Güncelleme Tarihi:
Ünlü şarkıcı, "Eskiden seks bağımlısıydım şimdi ise sanatsal orgazm yaşıyorum. Artık daha dingin biriyim" diyor.
Seks bağımlısıydım şimdi sanatsal orgazm yaşıyorum
Atilla Atasoy ile yeni albümüne adına veren ünlü "Andro" ÅŸarkısından yola çıkarak cinsellik, aÅŸk ve yaÅŸam üzerine konuÅŸtuk. Ãœnlü ÅŸarkıcı, "Eskiden seks bağımlısıydım ÅŸimdi ise sanatsal orgazm yaşıyorum. Artık daha dingin biriyim" diyor.Â
Yeni albümünüz hayırlı olsun. Öncelikle biraz "Andro"dan bahsedelim isterseniz.  Â
Albüme adını veren "Andro" şarkınızı bütün programlarda dinliyorum. Haliyle bu programlarda söz dönüp dolaşıp yine andropoz mevzusuna geliyor.
- Bu tartışmaların yapılacağını bile bile bu şarkıyı hazırladım. Amacım kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak andropoz dönemini tiye almaktı. Bakıyorsunuz yaş 40’ı geçmiş. Yaşlanma korkusuyla panik oluyor insan. Halbuki bütün bu duygular insan doğasında var ve herkes bir gün bu duyguları yaşayacak. Yaşlanmanın bir yıpranma payının olduğunu hesap ederek her şeyi yerli yerinde yapmayı öğrenmek lazım. Yaş 50’ye gelince azan bir sürü arkadaşlarımız var. Oysa o yaşa kadar bütün kurtlarını dökmüş olmaları lazım. Ama onlar sağlamcı bir yaşamı tercih ederek sonradan azmayı yeğliyorlar. İşte ben bu durumu hicvetmek istedim.
Azgın tekelere yaptınız yani bu şarkıyı...
- Bu çok amiyane bir tabir oldu. Aslında andropoz diye bir şey yok. Bunu anlatmaya çalışıyorum ben. Sadece bazı şeylere hazırlıklı olmak gerektiğini söylüyorum. Çünkü hazır olmadığınız zaman depresif durumlarla karşılaşma ihtimali yüksek. Tabii ki 50 yaşında 18 yaşındaki çocuk gibi koşturan bir banliyö treni olamazsınız. Ama her yaşın ayrı bir güzelliği var. Her zaman yeni limanlara yol alabilirsiniz. Yeter ki ne istediğinizi bilin. Hep "Ben nasıl iyi hissederim, nasıl daha faydalı olabilirim" sorularını kendimize yöneltmeliyiz. Oysa dayatmalar, korkular ve ailesel edinimlerle insanlar bu soruları kendilerine sormayı unutuyor.
İNSAN 40’INDAN SONRA RAHAT EDİYOR
"Andro", Yunanca’da erkek anlamına geliyor değil mi?
- Evet, buna takılar da ekleniyor. Örneğin androjen; erkeklik hormonu demektir. Andropoz; bir anlamda erkeklerin menopoz dönemi oluyor. Poz; durma, duraklama demek. Menopoz; adet görmenin durmasıdır. Yani bu terimlerin cinsel istekle alakası yoktur. Erkeklere de andropoz adıyla böyle bir dönem yüklenmiştir. Erkeklik hormonu da erkeklik de öyle ’pat’ diye bitmez.
<B> Cinselliğinin en dorukta olduğu dönem hangisidir?
- Erkekler için 30-40 yaş arasıdır. Erkek o yaşlarda kendine daha çok güvenir. Hayatın üstesinden gelmek de kolay değil. İnsan bir sürü süreçten geçiyor. Okumak, meslek sahibi olmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak gibi bir sürü dönemden sonra insan ancak 40 yaşında rahata eriyor. İşte o zaman hayatın başka renklerini fark ediyorsun. Ama bu renkleri eş değiştirme olarak algılayanlar var. Halbuki 50’sine kadar insanların doyuma ulaşıp, daha huzurlu, sakin bir yaşamı seçmesi gerekiyor. Neden her şeye cinsellik açısından bakıyoruz ki!
