Seks hormonu takviyesi ile gençlik arayışı

Güncelleme Tarihi:

Seks hormonu takviyesi ile gençlik arayışı
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 11, 2002 00:00

Yeni araÅŸtırma sonuçlarına göre, kadınlarda uygulanan östrojen takviyesi hiç de sanıldığı gibi gençlik aşısı etkisi göstermiyor ve birçok yan etkisi de gözden kaçırılıyor.Biz veya tanıdıklarınız östrojen hormonu takviyesi alıyor musunuz? Bu hormonun size ‘Gençlik aşıladığı’ düşüncesinde misiniz? Öyleyse, seks hormonlarının gençleÅŸtirdiÄŸi konusunda bilim dünyasında estirilmekte olan rüzgar üzerinde şüpheler dolaÅŸmaya baÅŸladığını bilin.Seks hormonlarının gençlik kaynağı olduÄŸu sanılmasının öyküsü bundan 38 yıl önce New Yorklu jinekolog Robert Wilson’ın, elli yaÅŸlarında bir kadınla karşılaÅŸmasıyla baÅŸladı ve bu karşılaÅŸma tıp tarihinde önemli geliÅŸmelere neden oldu. Kadın, yaşından çok daha genç gösteriyordu, menopoz döneminde herhangi bir sorun yaÅŸamamıştı. Genç kadın uzun yıllar doÄŸum kontrol hapı kullanmıştı, doktor Wilson bu doÄŸum kontrol haplarının içerdiÄŸi cinsiyet (seks) hormonlarının, kadının gençliÄŸinin ve son derece iyi saÄŸlığının kaynağı olduÄŸunu ileri sürdü. Wilson bundan sonra menopoz öncesi kadınlara da hormon takviyesi önerdi. Kısa süre sonra Wilson’un önerisini dikkate alan genç meslektaÅŸları hastalarına uzun vadeli östrojen hormonu terapileri uygulamaya baÅŸladılar. Günlük dozun, deÄŸiÅŸim yıllarında azalan hormon üretimini dengeleyebileceÄŸi düşüncesi mantıklı bulunmuÅŸtu. Gençlik aşısı etkisinin kanıtı ise doÄŸum kontrol hapları sayesinde gençliÄŸini koruyabilen New Yorklu kadındı. Ve konuyla ilgili baÅŸka araÅŸtırmalar birden bire yaygınlaÅŸmaya baÅŸlamış ve hep aynı sonuca ulaşılmıştı: Hormon hapları saÄŸlıklı kılıyordu!Sanki mucize ilaçBöylece hormon takviyesi neredeyse tüm yaÅŸlılık hastalıklarını önleyen mucize bir ilaç olarak sunulmaya baÅŸlandı. Alzheimer, osteoporoz ya da enfarktüs olsun, neredeyse tüm jinekologlar orta yaÅŸ hastalarının tümüne östrojen hormonu öneriyorlardı. Böylece menopoz dönemi hormonları Amerika’da en çok yazılan ilaçlar listesine girdi. Almanya’da ve diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ülkelerde hormon tüketimi önemli ölçüde artmıştı. Bugün örneÄŸin beÅŸ milyon kadar Alman kadına hormon takviyesi uygulanıyor. AraÅŸtırmalar yetersizAynı anda Amerika ve Ä°ngiltere’de yapılan birçok araÅŸtırma, hormon ilaçlarının gençlik aşısı olmadığını gösterdi. Epidemiyoloji uzmanları, istatistikçiler ve hormon uzmanları eski araÅŸtırmaların yetersiz olduÄŸu ve daha ayrıntılı incelemeler sonucunda hormon kürünün çok az ya da hiç yarar saÄŸlamadığı görüşünde birleÅŸtiler. En çok tartışılan ve çoÄŸunlukla da yadsınan, bu tedavinin meme kanseri, hatta kalp ve dolaşım üzerindeki yan etkileri de daha belirgin olarak açıklığa kavuÅŸuyor. ‘Bu tür çalışmalar ne kadar çok masaya yatırılırsa yanılgılar da o denli artmakta’ diyor Hamburg Ãœniversitesi saÄŸlık profesörlerinden Ä°ngrid Mühlhauser. Endokrinolog, hormon takviyesini tıbbın en büyük hatalarından biri olarak görüyor. Ona gore ‘Hayali sonuçlar geçersiz verilere dayanıyordu ve sanıldığının aksine östrojenin hiç etkisi yok gibi’ydiÖ Biyoistatistikçi Steven Cumming de ‘Journal of the American Medical Association’ (JAMA) dergisinde ‘Neden hormon takviyesi?’ diye soruyordu. Dergide 22 Ä°ngiliz uzman, kritik bir analiz içeren 22 makale yayımlamıştı ve hormonların ateÅŸ basmasına kesinlikle iyi geldiÄŸini, ancak baÅŸka neleri önlediklerinin ise kesinlikle bilinmediÄŸini açıklıyorlardı. Uzun vadeli terapiyle ilgili yeni çalışmalar hormonların osteoporoza karşı etkisini daha gerçekçi verilerle ortaya koydu: Altmış yaşın üzerindeki kadınlarda kemiklerin kırılmasını önlediÄŸi söylenen östrojenin aslında çok önemli bir etkisinin olmadığı anlaşılıyordu. Östrojen, gerçi kemik yoÄŸunluÄŸu üzerinde etkili olabiliyordu, ama bununla kemik kırılmasının azalacağı kanıtlanamıyordu. Cumming’e göre kemik kırılmalarını önleyecek daha farklı ilaçlar kullanılmalıydı, ona göre örneÄŸin Biphosphonate grubundaki ilaçlar daha etkiliydi. Meme kanseri riski ‘Women’s Health Initiative’ (WHI) müdürü Jacques Rossouw da hormon takviyesini uygun görmüyordu. AraÅŸtırmacı, yaÅŸları 50-79 arasında deÄŸiÅŸen 27 000 kadın üzerinde geniÅŸ kapsamlı bir araÅŸtırma yaptıktan sonra, osteoporozdan (kemik zayıflaması) korunmak isteyen kadınlara östrojen önermemeye baÅŸlamıştı. Enfarktüsle ilgili sonuçlar daha korkunçtu. 2005 yılında 11 yıllık süresini tamamlaması beklenilen WHI programına katılanlara geçen nisan ayında uyarı mektupları gönderildi. Altı ayda bir bazı ayrıntılı verileri deÄŸerlendiren bağımsız bir araÅŸtırma grubu beklenmeyen bir bulguya ulaÅŸtı. Enfarktüs ve felç riski, programın baÅŸlamasından iki yıl sonra düşmemiÅŸ, az da olsa yükselmiÅŸti. Ve bu olumsuz geliÅŸme programın üçüncü yılında da sürmüştü. Hormonların kalp ve dolaşıma, yarardan çok zarar verdiÄŸi, aslında HERS çalışmasına katılan araÅŸtırmacılar tarafından da açıklanmıştı. Programın ilk yılında östrojen kullanan 2763 hastada enfarktüse daha sık rastlanmıştı. Rossouw bu sonucu östrojen alımıyla ortaya çıkan tromboz oluÅŸumuna baÄŸlıyor. Dört yıllık östrojen takviyesi yan etki göstermiyordu ama etkili de olmuyordu. Hormonla kalbi koruma teorisi, ÅŸimdi ‘New England Journal of Medicine’ dergisinde yayımlanan makaleleriyle Joann Manson ve Kathryn Martin tarafından da çürütülmekte. AraÅŸtırmacılar deÄŸiÅŸim yıllarındaki ateÅŸ basması ve terlemeye karşı hormon haplarının etkili olduÄŸunu kabul ediyorlar, ama en geç beÅŸ yıl sonra meme kanseri riskinin de önemli ölçüde arttığını söylüyorlar. Östrojenin zihin üzerindeki etkisi de yeniden tartışılmaya baÅŸlandı. Yine Jama dergisinde yayımlanan ve 1966-2000 yılları arasındaki verilere dayanan bir araÅŸtırmaya gore, hormonların düşünce yetisi üzerinde belli baÅŸlı etkileri olabilirdi ama takviye terapisinin Alzheimer hastalığını önlediÄŸi henüz kanıtlanmamıştı. EleÅŸtirmenlerin görüşlerine göre östrojenin olumlu etkileri fazlasıyla abartılmıştı. ‘Doktorlar yalnızca seçkin kadın gruplarını inceledikleri için olumlu sonuçlara ulaÅŸtılar’ diyor Mühlhauser. Hormon kullananlarda elde edilen pozitif sonuç, yaÅŸam biçimleriyle ilgili. Terapiyi uygulayanlar saÄŸlık konusunda daha bilinçli, eÄŸitimli ve daha sportif kiÅŸilerdi. ‘Jinekolojideki bilgi boÅŸlukları ancak ÅŸimdi ortaya çıkıyor. Bunca yıl devam eden terapiler kontrolsüz deneylerden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir’ diyor Mühlhauser. En çok satılan ilaçBu durum özellikle de Premarin tedavisinde dikkat çekiyor. Dünyada en çok satılan menopoz ilacı Almanya’da yumurtalıkları alınan genç kadınlarda ortaya çıkan ani östrojen eksikliÄŸinde veriliyordu. 