye başladı. Kendimi dışarı nasıl attım, bilmiyorum...
Siz ünlülerin ünlülerle sevgili olabileceğini düşünenlerden misiniz? -Evet. Zaten pek de şansımız yok. Etrafımızda hep popüler tipler var. Brad Pitt’e bakın mesela, Jennifer Aniston gibi güzel bir kadından sonra karşısına bir
film setinde Angelina Jolie gibi bir tanrıça çıktı. Ne yapsın adam... Çok zor bir durum.
BEYAZ İÇ ÇAMAŞIRI SAYEMDE MODA OLDU Dolce Gabbana’dan başka iç çamaşırı giymiyorum. Beyaz rengi tercih ediyorum. Çünkü beyaz iç çamaşırının benim sayemde aklandığını, tekrar moda olduğunu düşünüyorum. Ben Dolce Gabbana için beyaz çamaşırla poz verdikten sonra, David Beckham da Armani’nin yüzü oldu ve o da beyazlarla poz verdi.