Ünlü erkekler andropoz dönemini daha mı huzursuz geçiriyorlar. Aldatma ve ayrılık olayları ünlüler cephesinde sanki daha fazla yaşanıyor.
- Bu benim için geçerli değil. Böyle olanlar vardır ama ben her şeyi dozunda yaşamaktan yanayım.
Yani cinsellikte de overdoz durumu var.
- Evet, var. ÖrneÄŸin ben eskiden seks bağımlısıydım ÅŸimdi ise sanatsal orgazm yaşıyorum. Artık daha dingin biriyim.Â
Kaç yılınız seks bağımlısı olarak geçti? Ve skorunuz nedir?
- Epey bir yılım geçti (gülüyor). Bu tür sorulara cevap vermek bana çok komik geliyor. Çok kadın girdi hayatıma ama bunun çetelesini tutmadım. Hayatımda hiç ’skor’ derdim olmadı. Benim yaşamım sanat, spor, seyahat ve sevda üzerine kurulu. Her şeyi saygı çatısı altında yaşamaya çalıştım. Tabii ki geçmişte benim de hatalarım oldu ama hayat tecrübeyle öğreniliyor. En önemli şey ise insanın kendi üstesinden gelmesi.
- Evet... Aslında ben sadece coğrafya gezgini değil, düşünsel ve duygusal bir gezginim. İçsel yolculuklarımda kendi formülümü keşfetme şansına kavuşmuş biriyim. Araba değiştirmiyorum, geceleri kulüp, bar gezmiyorum, ev değiştirmiyorum ama coğrafya değiştiriyorum. Dünyayı dolaşmak, kendi iç sesimi dinlemek benim tedavi yöntemim. Kendime dürüst olmaya çalıştıktan sonra küçük hesaplar yapmaktan kurtuldum. Şimdi en olumlu dönemimdeyim. Keşke herkes benim gibi olsa. Ama olamıyorlar çünkü onlar standart, sağlamcı bir yaşamı seçmişler. Sonra da bağdaş kurup bekliyorlar. Ömür boyu süren tek şey ömürdür. Bu dünyada her şey ve herkes ölümlü. İlişkiler, aşklar, evlilikler bitebilir. Bunu doğal karşılayıp, insanların dostça ayrılmaları gerekir.
OKAN BAYÃœLGEN BENÄ° TÄ°YE ALIYORMUÅž
Sanırım bu durum kabullenememekten kaynaklanıyor.
- Her şeyi sağlama alma duygusu, insanoğlunun en büyük düşmanıdır. Ben yalnızlığı göze alarak yaşıyorum. Benim en büyük şansım sanata aşk ile sığınmam oldu. Bu albüm için 70’li yıllarımdaki arkadaşlarım en sapığımız sen çıktın diyorlar (gülüyor). Ben çocuk ruhluyum, onları çok seviyorum ve onlarla çok eğleniyorum aslında. Mesela Okan Bayülgen dünyayı dolaşma konusunda beni tiye alıyormuş..
 Neden tiye alsın ki?
- Bilmiyorum ama bir gün beni anlayacaktır. Böyle bir dedikodu var, kulağıma geldi. Belki de yalandır. Ben 25 yıllık eczacı ve 35 yıllık sanatçıyım. Elbette ki birikimlerim olacaktır. Ben araba değiştirmiyorum, otel köşelerinde zamparalık yapmıyorum. Böyle bir şey de düşünmedim. Sadece üretmek istedim.
 Otel köşelerinde zamparalık yapmadınız mı hiç?
- Hayır yapmadım. Tabii ki herkes kadar sekse düşkünüm. Herkes kadar çapkınlığım vardır ama ben bunların biraz daha üstesinden gelip kendime yeni boyutlar kazandırmaya çalıştım hep. Sanatsal üretim en büyük orgazmdır.
                                                                             Röportaj: Dilek DALLIAĞ