1975 yılında hormon takviyesinin uterus mukozası kanseriyle (endometrium) iliÅŸkili olduÄŸu ortaya çıkınca hastalara yarım doz verilmeye baÅŸlandı. Yaklaşık beÅŸ yıl sonra da jinekologlar endometriuma önlem olarak östrojenin, (progesteron etkisi gösteren) Gestagen hormonuyla kombine edilmiÅŸ ÅŸeklini yazmaya baÅŸladılar. Premian üreticisi Wyeth- Ayerst, iki hormonun daha düşük dozunu ‘HOPE’ adı verilen bir araÅŸtırmada test etmeye karar verdi. ‘Fertility and Sterility’ dergisinde açıklanan sonuçlar ikince kez yarıya indirilen dozun da ateÅŸ basmasını önlemede etkili olduÄŸunu göstermekte. Safça beklentiler mi?Alman Solvay firması ise temmuz ayından bu yana Presomen ilacını farklı karnizomları önleyen koruyucu ilaç olarak sunuyor. Oysa Mühlhauser bunların safça beklentiler olduÄŸunu öne sürüyor. Ve Presomen ilacında kullanılan östrojenin kaynağı da hiç iç açıcı deÄŸil. Bu etki maddesi Amerika’da sırf bu amaç için durmadan gebe bırakılan kısrakların sidiÄŸinden elde ediliyor. Kısraklar, etki maddesi üreticileri olarak, yaÅŸamlarını dar bölmelerde çok az suyla geçiriyorlar, çünkü sidik bu sayede daha verimli oluyor. Ancak bu yabancı maddenin insan bedenindeki etkisi, kanser oluÅŸturucu özelliÄŸi de dahil, henüz açıklanmış deÄŸil. Ä°laç ÅŸirketleri ‘zihinsel gerileme’, ‘hayal kırıklıkları’ ve ‘fiziki güçlerin’ ve ‘yaÅŸam standardının’ sınırlanmasıyla ilgili bilgiler vererek, kadınları korkutuyor ve etkisi kanıtlanmamış veya öne sürülen etkileri yeterince görülmemiÅŸ ilaçların kullanılmasını yaygınlaÅŸtırmaya çalışıyor. Ä°laç ÅŸirketlerinin bu politikaları, yaÅŸlı kadınları genellikle kronik hastalar olarak görmeyi seven doktorlardan destek görüyor. ‘YaÅŸamımızda iyi hissetmediÄŸimiz evreler oluyor, ama bunun neden böyle olduÄŸunu bulmamız çok zor’ diyor Berlin Ãœniversite KliniÄŸi’nden Martina Dören. Kadın saÄŸlığı profesörü ve Alman Menopoz DerneÄŸi üyesi doctor, iddialı ürünleri de hormon takviyesini öneren jinekologları da ciddiye almıyor. ‘Bir alay adam, kadınların mutlu edilmesi gerektiÄŸini eveleyip duruyor:’Menopoz ve menopoz sonrası hormon takviyesi üzerine araÅŸtırmalar yapan Dören’e gore, enfarktüs ve Alzheimer hastalığının önleyici etkisinin kanıtlanması için gerekli veriler henüz yeterli deÄŸil. Ve birçok doktor gelecekte hormon lobisinden çok daha kötü haberlerin geleceÄŸine inanıyor. (Bu araÅŸtırma, Spiegel dergisinden özetlendi.)Hormon takviyesi üzerine çeliÅŸkili görüşler:Enfarktüs Eski kanı: Enfarktüsü önlüyorYeni sonuç: Enfarktüs riskini yükseltiyor.OsteoporozEski kanı: Kemikleri koruyorYeni sonuç: Koruyucu etkisi şüpheli. AlzheimerEski kanı: Düşünce gücünü koruyorYeni sonuç: Hiçbir yararı yok .Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!