Şeker mevzuu

Güncelleme Tarihi:

Şeker mevzuu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2003 00:00

YERYÜZÜNDEN şekerin kökünün kazınmasını talep ediyorum.Kimden talep edeceğimi bilemediğimden ortaya söylüyorum. Kim şeydecekse etsin artık.Hayır, günün 24 saati çeşitli kılıklara girerek karşıma çıkmaya devam edecekse, o zaman biri pankreasıma bir şey söylesin lütfen.Allara morlara bulanıp kavanozlara gireni reddetsem kakaoyla halvet olup gelene dayanamıyorum.‘‘Çifte felaket’’ deyip hamurlusundan kaçsam, sütlüsüne tosluyorum.Bu da bir nevi terör. Neticede öldürüyor.Her bir pastanın üzerinde krema kılığına girmiş bir terörist yayılmış yatmakta...Allah hayır etsin, galiba deliriyorum. Ağır tahrikle ağır nefis mücadelesinin neticesi de ağır olur tabii böyle.Kötü kraliçenin zehirli elmaları gibi görüyorum bütün tatlıları.Yersem gittim...Hayır gelip öpecek prens de yok. Charles var gerçi ama onun da kimleri öpmeye meraklı olduğunu öğrendik. Önce bıyık bırakmam icap edecek, dedikodulara bakılırsa.***‘‘Nedir bu durum?’’ diye sordum geçen gün aile dostumuz bir doktora... Anlattı.Şekerin düşüğünü, yükseğini, her iki durumda pankreasın takındığı tavrı...Şimdi bayram günü tıbbi bilgi verecek değilim size... Üstelik üç gündür şekere bulanmışken... Sadece şunu söyleyeyim, siz tatildesiniz ama pankreasınız fazla mesaide.‘‘Bayramdan sonra keserim tatlıyı, o da normal mesaisine döner’’ diyorsanız o kadar kolay değil. Allah şaşırtmasın, şaşırdı mı şaşırıyor pankreas. Ondan sonra koyveriyor ensülini... Kökü koruyana kadar.Şimdi konunun uzmanı doktorlar saçını başını yoluyordur ama benim anladığım bu.Tabii her tatlı yiyenin sonu bu olacak diye bir şey yok. Gerçi gazetelerin sağlık köşelerine bakarsanız hepimiz potansiyel şeker hastasıyız. Zaten beni bayram günü bu konuda yazı yazacak hale getiren de basın. Ne yapayım, her şeyin suçlusu basın olduğuna göre yine odur (!)***Peki ne yapacağız?Yok, basını susturma konusunu kastetmiyorum; hiç tatlı yemeyecek miyiz, onu diyorum.Yiyeceğiz. Mecburen. Yoksa ne olacak bunca tatlıcı? Artık bir sanayi oluştu, yemeyip de ekonomiyi altüst edecek halimiz yok.Yiyeceğiz... Fakat çok değil az...Hızlı değil yavaş.Tek başına değil, başka yiyeceklerle beraber...Aç karnına değil, tok karnına...Ve üzerine bol su içeceğiz.Aslında bu yazıyı bayramın ilk günü yazmalıydım. İş işten geçti, yükünüzü aldınız ama bundan sonrası için bir hayrım dokunsun bari okur álemine.MIŞ-MUŞHava tahmininde Avrupa'da ilk 5'teymişiz.Fakat buna rağmen neden ‘‘Yağmur yağdı böyle oldu’’ diye başlıklar atmak zorunda kalıyoruz acaba?*Dünyada her üç kadından biri tecavüz kurbanıymış.Allah Allah! Hálá tecavüze gerek bıraktıracak kadın var demek...*Aşk bağımlılık yaratıyormuş.Bağımlılıktan değil, bir öncekine nispet yapayım derken o noktaya geliniyor.*Zeynep Özal anılarını yazdıracakmış.Ona bir Meydan Larousse ekibi lazım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!